Amasya‘dan 16 yaşında geldiği İstanbul‘da ağabeyinin yanında gömlek ve çubuklu pijama dikmeyi öğrendikten sonra Eyüpsultan‘da kendi iş yerini açan 70 yaşındaki Yakup Kaplan, hazır giyimin yaygınlaşmasıyla tadilat yapmaya ve hazır ürünler satmaya başlasa da “gömlek dikmek” olarak tanımladığı mesleğini sevgiyle sürdürüyor.
Kaplan, memleketi Amasya’dan 1967 yılında 16 yaşındayken İstanbul’a geldi. Gömlek diken ağabeyinin yanında işi öğrenen ve kendi dükkanını açtığı 1975 yılına dek çalışan Kaplan, o günden bu yana gömlek ve çubuklu pijama dikiyor.
Uzun yıllar boyunca sadece sipariş gömlek ve pijama diken Kaplan, hazır giyimin yaygınlaşmasıyla tadilat yapmaya ve dükkanında hazır ürünler de satmaya başladı. İstanbul’un yanı sıra farklı ülke ve şehirlerden on yıllardır müşterileri olan Kaplan, kendi diktiği gömleklerin dışında gömlek de giymiyor.
Yakup Kaplan, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, gömlek dikmeye nasıl başladığını şöyle anlattı:
“Ağabeyim dikiş dikerken ona baktım, makineden gözümü ayırmadım. Seviyordum çünkü. Bir akşam pijama kesti, sinemaya gitti. O, sinemadan gelene kadar pijamayı dikmeyi bitirdim. Daha işe başlayalı 1-2 hafta olmamıştı. Ağabeyim ‘Pijama nerede?’ diye aradı. ‘Asılı bak.’ dedim. ‘Sen dikiyor muydun?’ dedi. ‘Baktım, inceledim.’ dedim. Sonra o kesti bana verdi, diktim, kesmeyi bilmiyordum. Yine Şile’ye gittiği bir gün Almancılar geldi, “Gömleklerimi, pijamalarımı ver.’ diyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Kafaya çizmişim ben demek ki kestim, diktim, verdim. Ağabeyim bana ‘Düğme dik.’ diyordu, ondan hoşlanmadım, işi tam kavramayı istedim.”
“Gözü kapalı dikerim, neyin ne olacağını biliyorum”
Askerden dönmesinin ardından evlendiğini ve 1 yıl sonra kendi dükkanını açtığını ifade eden Kaplan, şöyle devam etti:
“İlk açtığımda kumaşım da yoktu, param da yoktu. 2 renk kumaş alabildim, gelen müşteri 2 tane diktiriyordu. Daha sonra 4-5’e çıktı kumaş sayısı. Gömlek ve pijama dikiyordum. Paça dahi yapmıyordum, fermuar dahi takmıyordum, pantolon işlerinden anlamazdım. Dükkanı açtığımda sabaha kadar çalışsam iş vardı.
Haftada 100-150 gömlek dikiyordum, uzun süre böyle gitti. Bayramlarda kesmeye yetiştiremezdim, sabahlara kadar dikerdim. Saat kurardım, 40 dakikada kısa kollu, 1 saate yakın uzun kollu gömlek. Hanım da ilik, düğme dikerdi. 2000’den sonra duraklama oldu. Göbeği fazla olanlar, uymayanlar özel dikim istiyor.”
İşinin gömlek dikmek olduğunu dile getiren Kaplan, “Terzilik bana nasıl biliyor musun? 15’inde gençler birbirine aşık olur ya ben de bu makineye aşığım. 70 sene daha ömrüm olsa dikerim, yılmam, usanmam, ekmeğim çünkü. Köyde tütün dikiyoruz, para kazanamıyorsun, geldiğimde bu demiri öptüm. Bu kadar konforlu geldi bu iş, hiç sıkılmadım. Gözü kapalı dikerim, neyin ne olacağını biliyorum. Kalıp kesemem, kalıpla dikemem.” diye konuştu.
“Pijamalar tarihe karıştı”
Yakup Kaplan, uzun yıllardır kendisine gömlek diktiren farklı ülke ve şehirlerden müşterileri olduğunu ifade ederek, gençlerin hazır giyimi tercih ettiğini, genellikle ileri yaştakilerin özel dikim giydiğini belirtti.
Çubuklu pijamaları yaşlıların istediğini, 4-5 takım diktirdiklerini anlatan Kaplan, çubuklu pijamanın farkını da “Rahattır, pamukludur, teri alır.” diye açıkladı.
Bu mesleği yapanların bırakmasıyla özel dikim gömlekçiliğin biteceğini düşünen Kaplan, şunları söyledi:
“Gömlekçilik bence biter, yetişen yok, yapan yok, ölçü alıp dikmeyi bilen yok. Hazırlarda sentetik çok, özel ısmarlamalar sağlıklı, işçiliği bedene göre, her şey özel oluyor. Konfeksiyoncular bant usulü çalışıyor, herkes kalıp ile kesiyor dikiyor, dikenler de ayrı ayrı dikiyor. Ben komple kesip dikebiliyorum ısmarlama. 2 saate bitiririm bir gömleği. Pijama çok uğraştırmaz. Çubuklu pijama artık demode, yapılmıyor, kumaşları zor buluyorum. Gömlek gidiyor ama pijamalar tarihe karıştı.”