ANKARA-Merve Özlem Çakır
Türk lirasından 6 sıfır atılmasının üzerinden 14 yıl geçerken, bu operasyon ekonomi piyasaları aktörleri tarafından başarılı, itibar kazandırıcı ve ticareti güvenilir şekilde artırıcı bir uygulama olarak değerlendirildi.
Türkiye’de 1970’lerde başlayan yüksek enflasyon nedeniyle ekonomide nakit ihtiyacı 1981 yılından itibaren tedavüle çıkarılan üst değerde yeni banknotlarla karşılandı. Bu süreçte 1979’da dolaşıma verilen yedinci emisyon grubu paralar, artan değerlerin en çok hissedildiği seri oldu.
Türkiye’nin, söz konusu serideki “20.000.000” lirayla o dönemde dünyanın en büyük küpürlü banknotunu kullanır hale gelmesi, paranın itibarını olumsuz etkiledi. Türkiye’de 2002 yılında “enflasyon hedeflemesi rejimi” uygulamasına geçilerek enflasyonla mücadeledeki kararlılık ön plana çıktı.
Liranın itibarını yükseltmek ve bol sıfırların neden olduğu sorunları ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirilen para reformunun ilk aşamasında Türk lirasından 6 sıfırın atılmasını öngören yasa 31 Ocak 2004’te Resmi Gazete’de yayımlandı. 1 Ocak 2005’te de paradan 6 sıfır atılarak, yeni Türk lirasından (YTL) oluşan sekizinci emisyon grubu banknotlar dolaşıma verildi.
İkinci aşamada ise 1 Ocak 2009’da ”Yeni” ibaresi kaldırılarak dokuzuncu emisyon grubu “Türk lirası” banknotlar dolaşıma sunuldu.
Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen paradan 6 sıfır atılması uygulaması kapsamında 1 Ocak 2009’dan itibaren dolaşıma verilen seride banknotlar 5, 10, 20, 50, 100 ve 200 lira olmak üzere 6 farklı değerden oluştu.
Türk lirasından 6 sıfır atılmasının üzerinden 14 yıl geçerken, Türkiye’nin ekonomi politikalarında enflasyonla mücadele halen en önemli konular arasında yer alıyor.
“Karar, cesurca alınmış ve kararlılıkla uygulanmıştır”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Karar, cesurca alınmış ve kararlılıkla uygulanmıştır. Sonuç olarak iktisadi hayatta para değeriyle ilgili iletişim güçlükleri kalkmış, küresel ana para birimleriyle uyum sağlanmış, muhasebe kayıtlarının tutulması kolaylaşmıştır.” diye konuştu.
“Ticaret partnerlerimizi de cesaretlendiriyor”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de şöyle konuştu:
“Bu sayede, Türk lirası küresel arenada, özellikle uluslararası ticarette daha etkin bir şekilde kabul görmeye başladı. 2004 yılında ihracatımızın sadece yüzde 1’i Türk lirası ile gerçekleştirilirken, 2017’nin 11 ayında toplam dış ticaretimizin yüzde 8,4’ünü kendi paramızla gerçekleştirdik. Bu gelişmeler, 2005’te paradan sıfır atılmasıyla başlayan sürecin geldiği çok önemli bir nokta. Güçlü, küresel arenada itibar gören, işlemlerde kullanılan ve tercih edilen lira, dış ticarette sadece bizi değil, ticaret partnerlerimizi de yerel paralarla ticaret konusunda cesaretlendiriyor. Bugün Çin, Pakistan, Rusya, İran gibi yoğun dış ticaret hacmine sahip olduğumuz ülkelerle yerel paralarla ticareti konuşabiliyorsak, bu Türk lirasının anılan ülkelerde sahip olduğu güçlü algı sayesinde. Bu çabalar, dış ticaret kaynaklı döviz ihtiyacını da sınırlayarak kur ve fiyat istikrarı konularında da ülkemize hizmet ediyor. Ümit ediyoruz ki yakın gelecekte lira küresel ticarette daha yoğun bir şekilde kullanılacak, bu sayede uluslararası camiada hak ettiği noktaya daha hızlı bir şekilde ulaşacak.”
“Uluslararası alanda itibar kazandıran hareket oldu”
Ata Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş da 6 sıfır atılmadan önce kalabalık rakamın Türk lirasını değersiz gösterdiğini, söz konusu uygulamanın teorik olarak bir şey değiştirmese de işlemlerin basitleşmesini sağladığını ve olumlu yönde ciddi bir psikolojik etki yarattığını söyledi.
Uluslararası anlamda da itibar kazandırıcı bir adım atıldığına işaret eden Demirtaş, “Yurt dışı kurların olduğu finans sayfasında sıfırlar komik duruyordu. Basitlik her zaman prim yapan bir şeydir. Şu ana kadar da onu korudu. Altı sıfırın atılması doğruydu ama aynı zamanda tek başına o değil, takip eden ekonomik istikrar paketleri ve maliye tarafından alınan sıkı tedbirler ekonominin bu noktaya gelmesinde etkili oldu. Paradan altı sıfırın atılmasıyla başarılı bir sonuç alındığını net şekilde gördük.” diye konuştu.
“Sistemde kirliliği yok etti”
Sermaye Piyasaları ve Borsa Uzmanı Arif Ünver de söz konusu uygulamanın hem psikolojik hem de finansal sistem içinde matematiksel bir tarafı olduğunu, sistemde kirliliği yok ettiğini söyledi.