Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, CnnTürk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Kovid-19 sürecinde küresel ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Elvan, küresel büyümenin yüzde 3,3 daraldığını, dünya ticaretinin yüzde 8,5 küçüldüğünü, tedarik zincirlerinde problemler yaşandığını, ülkelerin arz şoklarıyla karşılaştığını anlattı. Elvan, bu süreçte Merkez Bankalarının da ciddi parasal genişlemeye gittiğine işaret ederek, devlet ve özel kesimin borçlanmasında artışlar olduğunu ve kamu maliyesinde ciddi sıkıntıların ortaya çıktığını ifade etti.
Elvan, dünyanın son derece sıkıntılı ve kimsenin beklemediği bir süreç yaşadığını aktararak, “Ülkeler bu sürecin bu kadar uzun süreceğini düşünmüyordu, biz de aynı kanaatteydik. Küresel ölçekte işçi ve esnaf kesimi sıkıntılar yaşadı. Şunu da yadırgıyorum: Sanki küresel ölçekte bu tür sıkıntılar yaşanmıyor, sadece bu sıkıntılar Türkiye’deymiş gibi bir bakış açısının yanlış olduğunu düşünüyorum. Salgın döneminde küresel ölçekte 114 milyon insan işsiz kaldı.” diye konuştu.
Salgın döneminde küresel ölçekte tasarruf oranlarında artış görüldüğünü de anlatan Elvan, “Bu dönemde 5,5 trilyon dolarlık ilave tasarruf sağlandı. Önümüzdeki süreçte belki bambaşka bir tabloyla karşı karşıya kalacağız.” ifadesini kullandı.
Bu yıldan itibaren küresel ölçekte güçlü büyüme beklendiğine dikkati çeken Elvan, sanayi sektörü başta olmak üzere ekonomik aktivitenin canlandığını, şu anda üretim ve ticaretin kriz öncesi dönemden daha iyi durumda olduğunu anlattı.
Elvan, bu dönemde dünyanın önemli bir borçlanma problemiyle yüzleşeceğini belirterek, bu dönemde dijitalleşme alanının ise fırsat olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Uzaktan çalışmanın da ciddi ölçüde yaygınlaşacağını düşündüğünü aktaran Elvan, Türkiye dahil dünya genelinde yazılım sektöründe de hizmetler sektöründeki gibi istihdam yaratılmasının beklendiğini ifade etti.
“Türkiye tedarik konusunda avantaj sunuyor”
Ülkelerin salgın sürecinde yaşadıkları sıkıntılardan dolayı artık bölgesel tedarik zincirlerine yöneleceğine de işaret eden Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’ye stratejik konumu, nitelikli insan altyapısı, genç dinamik nüfusu yanında Avrupa Birliğiyle Gümrük Birliği anlaşmasının olması çok ciddi avantaj sunuyor. Türkiye, ürün çeşitliliği itibarıyla gelişmekte olan ülkeler içinde önde gidiyor. Biz istediğimiz her şeyi üretebiliyoruz. Türkiye’nin çok büyük avantajları var. Şunu da biliyoruz, geçmişte Türkiye’ye yatırım yapmayı düşünüp Doğu Avrupa’ya yatırım yapan bir çok firmanın bir süre sonra pişman olduklarını, ‘keşke Türkiye’ye yatırım yapsaydık’ şeklinde ifade ettiklerini biliyoruz.”
Elvan, küresel ölçekte emtia fiyatları ve faizlerdeki artışa da dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Özellikle ocak ayından itibaren ABD 10 yıllık tahvillerinde ciddi artış oldu ki 4 aylık süreçte yüzde 80’e yakın tahvil faizlerinde artış söz konusu oldu. Bunun daha da artacağı yönünde görüş ifade edenler oldukça çok. Faizlerin artmasıyla gelişmekte olan ülkelere fon akışı neredeyse durma noktasına geldi. 2020 son çeyreğinde gelişmekte olan ülkelere olan sermaye akımı 200 milyar dolar iken, bu yılın mart ayında ise bu rakam sadece 10 milyar dolar oldu. Özellikle finansman ihtiyacı olan gelişmekte olan ülkelerin önümüzdeki süreçte zorlanacağını buradan ifade etmek istiyorum. Sonuç olarak ne yapılması gerekiyor? Ciddi tehditlerin olduğu bu süreçte küresel ölçekte önemli bir koordinasyona ihtiyaç var. G20, AB, OECD, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlara çok büyük sorumluluklar düşüyor.”
“İstihdamda daha iyi durumdayız”
Türkiye’nin ise Kovid-19 sürecinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajlarını ciddi ölçüde kullandığını ve çok hızlı karar alarak sorunların çözümünde önemli adımlar attığını ifade eden Elvan, Türkiye’nin bu süreci başarıyla yürüttüğünü vurguladı.
Elvan, işsizlikteki artış eğilimini önleyecek tedbirler yanında, firmaların ayakta kalmasını sağlayacak önlemleri aldıklarını anlatırken, şu anda Kovid-19 öncesindeki dönemde istihdam edilen kişi sayısından daha fazla istihdamın sağlandığını söyledi.
Bakan Elvan, Kovid-19 sürecinde sağlanan desteklere ilişkin de bilgi vererek, şunları kaydetti:
“Merkezi yönetim bütçemizden 2020-2021 döneminde bugün itibarıyla yapılan harcama 78,6 milyar lira oldu. İşsizlik Sigortası Fonu ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’ndan yapılan ödemeleri de dahil edince bugün itibariyle 133,7 milyar liralık harcama yapıldı. Şu anda uygulanan destekler var, kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin gibi destekler var, lokanta ve restoranlara yönelik destekler var, sosyal yardımlaşmadan sağlanan bir destek var, esnafa yönelik destekler var. Önümüzdeki haziran sonuna kadar yapılacak destekleri de dahil edince, bu rakam 2020-2021 yılları için 175,7 milyar liraya tekabül ediyor. Yani haziran sonuna kadar yaklaşık 176 milyar liralık harcama (bütçe, İşsizlik Sigortası Fonu ve sosyal yardımlaşma dahil) yapmış olacağız. KGF kredileri dahil kredi programlarını dikkate alınca firmalara şu ana kadar 315 milyar liralık kredi verildiğini görüyoruz. Ertelemeler ne kadar? Tarım Kredi Kooperatiflerine yönelik, esnaf kredi ertelemesi var, vergi ve SGK prim ertelemeleri var, bunların da toplam tutarını bütün olarak aldığımızda şu an için gerçekleşen 206 milyar lira. 2021 sonu itibariyle ne olacak, 219 milyar lira olacak. Şu anda bizim programımız bu şekilde.”
“İlave destek gerekiyorsa verilecek”
Bu sürecin zorluğuna dikkati çeken Elvan, “Çok iyi gidiyoruz, vatandaşlarımıza destek olmaya çalışıyoruz. Kamu maliyesi tarafında elimizden gelen desteği vermeye devam ettik. Önümüzdeki süreçteki gelişmelere bağlı olarak yine desteklerimiz olabilir, vatandaşların ihtiyaçları, talebi bizim için çok derece önemli. Hemen hemen tüm kesimlere dokunmaya çalıştık, destek olmaya çalıştık. Bundan sonraki süreçte de bu desteğimiz sürecek.” dedi.
Elvan, ilave bir destek olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine de “Bu dinamik bir süreç, gelişmelere bakacağız, örneğin kısa çalışma ödeneğini haziran sonuna kadar uzattık, gelişmelere göre hareket edeceğiz. Tabii burada aşılamanın hızı, salgının seyri de önemli. Eğer yeni bir şokla karşı karşıya kalırsak elbette hükümet olarak üzerimize düşen görevi yapacağız, ilave destek verilmesi gerekiyorsa bunlar mutlaka verilecek.” diye konuştu.
“Belki de Türkiye tarihinde ilk kez 200 milyar doları yakalayacağız”
Türkiye’nin 2020 yılındaki yüzde 1,8’lik ekonomi büyümesini değerlendiren Elvan, G20 ülkeleri arasında Türkiye’nin pozitif ayrışan iki ülkeden biri olduğunu ifade etti.
Elvan, Türkiye’nin geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 4,5 büyüme performansı gösterdiğini ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla ikinci çeyrekte yüzde 10’un üzerinde küçülmenin söz konusu olduğunu, istihdamdaki 2,5 milyon civarında kişinin işsiz kaldığını belirterek, bu aşamada da firmaların desteklenmesi amacıyla güçlü bir kredi genişlemesine gidildiğini hatırlattı. Bunun getirdiği iç talebin enflasyon görünümünü bir ölçüde olumsuz etkilediğini, ithalatı ve cari açığı bir miktar daha yukarı çektiğini vurgulayan Elvan, bunlara yönelik de gerekli tedbirleri aldıklarını kaydetti.
Üretim yönü itibarıyla da sanayi ve tarım sektörünün iyi performans gösterdiğini dile getiren Elvan, bu dönemde alınan tedbirler sayesinde 2021 yılına güçlü bir şekilde girdiklerini söyledi.
Bakan Elvan, 2021 yılı ilk çeyreğinde iktisadi faaliyetlerin oldukça güçlü seyrettiğini, ara malı ve yatırım malı kapasite kullanım oranlarında ciddi artış kaydedildiğini, PMI endeksinin yüksek, sanayi sektörünün oldukça canlı olduğunu gördüklerini belirtti.
İlk çeyrekte ihracat performansının da oldukça iyi gittiğini ifade eden Elvan, “Avro bölgesi 1 birim büyüdüğünde bizim ihracatımız 4- 4,5 birim artıyor. Avro bölgesi büyümesi için yüzde 4,4’lük büyüme tahmini var. Bizim ihracatımızdaki büyümenin de yüzde 16-20 arasında artış olacağını öngörüyoruz. Belki de Türkiye tarihinde ilk kez 200 milyar doları yakalayacağız.” diye konuştu.
Elvan, Gümrük Birliği’nin güncellenmesinde de bir ilerleme sağlanmasını ümit ettiğini kaydederek, bunun Türkiye’nin ciddi önünü açacağını ve katkıları olacağını düşündüğünü bildirdi.
Bu yılın, iç taleple dış talebin bir anlamda dengelendiği bir yıl olacağını ifade eden Elvan, şöyle konuştu:
“2021 yılı fiyat istikrarının özellikle gözetildiği, nominal talebin başarılı bir şekilde yönetildiği, yapısal reformlarımızın desteklediği bir büyüme yılı olacak. Vaka sayılarının seyri, aşılama hızı son derece önemli, yaz döneminde turizm alanındaki performansımız aşılama hızımıza ve Kovid-19 vaka sayımıza bağlı olacak, o nedenle biz kapandık şu anda. Turizm sektörü bizim için cari açık açısından son derece önemli. Turizmin cari dengeye güçlü bir destek vermesini arzu ediyoruz. İnşallah bayram sonrası vaka sayılarında çok ciddi bir düşüş söz konusu olur ve biz de turizm sezonuna çok rahat bir şekilde gireriz. Ülkeler bazı kriterler koydular, onları sağlamamız gerekiyor. 100 bin kişideki vaka sayısı önemli. Sağlık Bakanımızla dün kısa bir görüşme gerçekleştirdik. Vaka sayısının 8 – 9 bine düşmesi turizm sektörünün önünü açacaktır. “
Elvan, 2021 yılında büyümenin yarıya yakınının dış ticaret tarafından geleceğini öngördüklerini belirterek, “2021 yılı ilk çeyrek büyümesi yüzde 5,5 – 6 bandında olabilir, ikinci çeyrekte baz etkisi ile birlikte çift haneli büyüme göreceğiz muhtemelen, yılın genelinde de 5’in üzerinde bir büyüme gerçekleşeceğini düşünüyorum.” dedi.
“Burada sorumluluk düşen kişiler bizleriz”
Bakan Elvan, enflasyon artışına da değinerek, Fiyat İstikrar Komitesi kurulacağını, bu komite ile fiyatların kontrol edilmesinin söz konusu olmadığını, Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin bulunduğunu vurguladı.
Yapısal sorunların çözümü noktasında Ekonomi Reform Paketi’nde kapsamlı tedbirlerin olduğunu belirten Elvan, bunları teker teker uygulamaya koyacaklarını bildirdi.
Elvan, küresel ölçekte emtia, gıda ve petrol fiyatlarında artışlar olduğuna işaret ederek, “Bizim temel problemimiz büyümenin finansmanında. Bir iç tasarrufunuz var, diğer taraftan yatırımlar var ancak iç tasarruflar yatırım talebini karşılamıyorsa bunu dışarıdan sağlarsınız. Bu, tasarruf/yatırım açığı, bunun anlamı da ‘cari açık’ tır. Kalkınmanın öncelikleri ile büyümenin finansmanı arasında bir dengenin oluşturulması gerekiyor. Burada sorumluluk düşen kişiler bizleriz. ” ifadelerini kullandı.
Özellikle cari açığı azaltmak, büyümenin finansmanı sorununu çözmek için yapılması gerekenin, ithal edilen ara malı ürünlerinin Türkiye’de üretilebilmesi olduğunu, söz konusu ürünlerin Türkiye’de üretilmesi için hükümet olarak yoğun bir çaba sarf ettiklerini, destekler verdiklerini anlatan Elvan, bunlara Ekonomi Reform Paketi’nde de yer verdiklerine dikkati çekti.
Ekonomi Reform Programı’nda, Sağlık Endüstrileri Başkanlığı ile Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı oluşturulacağının yer aldığını hatırlatan Elvan, savunma sanayisi alanında oluşturulan ekosistemin bu alanlarda da oluşturulacağını belirtti. Elvan, bunların Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ile benzer bir yapıda olacağını bildirdi.
“TÜİK yıpratılmaya çalışılıyor”
Bakan Elvan, “Gerçek enflasyonun yüzde 30 olduğunu değerlendirenler var. Rakamlarla biri oynuyor mu?” sorusu üzerine de Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) mesleki açıdan tamamen bağımsız olduğunu, hiçbir şekilde teknik konularda talimatlandırılamayacağını söyledi. Elvan, “Siz enflasyonu sabah saat 10.00’da öğreniyorsanız ben de aynı saatte öğreniyorum. Bu kurum son derece güçlü ve nitelikli personeli olan bir kurum ancak bu kurum yıpratılmaya çalışılıyor.” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumundan bu konu ile alakalı aldığı bilgi notunu paylaşan Elvan, bir grubun kurumu yıpratmak amacıyla bazı açıklamalar yaptıklarını ifade etti.
Örneğin, otomobildeki ÖTV artışının enflasyona yansıması ile ilgili iddiaların “mesnetsiz” olarak tanımlandığı notta, söz konusu grubun enflasyon ölçümüne 2020 eylül ayında başladığının, ÖTV düzenlemesinin enflasyonu bir günde yüzde 5,8 artırdığı iddialarının ise gerçeği yansıtmadığının ifade edildiğini kaydeden Elvan, söz konusu etkinin yüzde 0,23 olduğunu söyledi. Elvan, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa TÜİK bu grup ile ilgili suç duyurusunda bulundu.” dedi.
Elvan, bu grubun amacının TÜİK’i itibarsızlaştırmak olduğunu dile getirerek, bu grubun verilerini muhalefet partilerinin kullanarak açıklamalar yaptığını söyledi. Elvan, vatandaşların bu açıklamalara itibar etmemesi gerektiğini belirtti.
Aynı grubun diğer iddialarına yönelik de açıklamalarda bulunan Elvan, TÜİK’in TÜFE ağırlıklarını 46 bin 656 haneden aldığı bilgilerle hesapladığını, enflasyon sepetini oluştururken her ay 550 binin üzerinde kişiye ulaşarak verileri topladığını, fiyatların resimlerini de çektiklerini vurguladı. Bakan Elvan, “Kesinlikle TÜİK’in rakamlarla oynaması, yüzde 30-40’lık bir enflasyon söz konusu değil.” dedi.
“Enflasyonla mücadele bir numaralı önceliğimiz”
Elvan, makro ekonomik istikrarın sağlanması açısından enflasyonla mücadelenin önemine işaret ederek, “Ekonomi yönetimi açısından enflasyonla mücadele bizim bir numaralı öncelik alanımız.” ifadesini kullandı.
İstikrarlı bir büyüme, refah artışı için mutlaka fiyat istikrarını sağlamak gerektiğini dile getiren Elvan, “Sadece para politikasıyla bu işi çözemezsiniz. Kamu maliyesi alanında, ben göreve geldiğim günden bugüne kadar özellikle fiyat istikrarı konusunda Merkez Bankamıza gereken desteği veriyoruz. O konuda kimsenin kaygısı olmasın.” diye konuştu.
Banka kredilerini yakinen takip ettiklerini dile getiren Elvan, bireysel kredilerde daha fazla bir artışın söz konusu olduğunu, ancak bu kredilerin daha çok yatırıma, üretime, ihracata gitmesini istediklerini belirtti. Elvan, “Gerekirse makro ihtiyati tedbirleri de alabiliriz. Arkadaşlarımız da çalışıyorlar.” dedi.
Enflasyonla mücadele
Enflasyonla mücadele konusunda makroekonomik politikada herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını belirten Elvan, sürdürülebilir büyümenin sağlanması için fiyat istikrarının ön koşul olduğunu söyledi.
Elvan, enflasyonla mücadelede bütüncül bir yaklaşım gerektiğini aktararak, “Burada kamu maliyesi, finansal sektör, bu yapısal sorunlar, bunların hepsini bir bütün olarak ele alan bir yaklaşım sergilemek zorundayız ki bizim de bu en temel sorumluluğumuz.” şeklinde konuştu.
Güven ortamını tesis etmenin, en temel önceliklerinden olduğunu vurgulayan Elvan, kısa vadeli kazanımlar uğruna hiçbir zaman orta ve uzun vadeli kazanımlardan da vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.
Bakan Elvan, Türkiye’nin sağlıklı, sürdürülebilir ve nitelikli bir büyümeyi sağlayabilmesini amaçlayan yaklaşımı olduğunun altını çizerek, “Geçmiş dönemde hem enflasyonu düşürdük hem de büyümeyi sağladık. Büyümeden feragat etmeden nominal talebinde başarılı ve dengeli şekilde yürütülmesi ve yönetilmesi, enflasyon açısından son derece önemli. Bu konuda da hassasiyetimiz var, bunu da ekonomi yönetimi olarak hep birlikte gösteriyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin ödemeler dengesi sorunu ile karşı karşıya kalacağını düşünmediğini belirten Elvan, Merkez Bankası tarafından yayımlanan 12 aylık ödemelere ilişkin rakamları paylaşarak, şöyle devam etti:
“Bizim borç oranımıza baktığınızda, AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranı, 2020 yılı sonu itibarıyla yüzde 39,5. Gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında oldukça düşük, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında yine oldukça düşük. 2020 yılında 36,8 milyar dolarlık cari açığımız oldu, 2021 yılında beklentimiz aşağı yukarı 20 milyar dolar civarında olabilir. Cari açık çalışmalarımız hesaplamalarını da biz yaptık. Dolayısıyla teknik düzeyde arkadaşlarımız gerçekten çok iyi çalışıyorlar. Bu konuda herhangi bir kaygı içerisinde değiliz. Hazine ve Maliye Bakanlığı gerçekten çok güçlü bir kadroya sahip, uzmanıyla, yöneticileriyle. Birçoğu yüksek standartlı olan üniversitelerden doktora almış, ekonomi alanında ihtisas yapmış, çok vasıflı arkadaşlarımız var. Bu ekibimizle birlikte çalışıyorum, bakan olarak ben kendim karar vermiyorum. Kararları tartışarak, ortak akılla hareket ediyoruz.”
Elvan, “128 milyar dolar” tartışmasına ilişkin de Merkez Bankasının muhabir bankası üzerinden yerli ve yabancı bankalara açık olan eşleştirme platformlarıyla döviz değişim işlemleri gerçekleştirildiğini vurgulayarak, “Muhabir banka üzerinden kime satılmış bu, bankalara. Peki bankalar kime satmış, vatandaşa, şirketlere. Diyelim, o dönemde birey olarak döviz aldınız. Birey olarak döviz aldığınızın açıklanması ticari sırla bağdaşır mı? Neticede bunu kim alıyorsa diğer bankalardan alıyorlar. Bunu alanlar yine yerli ve yabancı bankalar. Alım işlemi gerçekleştikten sonra ancak, hangi bankanın ne kadar aldığını Merkez Bankası görebiliyor. Diğer Merkez bankalarını da düşünün, bir Merkez Bankası kalkıp, ben şu bankaya şu kadar sattım, diyebilir mi? Böyle bir örnek var mı? Şimdi bunun mümkün olmadığını kendileri de biliyorlar. Ama siyasi bir malzeme yaptılar, siz ne söylerseniz söyleyin, karşıda bir kapı duvar. Çok net söylüyorum, onlar yine söylediklerini tekrar ediyorlar. Siz ne söylerseniz söyleyin, sizin ne söylediğinizin, yapmış olduğunuz açıklamanın bir anlamı yok onlar açısından.”
İşsizliğin önlenmesi konusunda atılacak adımlara ilişkin bilgi veren Elvan, tüm istihdam teşviklerini baştan aşağı gözden geçirdiklerini söyledi. Elvan, bu kapsamda etkin olan alanlardaki desteklerin daha da artırılacağını aktarırken, “Çok sayıda ve çok geniş yelpazede istihdam teşvikimiz var, bunları sadeleştireceğiz, etkin olanları ön plana çıkarıp bu alanda daha güçlü destek vereceğiz. Ekonomi Reform Programı’mızda var, ilave istihdama yönelik bir destek sistemi getiriyoruz. İlave 5 kişi istihdam eden firmaya, 500 bin liralık kredi vereceğiz, KGF destekli olacak. Bu istihdam ettiği 5 kişinin sigorta priminin işçi ve işveren miktarlarını faiz oranından düşüreceğiz. Diyelim ki faiz oranı 10 birimse, 3 birimlik sigorta primi ödemişse, bu 3 birimlik sigorta primini buradan düşeceğiz.” diye konuştu.
Elvan, mesleki eğitim merkezlerinde çırak ve kalfaların eğitim gördüğünü, bunların ücretlerini işverenlerin ödediğini anımsattı. Bu merkezlerdeki gençlerin ücretlerini hükümetin ödeyeceğini ve ücret artışı sağlayacaklarını belirten Elvan, böylece ara kademedeki eleman açığını önemli ölçüde gidermiş olacaklarını bildirdi.
Elvan, yarı zamanlı çalışanlara yönelik yeni bir düzenleme yapacaklarını da aktarırken, “Özellikle gençler, üniversite öğrencileri yarı zamanlı çalışıyor. Yarı zamanlı çalışanların yıllık izinlerinde ücret ödenmesini sağlayacağız. Kıdem tazminatı hakkı kazanmaları yönünde düzenlemelerimiz olacak. İşveren ve işçilerle bunları konuşacağız. Bu düzenlemeyle yarı zamanlı çalışanların oranında önemli yükselme olacağını düşünüyorum.” diye konuştu.
Bir diğer adım olarak da sektörel beceri haritaları oluşturacaklarını belirten Elvan, illere göre, hangi nitelikte, ne kadarlık ara ve teknik eleman olduğunu, hangi alanlarda açık olduğunu ortaya koyacaklarını söyledi. Elvan, bu haritaların düzenli olarak güncelleneceğine işaret ederek, “Bu da bizim aktif işgücü programları üzerinden hangi ilde hangi alanlara yoğunlaşmamız gerektiği konusunda önümüze yol haritası ortaya koyacak, işverenlere de yol gösterici olacak.” ifadesini kullandı.
“Yatırımlarda kesintimiz olmayacak”
Bakan Elvan, bu yıl için bütçe açığı oranını yüzde 4,3’ten 3,5’e çektiklerini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütçe açığını 0,8 puan aşağı çeken bir tedbir. Bunun 0,5 puanı gelirler tarafından, 0,3 puanı harcamalar tarafından olacak. Kovid-19’a yönelik harcamalarımız arttı, enflasyon nedeniyle memur ve emeklilere ekstra ödeme yaptık. Bunları bütçemizde öngörmemiştik. Buna rağmen yüzde 3,5 hedefine doğru sağlıklı şekilde ilerliyoruz. Harcamalarda aktüeryal dengeyi güçlendirici, sosyal güvenlik sistemine yönelik tedbirlerimiz var. Tasarruf boyutu itibariyle bazı tedbirlerimiz söz konusu. Bunların her birini kalem kalem çıkardık, nerede ne kadarlık tedbir uygulanacak, hepsini ortaya koyduk. Yatırım boyutu itibariyle kesintimiz olmayacak, cari harcamalar itibariyle kısıntılarımız olacak.”
Bankacılık sektörünün takipteki alacak oranının yüzde 3,8 gibi oldukça düşük bir oranda olduğuna dikkati çeken Elvan, “Bankacılık sektörümüzde herhangi bir sorun yok. Takipteki alacaklar miktarı 148 milyar lira, bu alacaklar için ayrılan karşılık 115 milyar lira. Oran olarak yüzde 78 oluyor. AB’de bu oran, yüzde 45 seviyesinde. Takipteki alacaklar için bankalarımız fazlasıyla karşılık ayırmış durumda. Yakın izlemede olan krediler için de yeterli miktarda karşılık ayrıldığını görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Elvan, bankaların, aktif kalitesinin daha da iyileşmesi için bazı tedbirleri olduğunu vurgulayarak, “Katma değeri yüksek ürünler üreten, gelecek vadeden işletme varsa, ama bir şekilde zora düşmüş olabilir, bankalara şunu söylüyoruz: Rehabilite edilebilecek bu tür firmaları ayakta tutabilecek operasyonel bir birimin olsun. Bu firmaların rehabilitasyonuna yönelik mutlaka çalışma yapmalısın.” dedi.
Bankacılık sektöründe uygulanan ve haziran ayı sonunda süresi dolacak salgın önlemlerinin uzatılıp uzatılmayacağına yönelik soru üzerine ise Elvan, bu konuyu sektörle bir araya gelerek değerlendireceklerini söyledi.
“Kripto varlıklara ilgi arttı”
Bakan Elvan, kripto varlıklara yönelik ilginin Türkiye ve dünyada Kovid-19 süreciyle birlikte ciddi oranda arttığına dikkati çekerken, tüm dünyanın bu konuda nasıl düzenlemeler yapılması gerektiği konusunda çalıştığını söyledi.
Bu konunun, kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı konusunda alınacak önlemler ile tüketicinin korunması konusu olmak üzere iki boyutu olduğunu aktaran Elvan, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) bünyesinde kara para ve terörizmin finansmanı konusunda çalışma yapan Mali Eylem Görev Gücünün (FATF) bu platformlara yönelik tedbir alınmasını istediğini bildirdi.
Elvan, bu platformların denetlenmesi konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak gerekli çalışmaları yaptıklarını belirtirken, “Bizim de taslak bir çalışmamız var şu anda, bir kanun teklifi olacak muhtemelen. Arkadaşlarımız çalıştılar, biz gerekli tüm hazırlıklarımızı yaptık.” diye konuştu.
Merkez Bankasının da bu konudaki düzenleme yaptığını anımsatan Elvan, Mali Suçları Araştırma Kuruluna (MASAK) da bu platformları denetleme yetkisi verdiklerini kaydetti. Elvan, bu yetki çerçevesinde bir rehber hazırladıklarını anlatırken, “Bu platformların uyması gereken kuralları belirledik. Uymadıkları halde nasıl bir yaptırımla, ne kadarlık bir cezayla karşı karşıya kalacaklarını ortaya koyduk. Bu platformlar mutlaka alım satım işlemleri yapanların bilgilerini MASAK ile paylaşacak. MASAK’ın her türlü, bu platformlar üzerinde denetim yetkisi var. Bu platformları, şüpheli alım satım işlemi yapan müşterilerini bildirmeleri ile yükümlü kıldık. 10 bin liranın üzerinde işlem yapanları MASAK’a bildirme zorunluluğu getirdik.” dedi.
Bunların dışında da konunun SPK, BDDK ve Gelir İdaresi Başkanlığı gibi kurumları ilgilendiren boyutları olduğuna işaret eden Elvan, şu bilgileri verdi:
“Bakan yardımcımız başkanlığında, iki aydır bu konu üzerine çalışıyoruz. Neticesinde biz bir taslak çalışması yaptık. Tam anlamıyla olgunlaşmadığı için detaya girmek istemiyorum. Ama kripto varlık çeşitlerinin tanımlanması, bu yasal düzenleme içerisinde ilk önce yapmamız gereken şey. Bunun dışında kripto varlıkla ilgili platformların yükümlülükleri neler olacak? Bunların ortaya konması gerekiyor. Bu platformların uyması gereken ilkeler esaslar nelerdir? Bu platformların müşterilere karşı sorumlulukları ne olacak? Bunların ortaya konması gerekiyor. Arkadaşlarımız bu çalışmaların hepsini yaptılar, bu konuyu Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz, uygun görmesi halinde de bu noktada adımımızı atacağız. Gelir İdaresi tarafında da özellikle vergilendirme konusunda bir çalışma yürütüyoruz. Dünyadaki uygulamalar nelerdir, ne tür bir yapı var? Bunları yaparken ilgili taraflarla mutlaka konuşulması gerekiyor ki, arkadaşlarımız konuşuyorlar. Bu alanların tamamı, tüm dünyada çalışılan alanlar.”
Bakan Elvan, bu konuda çok hızlı ilerlemenin doğru olmadığını, temkinli olmak gerektiğini belirtirken, “Bizim ‘bu yasaklansın’ gibi bir yaklaşımımız kesinlikle yok. Bu alanda alım satım yapan insanların da kötü niyetli olduğunu düşünmüyoruz. Vatandaşlarımızın mutlaka ihtiyatlı, dikkatli olması gerekiyor, kendilerini, yaşamlarını, gelirlerini riske atabilecek bir girişimde bulunmamaları lazım.” ifadelerini kullandı.
“Öğretmen atamaları için elimizden geleni yapacağız”
Öğretmen atamalarına yönelik bir soru üzerine de Elvan, şunları kaydetti:
“Biz 18 yıllık süreçte 665 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik. Biz iktidara geldiğimizde 510 bin öğretmen vardı. Bu, küçümsenecek bir rakam değil. Bu sene için, öğretmenlerimize saygımız sonsuz, elimizden geleni mutlaka yapacağız. Bu yıl bütçemizde 20 bin öğretmen ataması programı var. Ama tabii bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın değerlendirmelerini alacağız. İnşallah bütçemizin biraz daha iyileşmesi halinde biz elbette öğretmenlerimize destek vermek, bu sayıyı daha da artırmak isteriz. Biz elimizden gelen çabayı göstereceğiz, onlar da sabırlı olsunlar. Öğretmenlerimiz için elimizden gelen her şeyi yapacağız, bundan emin olsunlar.” diye konuştu.