Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde çalışırken yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan ve tedavilerinin ardından yeniden görevlerine dönen sağlık çalışanları yaşadıkları sıkıntıları anlattı.
Turgut Özal Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi ve Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Sorumlu Hekimi 34 yaşındaki Aslı Melekoğlu, AA muhabirine, hastanede çalışırken ağrı, ateş, üşüme belirtileriyle test yaptırdığını, sonuç çıkana kadar hastanedeki odasından ayrılmadığını, testin pozitif olması üzerine evde karantinaya alındığını anlattı.
Aklına hem hastanede tedavisini yaptıkları bebeklerin hem de kendi çocuklarının geldiğini dile getiren Melekoğlu, “Eşim ve çocuk bakıcımız da Kovid-19 oldu. Bakıcımız hastanede tedavi gördü.” dedi.
Hastalığı evde atlatabildiği için şanslı olduğunu dile getiren Melekoğlu, şöyle konuştu:
“Yoğun bakım ihtiyacımız olmadı, bire bir solunum sıkıntımız olmadı ama biliyorum ki birçok meslektaşımız bizim kadar şanslı değildi. Aylarca hastanede yattılar ya da hayatlarını kaybettiler. ‘Bu hastalık bir bilinmez, bende nasıl geçecek, süreci nasıl geçireceğim, kötüleşecek miyim, hangi gün kötüleşeceğim?’ diye düşündüm. Karantina sırasında büyük bir endişe, korku yaşadım. Her sabah uyanınca gözümü açmadan nefesimi yokluyordum. Rahat nefes alıp veriyor muyum hatta yoğun bakımcı olunca, ‘Solunum sayım nasıl acaba, solunum sıkıntım var mı?’ Kendi içimde bunları hesaplıyordum. Ondan sonra ‘Bugün de iyiyim’ diye şükrediyordum.”
Akciğerindeki tahribatı halen hissediyor
Yenidoğan Yoğum Bakım Ünitesinde görevli 29 yaşındaki hemşire Arzucan Nazlı Topçu da Eylül 2020’de bel ağrısı şikayetleri ve bel tutulması sonrasında muayene olduğunu, bel fıtığından kaynaklı bir sorun olabileceğinin düşünüldüğünü, daha sonra çocuğunun ateşlenmesiyle Kovid-19’dan şüphelendiklerini anlattı.
Annesi ve kendisinin testlerinin pozitif çıktığını belirten Topçu, şunları kaydetti:
“Oğlum kronik akciğer hastası, onun için çok endişelendim. Bir de evde 1,5 yaşında emzirdiğim kızım vardı. Annem de yaşlı. Bu nedenlerle sürece biraz telaşlı başladık. Çok şükür çocuklarda sadece ateş oldu, ilaçla düştü. Annem de ilaçlara hemen başlayınca belirtileri çok çabuk geçti. Benim sürecim sıkıntılı oldu, hastalık akciğerlerime indi. 5. günden itibaren solunum sıkıntısı başladı. Yavaş yavaş toparladım. Halen daha kalan sıkıntılarım var ama çok şükür hayattayız, çalışıyoruz.
Çok hızlı hareket ettiğim zaman nefes nefese kalıyorum, artık akciğerlerim eski temposunda değil, tahribatını çok rahat hissedebiliyorum. Hala o rahat nefes alışlarım yok, hızlı ve yüzeysel nefes alışım var. Bir kronik yorgunluk var, bu hiç geçmiyor. Kovid-19 akciğere indikten sonra o aldığınız nefes akciğerlerinizi yakıyor. O zaman sağlıklıyken nefes aldığımızda aslında ne kadar büyük bir zenginliğin içerisinde olduğumuzu fark ediyoruz.”
Doktor Melekoğlu ve hemşire Topçu, herkese maske, mesafe ve hijyen konusunda duyarlı olmaları çağrısında bulundu.