İspanya’nın doğusundaki Valensiya özerk yönetimi içinde yer alan ve sadece 50 bin nüfuslu bir kent olan Villareal‘de yaşayanların neredeyse yarısı (20 bin) kulüp üyesi.
Kentin en büyük geçim kaynağı seramik sektörü olurken,1997’den bu yana kulüp başkanı olan Fernando Roig de bir seramik fabrikasının sahibi.
24 yıl önce kentteki küçük bir barda iş müzakeresi için yaptığı pazarlık sonunda, planlarında olmadan 432 bin avro (O dönemde 72 milyon pesetas) karşılığında Villarreal kulübünü satın alan Roig, yatırımlarla kulübü büyüterek, tarihindeki ilk Avrupa kupasını kazanmasının önünü açtı.
İlk defa 1998-1999 sezonunda İspanya 1. Futbol Ligi’nde mücadele eden Villarreal, öncesinde 2. ve 3. liglerde yer alıyordu.
Roig, 2002 yılında kulübün antrenman ve spor tesislerini açarken, altyapıdan yetiştirdiği futbolcularla ve akıllı transfer politikalarıyla, İspanyol futbolunun iki büyüğü Real Madrid ve Barcelona ile diğer önemli kulüpleri Atletico Madrid, Valencia ve Sevilla, Athletic Bilbao’nun yanına Villarreal’i de eklemeyi başardı.
Villarreal’in maçlarını oynadığı stat da Roig döneminde yenilenerek mevcut durumda 23 bin 500 kapasiteye çıkarıldı.
Başkan Roig’in en büyük talihsizliği ise Polonya’nın Gdansk şehrinde oynanan final maçını stadyumdan izleyememek oldu.
Kovid-19 hastalığını yenen ve son testi negatif çıkan Roig, UEFA Sağlık Komitesi tarafından yeterli karantina süresi dolmadığı gerekçesiyle stada alınmadı.
Özel uçağıyla Gdansk’a giden Roig, UEFA’dan izin çıkmayınca geriye dönüp, final maçını ve takımının kupa zaferini evinde televizyondan izledi.
Villarreal ekonomik gelirini son 23 yılda zirveye çıkardı
Roig’in kulübü satın aldıktan sonraki ilk sezonda,1998’de, 3 milyon avro olan yıllık kulüp bütçesi bugün 117,2 milyon avroya kadar çıktı.
Salgından dolayı her kulüp gibi ekonomik zorluklar yaşayan Villarreal, son bir yılda yaklaşık 1 milyon avroluk zarar açıklayıp, futbolcularından maaşlarını düşürmelerini istemişti.
Ancak İspanyol takımı bu sezon maç kaybetmeden kazandığı Avrupa Ligi’nden toplamda 25 milyon avro gelir elde etmeyi başardı.
İspanya’nın bu mütevazı kulübü aynı zamanda gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılmasından dolayı 15 milyon avroyu da kasasına koyacak.
Ayrıca 11 Ağustos’ta Belfast’ta oynanacak Avrupa Süper Kupası’nı kazanması halinde kasasına 3,5 milyon avroluk bir ek gelir daha girecek.
“Sarı denizaltılar”
Kulübün takma adı alan “Sarı denizaltılar” ise İngiliz rock grubu The Beatles’ın 1966 yılında çıkan şarkısı “Yellow Submarine”den geliyor.
1967-1968 sezonunda 3. lige yükselme mücadelesi veren Villarreal’de bir grup taraftarın tribünden bu şarkının “Sarı denizaltı” nakaratını söylemeye başlaması sonrasında benimsenen bu slogan kulübü de etkileyerek, 2004 yılından itibaren takımın formalarının tamamen sarı olması kararı alınmıştı.
Villarreal’in başarısı Avrupa Süper Ligi projesine de yeni bir engel olacak
Diğer yandan Villarreal’in Avrupa Ligi’nde elde ettiği tarihi başarı, Avrupa Süper Ligi tartışmaları açısından da önemli bir zamana denk geldi.
Aralarında Manchester United’ın da olduğu 12 kurucu kulüp ile nisan ayında kurulduğu açıklanan ancak futbol dünyasından gelen tepkiler sonrasında 9 kulübün çıktığı ve sadece Real Madrid, Barcelona ve Juventus’un kaldığı Avrupa Süper Ligi projesine bir darbe de, Avrupa Ligi’ni kazanmasından dolayı Villarreal vurdu.
Bu lig gerçekleşseydi Villarreal’in Manchester United gibi Avrupa futbolunun büyük bir kulübüyle finalde karşılaşması mümkün olmayacaktı.