Barış ailesinin 3 çocuğundan en büyüğü Mert Ege, otizmin ilk belirtilerini 1 yaşında göstermeye başladı.
Mert’in tepki verme, duygusal bağ kurma ve odaklanma gibi konularda sorunlar yaşadığını fark eden ailesi, doktor yakınlarının tavsiyesiyle gittikleri hastanede, otizm tanısıyla yüzleşti. Küçük Mert Ege için konulan tanı, yaklaşık 6 yıl süren tedavi ve eğitim sürecinin ardından kaldırıldı.
Anne Zeynep Yetişir Barış, AA muhabirine, bu hastalıkta ailelerin, ilk başta reddetme psikolojisiyle ‘Ona çekmiştir, buna çekmiştir’ diyerek durumu mümkün olduğunca ertelediğini ancak iyileşmede başarı için erken tanının çok önem taşıdığını söyledi.
Otizmin yaşam tarzını tamamen değiştiren bir rahatsızlık olduğunu anlatan Barış, “İstanbul’da yaşıyorduk ama Konya’ya taşındık. Çünkü İstanbul şehir olarak kalabalık, çocukların kapalı alan sıkıntısı var. Otizm, tek başına çocuğu değil tüm aileyi etkileyen bir durum. Otizm geçici bir şey değil, şekil değiştirerek çocukla büyüyen bir şey. Otizmi aşmanın en kesin yöntemi erken tanı ve doğru eğitim.” dedi.
Mert Ege’nin, tanı konulduktan sonra farklı kurumlarda tedavi ve eğitim almaya başladığını, son 4 yıldır da Konya’da bu alanda hizmet veren Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfında (SOBE) eğitim aldığını anlatan Barış, gördüğü eğitim ve tedavisinin ardından oğlunun 7 yaşında hastalığı yendiğini, Mert Ege’nin şimdi mutluluk kaynakları olduğunu bildirdi.
Barış, Mert’ten 3 yaşına kadar duygusal bir karşılık alamadıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Çocuğumuzu sonsuz seviyoruz ancak ufacık bir karşılık alamıyorduk. 3 yaşındayken Ege’nin ilk defa duygusal temas gösterip öptüğü kişi kardeşi oldu. Ege’nin eskiden hayatındaki insan sayısı çok azdı, şimdi çok sosyal bir insan. Otizmde kardeş çok önemli, kardeşi yoksa eline alıp sevebileceği sorumluluğunu alabileceği bir hayvanının olması önemli.”
Mert’in konuşmaya ilk kez 4 yaşlarında başladığını söyleyen Barış, şunları anlattı:
“Hiç anne dememişti, bu, anne olduktan 4 yıl sonra duyduğum bir kelimeydi. Ben ‘bu hafta 5, ikinci hafta 15 kelimeye çıktık’ diye konuştuğu kelimeleri sayardım. Her hafta söyleyebildiği kelimeleri üst üste koyardık. Bir arkadaşım ‘Dantel örmeye benziyor’ demişti. Çok zor ve yavaş ilerliyor ancak bitirdiğiniz zaman çok güzel bir şey çıkıyor ortaya.”
“Telefonları dahi evde ihtiyaç halinde gizli gizli kullandık”
Mert Ege’nin babası Erol Barış da son 4 yıldır SOBE’de Mert için hazırlanan eğitim programıyla hızlı ilerlediklerini söyledi.
Tedavi sürecinde telefon ve tablet gibi elektronik cihazlardan Mert’i olabildiğince uzak tuttuklarını dile getiren Barış, “Tedavi ve eğitim sürecinde telefonları dahi evde ihtiyaç halinde gizli gizli kullandık. Bunların yanında beslenmeyle ilgili önemli tavsiyeler aldık, eğitim ve tedavisinin sonunda da Mert Ege’deki belirgin davranış bozukluklarını düzeltmeyi başardık.” diye konuştu.
SOBE’de eğitmenlik yapan Medine Doğan ise otizmde erken tanının çok önemli olduğunu anlattı.
Mert Ege’de kısa sürede olumlu gelişmeler gördüklerini ve eğitimleri sağlığına kavuşarak tamamlamasına şahit olduklarını ifade eden Doğan, “Oyuncaklarla ilgisi çok güzeldi fakat nasıl oynayacağını bilmiyordu. İnce motor becerileri zayıftı, öğrencinin ihtiyaçlarına göre bireysel eğitim programı hazırlayıp uyguladık. Aileyle iş birliği içinde çalıştık. Mert Ege’nin artık otizm raporu kalktı, çok mutluyuz. Yaşıtlarıyla aynı seviyede hatta bazı becerileri yaşıtlarının da üst seviyesinde, darısı diğer çocuklarımızın da başına inşallah.” dedi.