Sarı-kırmızılı kulüpte 19 Haziran’da yapılacak seçimli genel kurulun ardından başkanlık görevini devredecek Mustafa Cengiz, GSTV’de yayımlanan “Gündem Özel” programında basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı.
Cengiz, Galatasaray Adası ile ilgili kazandıkları davaya yapılan itirazın reddedildiğini ve bu konuda sarı-kırmızılı camiaya müjde vermek istediğini belirtti. Sarı-kırmızılı kulübün başkanı, görev süresinde en üzüldüğü şeyin Avrupa’da başarı elde edememek olduğunu, başarı alamadıkları için büyük bir gelirden mahrum kaldıklarını kaydetti.
Mustafa Cengiz, yeniden başkanlığa aday olmamasıyla ilgili, “Sessiz çoğunluğu biliyorum. Bana oy atan, hala aday olmamı isteyen, benimle görüşen ve beni destekleyen insanlardan bin kere özür diliyorum. Yeniden başkan adayı olmamamın tek nedeni sağlık. Ben rahatsızım. Buradan gittikten sonra dinleneceğim ve sonraki 3-5 gün kıpırdayamayacağım. Arkadaşlarım da gecesini gündüzüne katıyor. Her gün buraya memur gibi geliyordum. Seçilecek başkan ve yöneticilerin de tüm zamanını Galatasaray’a vermesi gerekiyor.” diye konuştu.
“Hangisi kazanırsa o benim başkanım”
Mustafa Cengiz, 19 Haziran’da yapılacak başkanlık seçiminde yarışacak Metin Öztürk, Eşref Hamamcıoğlu, Burak Elmas, Yiğit Şardan ve İbrahim Özdemir’e eşit mesafede olduğunu söyledi.
Galatasaray’ı bir çatışma, kaos ortamına götürecek bir başkan olmadığını dile getiren Cengiz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Herkese saygı duyuyorum. Hangisi kazanırsa o benim başkanım. Şu an için herkese eşit mesafedeyim ama cumartesi gününe kadar bakacağız. Kendisi beni hatırlamıyor ama en eski tanıdığım 30 senedir Yiğit Şardan’dır. Kendisi benim tribün arkadaşımdır. Şimdiden desteklediğim adayı söylersem o adaya artı da yazabilir eksi de yazabilir. Bizi sevmeyen de çok. Ben desteklediğim için adayın yıpratılması tehlikesi de var. Kimisi de bu seçimin hocayla (Fatih Terim) ona karşı olanlar arasında geçtiğini söylüyor. Yok öyle bir şey. Gelen kişiler hocayı da getirebilir. Hiçbir şey demem. O kendi tasarrufu. Ben de kendi şahsi tasarrufumu söyledim. Yönetimimi bile katmadım.”
Başkan adaylarından Yiğit Şardan’ın kendi yönetiminin devamı olarak yorumlanmasıyla ilgili Cengiz, “Dışarıdan biri olsam, ‘Yiğit beyin listesinde 17 kişi Mustafa Cengiz’in çalışma arkadaşı.’ derdim. Çok doğru. Yiğit bey biraz daha geç aday oldu. Benim seçime girip girmeyeceğim belli değildi. Girmeyeceğime kanaat getirince adaylığını açıkladığını sanıyorum. Biraz geç girdi ve benim arkadaşlarıma müracaat etti. Bu da gayet doğal. Beni arayan arkadaşlarıma girin ya da girmeyin demedim. Diğer listelerde de benim yönetimlerimden isimler var. Sanırım Yiğit bey de zaman açısından tam hazırlıklı değildi. Arkadaşlarımın orada olması tabii ki beni etkiler. Kıvırmayalım. Yarışmacılar kaosa düşmesin, bir foseptik çukuru olmasın diye çok çalışıyorum. Bu nedenle cumaya kadar bekleyeceğim.” ifadelerini kullandı.
“Futbolculara ‘haysiyetsiz ve şerefsiz’ dediğimi söylediler. Ben öyle bir şey demedim”
Sarı-kırmızılı kulübün başkanı, Türk Telekom Stadı’nda 4-3 kaybettikleri Çaykur Rizespor maçındaki takımın görüntüsünün kendisini üzdüğünü söyledi.
Düzenlediği basın toplantısında ve özel görüşmelerde futbolcularına hakaret ettiğinin iddia edildiğini dile getiren Cengiz, “Futbolculara ‘haysiyetsiz ve şerefsiz’ dediğimi söylediler. Ben öyle bir şey demedim. Çok sakatlanan, sahada verim alamadığımız yabancı futbolculara ‘Yıldızlığınız ve karakterinizi hatırlayın.’ dedim. Var ki hatırlayacaksın. Hele ki teknik heyetime asla bir şey demem, demedim. Şu anda da demiyorum. Futbolculara bozuldum. Rizespor’a yenildik. Yenilgiye bir şey demiyorum ama bazı oyuncuların futbolu, kendisini maça vermemesi çok ağrıma gitti. Şerefli ve haysiyetli insanlar oldukları için hatırlamalarını söyledim. Onları onore ettim. Bu da ‘köfterler’ gibi oldu. Buna çok üzülüyorum. Dediğim çarpıtıldı.” şeklinde görüş belirtti.
“UEFA’yı bir an önce halletmemiz lazım”
Başkan Cengiz, UEFA ile imzaladıkları finansal fair-play anlaşmasının 1 yılı kaldığını ancak anlaşmanın erken bitmesi için başvuruda bulunduklarını söyledi.
Dönemlerinde birçok iş yaptıklarını dile getiren Cengiz, “UEFA’yı bir an önce halletmemiz lazım. UEFA ile 4 yıllık bir anlaşma imzaladık. Bu sürenin bittiği yazılıyor ama öyle bir şey yok. Şu anda 3. yılındayız. Ancak biz UEFA’ya başvurduk, çok ciddi yazılar gönderdik. Aylardır görüşüyoruz. İyi durumda olduğumuzu ve anlaşmadan çıkış verilmemiz gerektiğini söylüyoruz. Şu anda olumlu görüşler var. Eğer seçimin bir kaos, birbirimize karşı düşmanlıklar, camianın ayrışmasına dönmemesi lazım. UEFA bizi izliyor. Bu konuşmamı da takip ediyorlar. Hiç yabana atmayın. Bizim 31 Haziran’a kadar borçsuzluk kağıdı almamız lazım. Onun parasını hazırlıyoruz. Gelecek olan yönetimi açığa düşürmek istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Başkanlık sürecimi başarılı buluyorum”
Mustafa Cengiz, Ocak 2018’de başlayan başkanlık dönemini başarılı olarak değerlendirdi.
Yaklaşık 3,5 yıllık görev süresiyle ilgili, “Normal bir adamın ve ekiplerin yapacağı iş değil.” diyen Cengiz, “Benim, Abdurrahim’in ve Yusuf’un akıl hastanesine gitmemiz ve rapor almamız lazım. Bizden ayrılanlara da saygı duyuyorum. Onlar da hasbelkader bir şeyler yapmaya çalıştılar. Ancak kalan ve gecesini gündüzüne katan arkadaşlar Galatasaray için çalıştı. Bunların hakkını ödeyemem. Denetleme, sicil gibi kurullar Galatasaray tarihinde yok. Biz kabuk kırdık. Kurumsal çalışmaya başladık ve kurumsal zeminin altyapısını yaptık. Başkanlık sürecimi yönetimsel anlamda çok başarılı buluyorum.” açıklamasında bulundu.
Fatih Terim konusu
Başkan adayı olmayacağını açıkladığı için seçime kadar futbol takımını teknik direktör Fatih Terim’in çalıştırmasını neden sağlamadığının sorulması üzerine Cengiz, şöyle konuştu:
“Benim Florya ile temasım sadece Abdurrahim Albayrak. Bugüne kadar bulunduğum ortamda ,aile ortamı da dahil, belki ‘Bu adam oynatılır mı?’ gibi serzenişte bulunmuşumdur. Bunları Abdurrahim beyin dışında buna kim ulaştırıyor, nasıl ulaştırıyor bilmiyorum. Bizde çalışan kızcağızın, ‘Bak çattık belaya, gelip çocukları konuşuyor.’ diye demecini görünce yemin ederim yerimden hopladım. Böyle bir şey olur mu? Benim ne işim var? Ben, hocama ve teknik heyete güç ve destek vermek için geldim. Ben kapıyı çalmadan ailemin de odasına girmem. Şok yaşadım. Hoca bana ‘Yemekteyiz, gel.’ dedi. Yemek yemiştim ama ziyaret ettim. Ben hangi gün yemeğe, soyunma odasına, uçağa, otobüse gelmişim. Bu ayıp değil mi? Asıl bu Galatasaray kültürüne yakışmaz. Ben bir şey söyleyemezsem ve içime atarsam o içimde patlar. Ben düz bir adamım. Hem hoca hakkında ‘3 ay sonra göndeririz.’ diyeceğim hem de hocaya ‘Buyur gel.’ diyeceğim. Ben böyle bir şey yapmam.”
Takımın sezonu teknik direktörsüz açmasını iyi değerlendirmediğini anlatan Mustafa Cengiz, şunları kaydetti:
“Gelecek yönetime bıraktım. Benim görüşmeler yaptığımı söylüyorlar. Fatih Terim varken asla ikinci bir teknik direktör ile görüşmedim. Yalan haberlere inanmayın. Ben yalan söylemem. Okan Buruk ile telefon görüşmesi bile yapmadım. Kendimden utanırım. Hocaya ayıp olur. Takımın başında hoca var. Mustafa Denizli benim 30 yıllık çok yakın arkadaşım. Fenerbahçe’ye gidince bozuldum ama değerli bir antrenör ve insandır. Benim tarzımda bana ‘düşmanımsınız.’ diyenle çalışmam. Ben ailemin, oğlumun yanında bile aleyhine konuşmadığımı söyledim. Bir taraftardan daha az eleştirmişimdir. Kendisinin açıp bana deyip demediğimi sorması lazımdı. Dediysem derim. Neden kamuoyuna açıklıyorsun sevgili hocam. Bu artık aleni oldu. Buna yanıt vermezsem Galatasaray başkanlık makamı biter. Fatih hocaya da zarar verir. Ben bugün varım yarın yokum. Galatasaray başkanlık makamını benim üzerimden yıpratmayın.”
Aboubakar-Billong iddiaları
Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, Kamerunlu futbolculardan Beşiktaşlı Vincent Aboubakar ile Hataysporlu Jean-Claude Billong arasında geçtiği iddia edilen yazışmalarla ilgili Türkiye Futbol Federasyonuna (TFF) başvurduklarını söyledi.
TFF’ye bazı deliller sunduklarını dile getiren Cengiz, “Aynı gün delilleriyle birlikte TFF’ye başvurduk. Kendilerine açıkça, bu aydınlatılamazsa uluslararası mahkemelere başvuracağımızı söyledik. Burada Beşiktaş camiasına bir şey söylemem. Onların hakkıyla, şerefiyle yürüdüğünü biliyorum. Ama yönetimleri onların adına bir hata yaptıysa açığa çıksın. Tertemiz olsun. ‘Ben hakkıyla ve şerefiyle yapıyorum.’ demek, ‘Öbürleri haksız ve şerefsiz yapıyor.’ anlamına gelir. Diğer tüm takımlara hakarettir. Beşiktaş veya Fenerbahçe bir yanlış yapsa üzülürüm. Ben yapmadığımdan eminim. Adnan Polat döneminde bir şey yapılsaydı biz adamı 7 kat yerin dibine gömerdik. İhraç ederdik. Şike için belgeye gerek yok, kanaat yeterli. 70 bin sayfa tape var. Ben ‘yaptın’ demiyorum ama öyle görünüyor. O zaman çık kendini Ganj Nehri’nde yıka. ‘Yaptım, yapılmış, hata oldu’ de ve kendini temizle ki Türk futbolu temizlensin.” şeklinde görüş belirtti.
Falcao ve Belhanda açıklaması
“Pişmanlık duyduğunuz bir transfer var mı?” şeklindeki soru üzerine, döneminde aklında soru işareti bırakan transferin Kolombiyalı Radamel Falcao olduğunu aktaran Cengiz, “Bizde en tartışılan transfer Falcao. Daha F harfi ortada yokken menajerleri sosyal medyada iyi çalıştı. Helal olsun. Taraftar etkilendi. Falcao’yu kim istemez? Değerli bir karakter ve dünyanın kabul ettiği bir yıldız. Falcao geldiğinde 70 bin kişi toplandı. Şimdi bu transfer önüme gelse biraz daha sıkı pazarlık ederdim. Ancak Falcao yine de değerli.” ifadelerini kullandı.
Mustafa Cengiz, sezonun ikinci yarısında sözleşmesini feshettikleri Faslı orta saha oyuncusu Younes Belhanda ile ilgili, “Belhanda’yı gönderdiğim için asla pişman değilim. Belhanda ve Feghouli bizi FIFA’ya verdi. Üç kişi yapılandırmadaki yüzde 15’i kabul etmedi. Bizi tehdit etti. Bu bizi üzüyor. Eleştirdiğimiz Falcao bile indirim yaptı, en başta Muslera yaptı. Belhanda’nın son açıklaması bardağı taşıran son damla oldu. Taraftara hareket çekti, küfretti. Onu aslında bana ve yönetime yaptı. Asla pişman değilim. Hatta yaptığım en doğru işlerden biriydi.” diyerek sözlerini tamamladı.