İSTANBUL – Yılmaz Yıldız-Handan Güneş
Kocadağ Ailesi Şirketleri’nin üçüncü kuşak yöneticileri Emre ve Esat Kocadağ kardeşler, Sütiş ve hızla büyüyen yeni markaları Espressolab‘ı AA muhabirine anlattı.
Kuruluş hikayesi 80 yıl öncesine dayanan Sütiş, bugün yurt dışında da bilinen bir marka haline geldi. İlk yurt dışı mağazasını 2012 yılında Kuveyt’te açan Sütiş’in Kuveyt’te 3, Katar’da 2, Suudi Arabistan’da 2 ve Dubai’de 2 Sütiş mağazası bulunuyor. Yurt dışı şubelerde çalışan her 4 kişiden 3’ünün Türk olduğu Sütiş, sadece Kuveyt mağazalarında 110 Türk işçi çalıştırıyor.
Kocadağ Ailesi Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Emre Kocadağ, yurt dışı açılımından duyduğu memnuniyetini dile getirerek, “Artık ülkemizden aldığımız güç ile gözümüzü kararttık, nereden çağırırlarsa oraya gideceğiz. Şimdi Malezya ve Rusya ile görüşüyoruz. Şu an yurt dışıyla beraber 42 Sütiş şubesi var ama 2023’te hedefimiz Sütiş’te 100 şube” ifadelerini kullandı.
Suudilerin 80 milyon dolarlık teklifini geri çevirdiler
Yaklaşık 5 yıl önce Körfez’den ünlü bir ailenin Sütiş’e talip olduğunu, ancak kabul etmediklerini bildiren Kocadağ, teklifi neden geri çevirdiklerini şöyle anlattı:
“Babam duygusal davrandı. ‘Kendi işimizi onlara mı vereceğiz, bu kadar kişi ekmek yiyor’ dedi. Emirgan şubemizde 180 kişi çalışıyor. Aslında biz 150 kişiyle de döneriz. 30 kişi fazladan çalıştırıyoruz. Cumhurbaşkanımız istihdam seferberliği başlattı, biz fazlasıyla aldık. Yabancı firma alsa hesap kitap yapacak. Biz çok hesap kitapçı değiliz. Körfezden 80 milyon dolar teklif edilmişti. Şu an 100 milyon dolardan fazlasını verseler vermeyiz. Yıllardan aile geleneği, emeği var.”
Kocadağ, Sütiş şubelerinde her gün yaklaşık 70 bin kişiye, bin 200 ürün çeşitle hizmet verdiklerini söyledi.
“Londra’da anlaşma yaptık, 4 yıl içinde 10 şube açacağız”
Kocadağ Ailesi Şirketleri Yönetim Kurulu Üyesi Esat Kocadağ ise ailenin son dönemde odaklandığı yeni iş kolu ve kendi girişimi olan kahve zinciriyle ilgili bilgi verdi.
Öğrencisi olduğu İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Santralİstanbul kampüsünde 3 yıl önce 300 bin liralık sermaye ile başladıkları kahve işini Espressolab markasıyla büyüttüklerini anlatan Esat Kocadağ, rakiplerinden daha iyi olabilmek için kahve ve cheescake konusunda dünyanın en iyi ustaları ile iş birliği yapıp eğitim aldıklarını ve bu sayede hızlı büyüdüklerini kaydetti.
Espressolab’ın yurt dışında da aranan bir marka haline geldiğini vurgulayan Kocadağ, “Şu an Mısır’da 5, Saraybosna’da 1 şubemiz var. Suudi Arabistan’da 2 şubenin tadilatı devam ediyor. Katar’da master franchise verdik. Orada da açacağız. Almanya’da eski bir üretim tesisini kendi üretim standartlarımıza göre yeniliyoruz. Buradan Avrupa’ya kahve göndermek zor oluyor. Orayı üretim üssü yapacağız. Londra’da bir anlaşma yaptık, 4 yıl içinde 10 şube de oraya açacağız.” diye konuştu.
“İnşallah 2018 sonunda 72 şubeyi bulacağız”
2018’e çok proaktif girdiklerini kaydeden Esat Kocadağ, şöyle devam etti:
“Şu anda 6’sı yurt dışında olmak üzere 36 şubemiz var. Hedefimiz 2018’de bu sayıyı ikiye katlamak. İnşallah 2018 sonunda 72 şubeyi bulacağız. Toplam çalışan sayımız Sütiş’le bin 700 kişi. Espressolab’da yaklaşık 300 kişi çalışıyor. Espressolab’a yatırım olarak şu ana kadar 20 milyon lira harcadık. Bu rakam sene sonunda 50 milyon lira olacak. Birçok üniversitede varız. Müşterilerimizin yüzde 70’i 18-23 yaş. Öğrenci portföyü daha bilinçli ve bizi daha çok sevmeye başladılar. Onlar mezun olduklarında mavi ya da beyaz yaka olduklarında yine gelip bizi bulacaklar. Geleceğe yatırım yapıyoruz. “
“Kendi yazılımımızı yazmaya başlıyoruz”
İşle alakalı ödeme sistemlerinde teknoloji tarafında yanlış buldukları yurt dışı ithal yatırımların çok fazla olduğunu kaydeden Kocadağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kendi yazılımımızı yazmaya başlıyoruz. Teknokent’te yer arayışımız var. İşin içinde olan taraf olarak neyin eksik olduğunu çok iyi görüyoruz. Piyasada bu işle ilgili olan yazılım firmalarının yüzde 90’ı yurt dışından. Bir talepte bulunduğunuzda kimse size tam karşılığını veremiyor. Yazılımı yaptığımızda mevcut tüm şubelerimizde hayata geçirebileceğiz. İlk önce bir şubede denemelerimizi yapacağız. Bunu çok basite indirgemek istiyoruz. Siz bu sistemi aplikasyon olarak indirebileceksiniz. Çok basit bir yazılım olacak. Ne satıyorsanız uygulamayı kullanabileceksiniz. Kimseyle muhatap olmadan, görüşme yapmadan örneğin kahve ya da ayakkabı satabileceksiniz.”
Kocadağ, bu sene içerisinde Turquality için başvuru yapacaklarını ifade ederek, “Turquality desteğini de alırsak daha agresif büyür, hedeflerimizi 2-3 kat artırabiliriz. Yurt dışında bayrağımızı daha çok lokasyonda dalgalandırmak istiyoruz. Ayrıca Sütiş Çiftliği ile yeni ataklar peşindeyiz. Tüketicinin gerçekten doğal ürüne ulaşabilmesi için yatırımlarımızı artırıyoruz.” dedi.