AA muhabirinin Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Sanal Forumu Türkiye Bölümü’nden (ZeroBuild Türkiye) edindiği bilgilere göre, “sıfır enerji bina” kavramı, ısıtma, soğutma, aydınlatma ve diğer tüketimleri için çok düşük miktarda enerji ihtiyacı bulunan ve bunu da tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından temin eden yapı olarak tanımlanıyor.
Yenilenebilir enerjinin ekonomik ve potansiyelinin diğer kaynaklara oranla daha yüksek olması, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik önem taşıması, son yıllarda önemi artan sıfır enerji bina sistemlerini ön plana çıkıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, enerji, ulaşım ve endüstriyel faaliyetlerin oluşturduğu 2021’deki karbondioksit emisyonlarına ilişkin son tahminler insanlık için bir uyarı niteliği taşırken, bu yıl emisyonların tarihteki en büyük ikinci artışı kaydetmesi bekleniyor.
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler ve Avrupa Parlamentosunun yeni karbon emisyon hedeflerini 21 Nisan 2021’de güncellemesiyle, söz konusu ülkeler 2050 yılına kadar bunu nötr düzeyine çekme konusunda geçici bir anlaşmaya vardı.
Anlaşma, AB’nin sera gazı emisyonlarının 1990 düzeyine göre 2030 yılına kadar yüzde 55 azaltılmasını öngörüyor. Daha önceki hedef ise yüzde 30 düzeyindeydi.
Türkiye’nin de dünyaca kabul edilen standartlara ulaşmak üzere maliyet etkin inşaat tekniklerini ve malzemeleri hızla toplumun kullanımına sunması bekleniyor.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enerjinin büyük kısmı binalar tarafından kullanılıyor.
Enerji, ulaşım ve endüstriyel kaynaklı emisyonların azaltılması için dünyanın dört bir yanında hükümetlerden düzenleme ve teşvikler geliştirmeleri istenirken, Türkiye 2012-2030’da 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonunun engellenmesini hedefliyor.
Enerji kaynaklı karbondioksit emisyonlarının yüzde 39’unun sebebi olan binalarda işletme emisyonlarının azaltılmasında sıfır enerji bina sistemleri etkili bir çözüm olarak öne çıkıyor.
Sıfır enerji bina sistemleri dünyada ivme kazanıyor
Pasif ev tasarımcısı ve danışmanı, ZeroBuild Türkiye Genel Sekreteri Yasemin Somuncu, AA muhabirine, sıfır enerji bina sistemlerinin, düşük enerji ve gerekli enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan elde edebilmek için enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji üretimi gibi kavramları bir araya getirdiğini söyledi.
Somuncu, bu yapılara ulaşmanın tüm dünyada ivme kazanan, iddialı ancak giderek daha ulaşılabilir bir hedef olduğunu belirterek,”Son yıllarda sağladıkları maliyet ve rekabet avantajı ve kanuni zorlamalar sebebiyle sıfır enerji binalara yoğun ilgi bulunuyor. Bununla birlikte sıfır enerji bina kavramı birçok yerel yönetimin kısa ve orta vade hedeflerinde yer almaya başladı. Bu yapılarda enerji verimliliği yüksektir. Bina ihtiyaç duyduğu enerjiyi tesis içi veya tesis dışı yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Bina tasarımlarında sıfır enerji binalara yönelmenin uzun vadeli birçok avantajı olduğunu ifade eden Somuncu, “Daha düşük çevresel etkiler, daha düşük işletme ve bakım maliyetleri, elektrik kesintilerine ve doğal afetlere karşı daha esnek sistemler ve gelişmiş enerji güvenliği de dahil olmak üzere bu binalar bir çok avantaj sağlıyor. Yalıtım, hava sızdırmazlık veya mekanik sistemler açısından enerji verimli bir bina tasarlama ve inşa etme yetkin bir planlama gerektiriyor.” diye konuştu.
Pasif evler
Somuncu, “pasif ev” standartlarıyla inşa edilenlerin, sıfır enerji binalar arasında enerjiyi en az tüketen yapılar olduğunu söyledi.
Pasif ev yapılarının Türkiye’de de hızla yayılmasını ümit ettiğini belirten Somuncu, şunları kaydetti:
“Binaların yaşam döngüsü boyunca tasarruf edilen enerji maliyetleri arasında en uygun dengeyi sağlama kapasitesi bulunan ve ülke politikalarından bağımsız bir prototip olan pasif ev standartlarıyla inşa edilen binalarda yüksek kaliteli ve ısıl geçirgenliği asgaride bina komponentleri için Türkiye’de malzeme pazarı olgunlaşıyor. Ayrıca ısı geri kazanımlı havalandırma sistemleri, bina içinde temiz hava sağlayarak aşırı ısı ve nemin içeri girmesini engelleyen sistemler. Gelen hava ihtiyaç halinde daha da soğutulabilir veya nemi alınabilir. Bu da Akdeniz ikliminin özelliklerini taşıyan Türkiye için çok önemli bir nitelik. Genel enerji tüketimimizi azaltmak, enerji fiyat artışlarının etkisini sınırlayıp sosyal, ekonomik ve çevresel refahı korurken, mevcut kaynakları sürdürülebilir ve uygun maliyetli kullanmamızı sağlayacak.”