ADANA
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Adana 6. Olağan İl Kongresi’nde konuştu.
Adana AK Parti teşkilatlarında vazife yapanlara şükranlarını sunan Erdoğan, kongrenin ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını diledi.
Erdoğan, salondaki partili kadınları işaret ederek, “Ben de AK kadınlarla beraber bu yoldayım.” ifadesini kullandı.
Adana’nın 16 Nisan halk oylamasında yüzde 42’lik “evet” oranıyla beklediklerini ve Türkiye ortalamasının çok altında kaldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Halbuki biz Adana’yı biliriz, Adana da bizi bilir. Türkiye için neler yaptığımızın, Adana’ya hangi hizmetleri getirdiğimizin en yakın şahidi sizlersiniz. Çünkü Adana hem sanayi, ticaret, tarım hem de güzel yürekli, mert, cesur insanların şehridir. Demek ki biz kendimizi Adana’ya yeteri kadar anlatamamışız.
Bölgesinin lokomotif şehri Adana’da güçlü olacağız ki diğer illeri de sürükleyip getirebilelim. İnşallah bu kongremizle birlikte Adana’da yeni bir dönem ve gönül seferberliği başlatıyoruz. Yani metal yorgunluğunu geride bırakıyoruz. Yeniden bir diriliş hareketini hep birlikte başlatıyoruz. Şimdi bu diriliş muştusuna ve müjdesine Mart 2019’da var mıyız? Kasım 2019’da var mıyız?”
Erdoğan, salonda bulunan ana kademeden, kadın ve gençlik kollarından “2019’a kadar kapı kapı dolaşmaya hazır olma” sözü isteyerek, partililere “Sizin ben gadanızı alayım” dedi.
“Fitneye, fesata aramızda yer vermeyeceğiz”
Salondaki partililerden, bugünden başlayarak 2019’un mart ayındaki belediye başkanlığı, kasım ayındaki milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimine kadar bu heyecanı, coşkuyu ve kararlılığı sürdürmelerini beklediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun için bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.” diye konuştu.
Çok önemli bir ricasının bulunduğunu ifade eden Erdoğan, “Fitneye, fesata aramızda yer vermeyeceğiz ve birbirimizi Allah için seveceğiz. Fitne üretmekten bıktık artık. Birbirini sadece Allah için seven bir kadro olarak hedefe yürüyeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Adana’nın hemen yanı başında önemli bir harekatın yürütüldüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Suriye’den ülkemize yönelik saldırıları durdurmak amacıyla Afrin bölgesine yönelik Zeytin Dalı Harekatı’nı başarıyla sürdürüyoruz. Şu anda iyi bir noktadayız. Operasyonun 58’inci gününde, yani Çanakkale Zaferi’mizin yıl dönümüne denk gelen 18 Mart’ta, Afrin şehir merkezi ele geçirildi. Şimdi Tel Rıfat ve diğer bölgelere yönelik harekat devam ediyor.
Bu harekatta şehit olan askerlerimize, jandarmalarımıza, Özgür Suriye Ordusu mensubu kardeşlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize ise sağlık ve afiyet diliyorum.”
Bu sırada salondakiler tarafından dile getirilen “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları üzerine Erdoğan, “Ne buyuruyor Rabbimiz? ‘Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Onlar diridirler, siz bilemezsiniz, anlamazsınız.” diyerek karşılık verdi.
Erdoğan, burada yürüyenlerin şehadete yürüdüğünü vurgulayarak, “Makamları, Peygamberimize en yakın makam. Bizim de bu noktada başarılı olmamız lazım. Allah bizlere de o makamı nasip etsin inşallah. Ülkemizin ve milletimizin bekası uğrunda can veren tüm yiğitleri Rabbim cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın diyorum.” ifadesini kullandı.
“Afrin’den ayrılanlar topraklarına dönecek”
Daha önce Fırat Kalkanı Harekatı ile DEAŞ ve YPG’li teröristlerden temizlenen Cerablus, Rai ve Bab bölgesindeki 2 bin kilometrekarelik alana 160 bin Suriyelinin döndüğünü ifade eden Erdoğan, şimdi de Afrin’den ayrılanların topraklarına döneceğini, evlerine yerleşeceğini söyledi.
Erdoğan, diğer bölgeleri de bu şekilde özgürlüğüne kavuşturdukça Suriyelilerin yurtlarına dönüşlerinin kademe kademe devam edeceğini aktardı.
Türkiye terör örgütlerini tepeledikçe, Suriye’de oynanan oyunu bozdukça çatlak seslerin de artmaya başladığını anlatan Erdoğan, “Afrin’de etkisiz hale getirilen teröristlerin sayısı 3 bin 844 oldu. Tepelerine tepelerine ineceğiz. Türkiye’nin sınırlarını taciz eden, roket atışlarıyla 100’ü aşkın vatandaşımızı şehit edenlere biz bu işi öyle kolay kolay bırakmayız. İçerideki teröristlere bıraktık mı? Onlara da bırakmadık. Şu anda askerimiz, polisimiz, güvenlik korucularımız, Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Cilo’da, Bestler-Dereler’de, mağaralarına varıncaya kadar girdiler mi, girdiler. Kaçacak delik arıyorlar ve çıkamıyorlar. Çıkamayacaklar. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız.” diye konuştu.
ABD’nin Suriye politikası
“Amerika’nın Suriye politikasındaki kısmi de olsa bazı müspet değişiklikleri takdirle takip ediyoruz. Coğrafyamızın tüm terör örgütlerinden arındırılması konusunda bölge devletleriyle olduğu gibi Amerika ile yakın çalışmaktan memnuniyet duyarız.” diyen Erdoğan, son olarak Fransa’dan asla duymak istemeyecekleri, kendilerine de hiç yakıştıramadıkları birtakım beyanlar, görüşmeler ve haberler geldiğine işaret etti.
“Buradan öyle bir haykırın ki yankısı Paris’ten duyulsun”
Adana’nın Fransızları, Fransızların da Adana’yı iyi bildiğini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçmişte hem Fransız işgalcilerinin kendilerine hem de onların besleyip büyüttüğü Ermeni çetelerine en güzel cevabı Adana vermiştir. Sizler, Karacaoğlan’ın, Dadaloğlu’nun yurdunda tarihin en alçak katliamlarına imza atanların üzerine nefeslenmek üzere çıktığınız Toroslar’dan adete bir şahin gibi atıldınız. Öyle ki 44 kahraman Adanalı, bin kişilik Fransız işgal taburunu Gülek Boğazı’nda esir ederek adlarını tarihe altın harflerle yazdırmışlardır. Fransızları ve onlarla birlikte hareket eden Ermeni çetelerini bileklerinin gücüyle bu topraklardan söküp atan kahramanları bir kez daha rahmetle, hürmetle yad ediyorum. Dün Ermenileri kışkırtanlar, bugün aynı oyunu başkalarının üzerinde oynama peşindeler. Dünyanın en eli kanlı örgütü PYD’yi desteklemek için çırpınanlara, Elysee Sarayı’nda ağırlanan Adana’nın herhalde rabiamız ile bir mesajı olacaktır. Buradan öyle bir haykırın ki yankısı ta Paris’ten duyulsun.”
Erdoğan, büyük şair Arif Nihat Asya’nın Bayrak Şiiri’ni uzun yıllar görev yaptığı Adana’nın kurtuluş günü olan 5 Ocak törenlerinde okunmak için yazdığını anımsattı.
Bayrağa olan bağlılığı, bayrak ile sembolleşen istiklal ve istikbal aşkını en iyi anlatan şairlerin Mehmet Akif Ersoy ve Arif Nihat Asya olduğunu dile getiren Erdoğan, Asya’nın “Bayrak Şiiri’ni salondakilerle birlikte okudu.
Erdoğan, salondakilerin coşkusu üzerine, “Adana bugün bir başka. Bu Adana, mart yerel seçimlerini bir defa Allah’ın izniyle bitirir. Kasım seçimlerinde de destan yazar.” ifadelerini kullandı.
“Bayrağımızın dalgalandığı her yerde güven ve huzur vardır”
Türk bayrağının barışın güvercini ama gerektiğinde savaşın da şahini olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu bayrağın dalgalandığı her yerde eman, güven, huzur vardır. Bu bayrağın temsilcisi olan Mehmetçik’in bulunduğu her yer emnü emandır. Onun için bu bayrak bizim bayrağımızdır ama onun sağladığı güven ve huzur, altında olan herkesi kucaklar, sarar. Dikkat ederseniz coğrafyamızdaki pek çok bayrakta aynı alametin ifadesi olarak ay ve yıldızı görebilirsiniz. Bunların hiçbiri tesadüfi değildir. Hepsinin de çok anlamlı tarihi arka planları vardır. Terör örgütlerinden temizlediğimiz yerlerde bayrağımızın dalgalanmasından rahatsız olanlar, aynı yerlerde daha önce dalgalanan paçavraların sözünü bile etmezler. Çünkü bunların derdi sadece Türkiye’dir, bunların karın ağrısının sebebi Türk milletidir. Dünyanın dört bir yanından gelip hiçbir değere saygı duymadan en acımasız, en zalim şekilde coğrafyamızı çiğneyenlere ses çıkartmayanların Türkiye’den şikayet etmeye hakları kesinlikle yoktur.”
“Bizim sömürgecilik, işgalcilik ayıbımız yoktur”
Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu eleştirerek, şunları söyledi:
“Bizim sömürgecilik ayıbımız yoktur, bizim işgalcilik ayıbımız yoktur, ey Netanyahu! Sen işgalcisin ve şu anda işgalci olarak o topraklarda bulunuyorsun. Aynı zamanda sen bir teröristsin. Zira o mazlum Filistinlilere sizin yaptıklarınızı tarih kaydediyor. Bunu hiçbir zaman unutmayacaklar, unutmayacağız. İnanıyorum ki İsrail halkı senin bu yaptıklarından rahatsız ve sen kalkıp da bizim Afrin harekatına söz söyleyecek kıratta değilsin. Önce bu noktada haddini bileceksin.”
Türkiye’nin terör örgütleriyle birlikte yürüme ve onlarla yoldaşlık yapma gibi ayıbının olmadığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bizim anlımız ak, her zaman başımız diktir. Biz, gittiğimiz yere sadece huzur götürürüz, medeniyet götürürüz, sevgi götürürüz. Onun için diyor ki kimse bu bayraktan rahatsız olmasın. Onun için diyoruz ki kimse Türkiye’nin, Türk askerinin varlığından rahatsız olmasın. Biz sadece teröristin tepesine bineriz. Şu anda Afrin’de olan bu değil mi. Güvenli hale getirdiğimiz, kardeşlerimize ise sadece ve sadece hizmet götürürüz. Dün DEAŞ terör örgütü dinimizi istismar ederek, bölgemizin yakılıp yıkılmasına yol açmıştır. Bugün aynı misyonu PKK, YPG terör örgütü üstlenmiştir. DEAŞ’ın başını nasıl ezdiysek, PKK, YPG’nin başını da öyle ezeceğiz. Kimsenin başkaları hesabına bu toprakları kana, ateşe, zulme, acıya boğmasına müsaade etmeyeceğiz. Altını çizerek söylüyorum, bölgemizde yeni Sykes-Picot paylaşımlarının yapılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Coğrafyamızın kaderini emperyalistlerin hırslarına, ihtiraslarına terk etmeyeceğiz. Türkiye, kendisi hiçbir kiralık katil güruhuna teslim olmadığı gibi çevresindeki dostlarının, akrabalarının da böyle bir tezgahın cenderesinde boğulmasına asla rıza göstermeyecektir. Onun için de bölgemizdeki son terörist imha edilene kadar durmayacağız.”
“Adanalı’nın kalbine nüfuz etmek de Adanalı’yı anlamak da öyle kolay değil”
Adana’nın maziden atiye giden Türkiye hikayesinin kilit taşı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin dilleri olsa da anlatsa. Ecdadımızın ata yurtlarındaki Ceyhun ve Seyhun nehirlerine atfen isimlendirdikleri bu nehirler doğdukları yerlerden, döküldükleri yerlere kadar her damlalarıyla bizi anlatır, bizim tarihimizi anlatır. Adanalı kadim geçmişinden, güçlü kültüründen, sırtını dayadığı Toroslardan, önünde uzanan Akdeniz’den aldığı özgüvenle kimseye eyvallah etmeyen bir yapıya sahiptir. Bunun için Adanalı’nın kalbine nüfuz etmek de Adanalı’yı anlamak da öyle kolay değildir.”
Erdoğan, hükümet olarak Adanalıların başındaki dertlerden kurtulabilmesi için 15 yılda Adana’ya 37 katrilyon liralık yatırım yaptıklarını bildirerek bunun sıradan bir rakam olmadığını vurguladı.
Eğitimde 8 bin derslik inşa ettiklerini, yükseköğrenimde 3 bin 300 yataklı yurtları hizmete açtıklarını belirten Erdoğan, “Eskiden beri burası futbolda söz sahibi bir şehir. Şimdi tarihine ve şanına yakışır şekilde 33 bin kişilik bir stadyum inşa ediyoruz. İnşallah önümüzdeki sezonda maçlar bu stadyumda oynanacak.” dedi.
Sağlık alanında Adana’ya 20’si hastane olmak üzere 51 tesis kazandırıldığını vurgulayan Erdoğan, bunlar arasında en önemlisinin bin 550 yatağıyla Adana Şehir Hastanesi olduğunu söyledi.
Kentsel dönüşüm konusunda Adana’ya ayrı önem verdiklerini ve bugüne kadar 17 binin üzerinde konut projesinin hayata geçirildiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Çukurova Bölge Havalimanı, maalesef talihsizlikler sebebiyle gecikti. Baktık başka türlü olmuyor, en sonunda bu işi doğrudan kamu yatırımı olarak hayata geçirmeye karar verdik. İlk etapta yıllık 15 milyon kapasiteli olacak, gerekirse ileride kapasite 30 milyona çıkartılabilecek. Bu havalimanının altyapı işleri temmuzda bitiyor. Üstyapı ihalesi de yakından yapılıyor. Hedefimiz en kısa sürede burayı hizmete açmaktır.”
“İhracatın artması demek üretimin, istihdamın, ticaretin artması demek”
Adana’ya son 15 yılda yaptıkları yatırımlar hakkında bilgi veren Erdoğan, bu süreçte yapılan 10 baraj ve bir göletle Çukurova topraklarının bereketine bereket kattıklarını söyledi.
Bu barajlarla 791 bin dekar alanın zirai sulamaya açıldığını, bunlarla yetinmediklerini, yeni barajların kurulması çalışmalarının da devam ettiğini anlatan Erdoğan, Adanalı çiftçilere son 15 yılda yaklaşık 3,5 katrilyon tarımsal destek verildiğini, Adana’yı her alanda büyütmek için çok önemli hizmetlere imza attıklarını, Adana’yı şaha kaldırmakta kararlı olduklarını ifade etti.
Mart ayı ihracat rakamlarının açıklandığını, ihracatın yüzde 15’i aştığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bu ne demektir, yıllık ihracat hacmi de yüzde 60’a vurdu. Olay bu. Birileri de çıkmış, ‘ekonomide yok durum şöyledir, yok böyle böyledir.’ Ekonomi evelallah… Büyümede 7,4. İhracat, bir ülkenin zaten ekonomisi bunlarla ölçülüyor. Yok kurmuş, yok buymuş, yok şuymuş. Geç o işleri. Şu anda bu ülke 160 milyar dolar yıllık ihracat hacmine kavuşmuşsa, dünya pazarlarında demek ki bu ülkenin yeri çok büyük. İhracatın artması demek üretimin artması demektir, istihdamın artması demektir, ticaretin artması demektir. Büyüme gelip de sizin başınıza düşecek değil. İşte bunlara bakıp da büyümeyi göreceksiniz. Zaten başınıza düşecek olursa öyle bir büyüme rakamının altında ezilir gidersiniz.”
Kimin ne dediğine değil, milletin ne istediğine bakacak ve ona göre yollarına devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, büyümeyi devam ettirmek için bir olacaklarını, kardeş olacaklarını, iri olacaklarını ve hep birlikte Türkiye olacaklarını söyledi. Erdoğan, bunu başardıklarında 2023 hedeflerine de ulaşacaklarını, 2053 ve 2071 vizyonlarını da hayata geçirebileceklerini anlattı.
Kongre öncesinde vatandaşlara hitap eden Erdoğan burada yaptığı konuşmada, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekatı’na yönelik açıklamalarına değinerek, şöyle devam etti:
“Onların ordusu hiçbir zaman zulüm yapmamış… Bunların gözleri var görmez. Kulakları var duymaz. Ağızları, dilleri var Hakk’ı söylemez. Kalpleri mühürlü. Dünyada İsrail ordusunun ne kadar zalim olduğunu benim anlatmama gerek yok. İsrail ordusu ve İsrail, mazlumlara karşı cesur ama mazlumların dışında cesur değil, korkak, ürkek. Zaten zalimler hiçbir zaman cesur olamaz ve zalimler hiçbir zaman zafer anıtı dikemez.
Kalkmış bizim Afrin’de mazlumlara askerimizin zulmettiğini söylüyor. Ey Netanyahu, sen çok zayıfsın, çok garipsin. Bir defa kendine çeki düzen ver. Biz teröristlerle uğraşıyoruz. Ama senin derdin teröristler değil. Çünkü sen terör devletisin. Terör devleti olarak da işte Gazze’de, Kudüs’te yaptıkların ortada. Senin dünyada doğru dürüst sevenin yok. Birleşmiş Milletlerde Kudüs ile ilgili attığın adım, aldığın cevap ortada. ‘Benim nükleer silahım var’ diye hava atma. Yeri geldiği zaman o nükleer silahlar da çalışmaz. Şunu bileceksin, mazlumla uğraşma. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Dünyada dolaşacak, gezecek yer bulamazsın. Onun için bizimle uğraşma ve dürüst ol. Dürüst olmadığın sürece hiçbir zaman bizden de olumlu bir kelam bulamazsın.”
“Onlar kaçacak biz kovalayacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet vurgusu yaparak, şunları kaydetti:
“Böldürtmeyeceğiz bu vatanı. Bölenlerin akıbetleri ortada. Gabar’da, Cudi’de, Cilo’da, Tendürek’te tepelerine tepelerine iniyor muyuz? İnmeye devam edeceğiz. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Sadece onlar mı? FETÖ de dahil. FETÖ’yü de kovalıyoruz. Bak, Kosova’dan altı tanesini paketleyip getirdi Milli İstihbarat. Pensilvanya da gelecek. Bir yere kadar kaçarsın. Nihayeti yok bu işin.”
Muhabir: Sefa Şahin, İlkay Güder, Mümin Altaş, Özcan Yıldırım, Aylin Sırıklı