Oxford Enstitüsü Enerji Çalışmaları Kıdemli Uzmanı Stephen O’Sullivan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin yıllık gaz talebinin 43 milyar metreküp civarında olduğunu ve ülkenin geçen yıl denizlerdeki en büyük keşfi yaparak tüm ithalatını karşılayacak miktarlara ulaştığını söyledi.
Karadeniz’deki keşfin Türkiye’nin yapacağı doğal gaz sözleşme görüşmelerinde elini güçlendireceğine dikkati çeken O’Sullivan, “Rusya, son yıllarda Türkiye’nin ana gaz tedarikçisi konumunda ancak yerli gaz rezervlerinin keşfi ve üretimiyle gelecekteki tedarik ve sözleşme yenileme görüşmelerinde Türkiye çok daha güçlü bir konumda. Tabii ki bir gün yerli gaz bitebilir ve Türkiye’nin Rusya’ya yeniden ihtiyacı olabilir ancak bu keşfin getireceği rekabetle Türkiye Rusya’dan yaptığı ithalat için daha düşük bir fiyatı güvence altına alacaktır.” diye konuştu.
O’Sullivan, Türkiye’nin Karadeniz’deki doğal gaz keşfinin çok önemli olduğunun altını çizerek, “Yerli gaz arzı, Türkiye’nin Rusya’ya bağımlılığını azaltacaktır. Ülkenin gaz talebi artsa bile Sakarya sahasından gelen gaz Türkiye’nin hem ithalata bağımlılığını azaltacak hem de ülke ekonomisinden kömür benzeri yakıtlar yerine doğal gaz kullanımının artmasını sağlayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu tarz projelerin teknik olduğunu ve işlerin ters gitme ihtimali de bulunduğunu dile getiren O’Sullivan, şöyle devam etti:
“160 kilometrelik bir açık deniz boru hattı ve Türkiye kıyısında bir gaz alım istasyonunun inşaatının tamamlanması keşiften yalnızca 2 yıl sonrası için iyimser bir hedef olabilir ancak hükümet projeye açıkça destek verecektir. Bu nedenle 2023’te saha devreye alınacaktır. Tam üretim için ise 2027-2028 yıllarından söz edebiliriz. Sonuç olarak bu, hem ticari hem de stratejik olarak Türkiye için çok önemli bir başarı ve bu sahanın Türk ekonomisi için önemi göz önüne alındığında, hükümetin bunu mümkün olduğunca hızlı bir şekilde hayata geçireceğine eminim.”
“Bazı kuyularında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılında üretim yapılabilir”
Atlantik Konseyi Küresel Enerji Merkezi Kıdemli Uzmanı John Roberts da Sakarya sahasındaki keşfin Türkiye’nin genel enerji konumunu orta ve uzun vadede iyileştirmek için faydalı olacağını belirterek, “Bu keşif başta gaz olmak üzere toplam enerji ithalatının azalmasına katkıda bulunabilir. Ayrıca saha geliştirme çalışmaları da Türkiye’nin teknolojik kabiliyetlerinin artmasını sağlayacaktır.” dedi.
Büyük bir açık deniz gaz sahasının işletmeye alınmasının genellikle birkaç yıl sürdüğünü dile getiren Roberts, “Bazı arama kuyularında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılında, yani 2023’te üretim yapılabilir. Sakarya sahasından büyük üretimin başlaması ise 3-4 yıl daha sürecektir.” diye konuştu.
Roberts, Türkiye’nin Amasra-1’deki keşfiyle Karadeniz’deki toplam keşfinin 540 milyar metreküpe ulaştığını anımsatarak, bunun İsrail’in Leviathan sahasındaki 649 milyar metreküp ve Mısır’ın Zohr sahasındaki 850 milyar metreküplük keşiflere yakın bir rakam olduğuna işaret etti.
Amasra keşfinin Türkiye’nin Karadeniz’de yapacağı başka keşiflerin de habercisi olabileceğine dikkati çeken Roberts, şunları kaydetti:
“Türkiye şu anda oldukça rekabetçi bir konumda. Rusya, Azerbaycan ve İran’dan boru hatlarıyla gaz alıyor. Ayrıca, Katar, ABD, Nijerya ve Cezayir gibi ülkelerden de LNG alabiliyor. Yeni keşifler Türkiye’nin yılda yaklaşık 15 milyar metreküplük plato üretimini büyük ölçüde ulaşılabilir kılıyor. Türkiye’nin yine de gaz ithal etmesi gerekecek ancak Sakarya keşifleri, hem Rusya gibi mevcut tedarikçilerle hem de Türkmenistan ve Irak gibi Türkiye pazarına girmesi muhtemel ülkelerle müzakere pozisyonunu güçlendirecek.”