Yapımcılığını ve Sunuculuğunu Gazeteci- Yazar Aslan Değirmenci’nin kanal 5’te yaptığı haber programı ‘Son Gündem’ e konuk olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, çok önemli açıklamalarda bulundu.
Balyoz davasında alınan kararları değerlendiren Çelik, “Türkiye bir arınmadan geçiyor. Ülke bir yüzleşme yaşıyor ve darbelerle hesaplaşıyor” dedi.
Muhalefet partilerinden gelen ilk açıklamalara da tepki gösteren Çelik, “Yapılan açıklamalar resmen yargıya müdahale ve Yargıtay üzerinde mahalle baskısı oluşturmaktır” dedi.
PKK hakkında da önemli değerlendirmelerde bulunan Çelik, Öcalan ile derin devlet arasındaki bağa dikkat çekti. Anayasa konusunda ise Çelik, TBMM’de uzlaşma sağlanmadığı takdirde Anayasa’yı millet ile yazacaklarını ifade ederek yeni bir referandumu işaret etti. AK Parti’nin geldiği oy bandı hakkında da Çelik, dikkat çekici açıklamalarda bulundu, Suriye konusunda Esed’in en büyük destekçisinin İran olduğunu açıkladı.
***
İşte Çelik’in kanal 5’e yaptığı çok özel açıklamalar
Karar hakkında gerekçeli kararı görmeden net bir açıklama yapmanın doğru olmayacağını ifade eden Çelik, “Ak Parti iktidara geldiği günden bu yana bir takım çevreler tarafından ‘yargı bağımsız, neden yargıya müdahale ediyorsunuz?’ şeklinde itirazlar yükseliyor. Yargı bağımsız ise her anlamda yargıyı bağımsız ve rahat bırakmak lazım… Yargının verdiği her kararı beğenmek zorunda değiliz. Yargının her kararına uymamız gerekiyor. Yargı kararları eleştirilebilir. Balyoz davasında evet bir karar çıktı. Ama henüz bu karar kesin değil. Temiz aşaması var. Yargıtay süreci var. Yargıtay kararı onar mı yoksa bazı değişiklikler yapar mı bunu bilmiyor ve üzerinden yorum yapılmasını da doğru bulmuyoruz. Ama başından itibaren Balyoz ve Ergenekon davasıyla ilgili belli çevreler davaya bakan hakimleri itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Sanki TSK’ya karşı birileri tarafından bir komplo düzenlenmiş gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar bunu doğru bulmuyoruz” dedi.
ÇELİK, PLANIN TARİHİNE DİKKAT ÇEKTİ
“AK Parti’nin iktidara gelişinden hemen sonra milletin iradesini hazmedemeyen bazı güçler harekete geçtiler” diyen Çelik, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “ Bunun içerisinde asker, siviller ve STK’lar vardı. Bu çevrelerin ne yapmak istediklerini ve neler yaptıklarını herkes biliyor. Sanki Türkiye’de hiç bir şey olmadı he tarafından bir komplo düzenlenmiş gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar bunu doğru bulmuyoruz. AK Parti’nin iktidara gelişinden hemen sonra milletin iradesini hazmedemeyen bazı güçler harekete geçtiler. Bunun içerisinde asker, siviller ve STK’lar vardı. Bu çevrelerin ne yapmak istediklerini ve neler yaptıklarını herkes biliyor. Sanki Türkiye’de hiç bir şey olmadı, ‘birileri düğmeye bastı, paşaları aldılar cezaevlerine tıktılar, cezalandırdılar’ şeklinde bir algı oluşturmak gerçek ile bağdaşmaz. AK Parti’nin Sayın Erdoğan Başkanlığında kurulduğu gün 15 Mart 2003… Balyoz eylem planının tarihi 15 Mart 2003. Bu bir tesadüf müdür? Bu memlekette 27 Nisan bildirisi yayınlandı, post-modern darbesi 28 Şubat var. 12 Eylül darbesi, 12 Mart muhtırası, 27 Mayıs darbesi var. Bunlar yaşandı. Ben 59 doğumluyum ömrüme bir çok darbe, muhtıra ve yarı kalmış darbe teşebbüsü sığdı. Darbe tipik bir 3. Dünya olması göstergesidir. Darbe ve darbeciler artık gündemimizden çıkmalıdır. Bunu konuşmak ülkemize ve ordumuza yakışmıyor. Bizim ordumuz kendi halkının emrinde kendi halkının iradesi ile iktidara gelen siyasi iradenin emrinde olan bir ordu olmalıdır.”
TALİMATLARLA MANŞETLER ATILDI
Türkiye bir arınmadan geçtiğini ifade eden Çelik, “Ülke bir yüzleşme yaşıyor ve darbelerle hesaplaşıyor. Tüm darbeler sorgulanıyor. 12 ve 28 Şubat yargı önünde. 28 Şubat soruşturması da derinleşe bilir. Dava sanırım genişleyecektir. Çünkü bu darbenin tek bir ayağı yoktur. Bunun askeri olduğu kadar sivil ayağı vardır. Generallerin talimatıyla atılan manşetler vardır. Bunlar belgedir. Bu virüsün Türkiye’den sökülüp atılması gerekiyor” dedi.
GEREKÇELİ KARARI BİR GÖRELİM
Çelik sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Birilerinin ceza almasından haz almak mümkün değildir. Keşke böyle bir şey hiç olmasaydı, teşebbüsler, planlar yapılmasaydı. Bu insanlarda bu cezaları almasaydı. Demek ki mahkeme tescil etmiştir ki sonuca ulaşmamış bir darbe teşebbüsü vardır. En azından şimdiki mahkeme bunu söylüyor. Yargıtay’da bunu onaylarsa tescil edilmiş olacak. Henüz devam eden bir süreç olduğu için daha fazla görüş vermek istemem. Bir de mahkemenin gerekçeli kararının henüz görmedik. Ceza nedenleri bellidir ama gerekçeli karardan sonra hepsini öğrenmiş olacağız.”
CHP’YE SERT SÖZLER
Karar sonrası CHP’den gelen açıklamalara sert tepki gösteren Çelik, “Sayın Deniz Baykal Ergenekon davası hakkında “ben bu davanın avukatıyım” demişti. Sayın Kılıçdaroğlu ise daha öteye gitti: “Bu Ergenekon denen örgüt nerededir, gösterin gidip üye olayım” dedi. Bugüne kadar DHKP-C’nin bir kartvizitini, tabelasını, iletişim bilgilerini, binasını gördünüz mü? Terör ve gizli örgütlerin bir adresi olur mu? Sayın Kılıçdaroğlu bir Ergenekon üyesi olmasa bile Ergenekon üyesi olmak istediği yönünde bir beyanı var. CHP milletvekilleri vakitlerinin çok önemli kısmını Silivri’de geçiriyor. Onlarla gönül birlikteliği içindeler. Dün de açıklama yapıyor, “Bizi mahkemeler ile yıldıramazsınız” diyor. Siz kimsiniz? Merhum Menderes’in mezarına gitti. Ezber bozmaya gittiğini ifade etti. Türkiye’de yapılmış bütün darbelerin içinde CHP ya fiziki ya da fikri olarak vardır. Bu darbeleri yapanların zihniyeti ile CHP’nin zihniyeti aynıdır. Bunların dünyaları, laiklik ve halka bakışı aynıdır. Kılıçdaroğlu merhum Menderes’in ruhuna Fatiha okuduktan sonra ben mutlu oldum. İyi bir gelişmedir. Ama ne zamana kadar. Balyoz kararı sonrası yaptığı açıklamaya kadar… Balyozcuların eylemlerini ve dünyalarını paylaştı hatta onayladı. Ortada darbe iddiası var, mahkeme onaylamış. Tamam Yargıtay süreci var ama bunları suçsuz ilan edeceksek mahkemeye ne gerek var? Bu resmen yargıya müdahale ve Yargıtay üzerinde mahalle baskısı oluşturmaktır. Ama çok şükür. Türkiye eski Türkiye değil. Birilerinin devlet, birilerinin silah adına ülkedeki erklere, bağımsız güçlere emir ve talimat verme günleri geride kalmıştır. Baskı ve korkutmalara mahkeme bir karar vermiştir. Sayın Kılıçdaroğlu mahkemeden çıkan sonuçtan memnun olmadığını söyleyebilir ama ‘bizi mahkemelerle korkutamazsınız’ diyemez. Hangi halkanın içindeler?” diye sordu.
MHP MİLLİYETÇİ DEĞİL ULUSALCI BİR PARTİ
“Balyoz Planı” davasında verilen karara ilişkin, ”Verilen kararın vicdanları kanattığı ve adaletsizliği tescil ettiği gün gibi meydandadır” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de tepki gösteren Çelik, “Sayın Bahçeli’de MHP’nin genel başkanıdır. MHP’nin eski tabanı milliyetçi muhafazakardır. Fakat MHP’nin bugünkü yönetimi milliyetçi muhafazakar değil ulusalcıdır. Ulusalcılık konusunda CHP ile MHP arasında özde bir fark yoktur. Ulusalcılık manevi sinirleri alınmış milliyetçiliktir. Vural Savaş, Sözcü ve Cumhuriyet ekibi de ulusalcıdır, İP ve Aydınlık’ta ulusalcıdır, MHP ve yönetimi de ulusalcıdır. Ama MHP’ye Anadolu’dan milliyetçi muhafazakarlardan oy geliyor. Bu taban ile MHP yönetimi arasında çok büyük zıtlıklar vardır. Nitekim referandumda MHP ret oyu istedi. MHP’nin tabanından yarısından fazlası ise evet oyu verdi. Yani balyoz kararı sonrası Sayın Bahçeli’nin böyle bir takınmasını yadırgamadım. Herkes yargıyı rahat bıraksın. Yargı aşamasında inanıyorum ki hiçbir savcı hakim birilerine ceza vermekten haz durmaz. Ama doğru yapanı ödüllendirmek, yanlış yapanı cezalandırmak adaletin esasıdır. Bu ortadan kalkarsa adalet duygusu kalmaz. İlk defa Türkiye darbeler ile hesaplaşıyor. İlk defa sivil mahkemelerde davacılar yargılanıyor” diye konuştu.
UZLAŞMA OLMAZSA ANAYASA’YI MİLLET İLE YAZARIZ
Yeni Anayasa konusunda da Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi Aslan Değirmenci’nin sorularını cevaplandıran Çelik, “Sivil anayasa çalışmaları maalesef ağır gidiyor. Süreç başladığında Sayın Başbakanımız ve Meclis Başkanımız ‘1 yıl yeter’ demişlerdi. Ama alınan mesafe iyi bir mesafe değil. AK Parti yeni, sivil ve gerçekten göğsümüzü gere gere ‘bizim anayasamız’ diyebilecek bir anayasa yazılması için seçimden önce taahhütte bulunduk. Daha önce tüm partiler cephe almasına rağmen tek başımıza mücadele verdik, meclisten 26 maddelik bir anayasa paketi çıkardık ve halka götürdük. Halkımız ‘evet’ diyerek 26 maddenin geçmesini sağladı. Bugün evet komisyonda çalışmalar var. Ama konu gereksiz tartışmalara takılarak süreç geciktiriliyor. Bizim anayasa konusunda başta görüşümüz neyse bugünde aynıdır. Bu konuda irademiz , gayretimiz ve kararlılığımız vardır. Şimdi oy birliği ile bir konu var. Sürekli komisyondan çekilme tehditleri var. Kimse bizi Anayasa üzerinden tehdit ederek bize dayatma yapamaz. Diyelim ki bir parti çekildi, geriye kalan 2 parti ile biz anayasayı yaparız. İki partiden biri çekil diğeri ile yaparız. O parti de çekilirse biz millet ile anayasayı yaparız. Gideriz halkımıza anlatırız. “Bu elbise bu vücuda dar geliyor” deriz. Ve bu halk bu vücuda göre bir elbise yapar. Neticede halkımıza gideceğiz” dedi.
İŞTE AK PARTİ’NİN OY ORANI
AK Parti’nin geldiği oy bandı hakkında ise Çelik, “AK Parti oylarını artırmaya devam ediyor. Son seçimlerden bu yana yaptığımız bütün anketlerde AK Parti’nin oyu yüzde 50 ile 55 arasında gidip geliyor. Hiç yüzde 50’nin altına düşmedi. Çalıştığımız üç araştırma kurumu var. Her ay farklı birine anket çalışması yaptırıyoruz. Ve bunlar bir birlerini çet ediyor. Halk her şeyi iyi biliyor ve görüyor. İnsanlar AK Parti’nin geleceği üzerinden Türkiye’nin geleceğini düşünüyor” diye konuştu.
PKK VE DERİN DEVLET
“PKK’nın Kürt sorunu diye bir derdi yoktur, Kürtlerin PKK sorunu diye bir derdi vardır” diyen Çelik, “PKK en fazla Kürt halkına vermektedir. Kendisi gibi düşünmeyen Kürtlere karşı sindirme, korkutma taktiği güdüyor. 12 Eylül öncesi Kürt örgütler içerisinde korku dehşet uyandıran, insanları silah zoruyla, şiddetle sindirmeyi meslek edinmiş tek grup buydu. Bu Apocuların diğer Kürt örgütleri tasfiye edilmesine müsaade edildi. Ve ortaya çıktı ki Abdullah Öcalan aslında o günkü derin devletin yardımına mazhar olmuş birisidir. Öcalan’ın 12 Eylül’den sonra yurtdışına kaçması ve gelişen diğer olaylar tesadüf değildir. Ha sonra kontrolden çıktı mı, çıkmış olabilir. Derin devletin tavrı Doktor Frankenstein tavrına benziyor. Önce Doktor Frankenstein canavar robotlar üretiyor. Sonra kontrolden çıkınca onları imha etmeye çalışıyor. Yani PKK başından bu yana birileri tarafından kontrol edilerek yoluna devam eden bir örgüttür. Bir zaman İran, gün gelmiş Suriye, gün gelmiş batılı ülkeler kullanılmıştır. Ve kullanılmaya devam ediyor. PKK Kürt gençleri ölüm tarlalarına sürüyor. Daha önce vur-kaç taktiği vardı. Şimdi örgüt liderleri vur-kal emri veriyor. Şemdinli’de böyle oldu. Nitekim yüzlerce PKK’lı öldürüldü. Ben hayatım boyunca insanların öldürüldüğüne sevinmeden. Öldürülen her PKK’lı çile ve nefretin biraz daha büyüdüğü anlamına gelir. Her evden bir cenaze çıksın istiyorlar. Her evden bir cenaze çıkarsa bu ülkede nefretin büyümesini sağlar. PKK bunu istiyor” dedi.
PKK BDP’YE ALAN AÇIYOR
Çelik sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu ülkede ret, inkar ve asimilasyon politikaları vardı. AK Parti ile bunlar geride kaldı. Kürtçe kursları açıldı, televizyonlar, dergiler açıldı. Seçmeli Kürtçe dersleri var. 24 saat Kürtçe yayınlar var. Devlet tarafından Kürtçe eserler basılıyor, Kürtçe eserler tiyatrolarda sahneleniyor. Üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyat bölümleri açılıyor. Kültürel, sosyal, ekonomik ve insan hakları olarak hayal edilemeyecek işlere imza attık. İktidara geldik OHAL’i kaldırdık. İşkence ve kötü muamele, faili meçhul cinayetler tarihe gömülmüştür. Çok büyük yatırımlar yaptık, mağdurlara tazminat ödedik. Bugün teşekkürü hak etmedik mi? Bölge halkı teşekkür ediyor. Bölgede oyun çoğunluğu aslında AK Parti’ye veriliyor. Fakat sindirme ve korkutma ile terör örgütü BDP’ye alan açıyor. BDP’de PKK’yı meşrulaştırmaya çalıyor. Ben Kürdüm. Benim annemden ilk öğrendiğim dil Kürtçedir. Ben okula gittikten sonra Türkçe öğrendim. Ben bu ülkede farklılıklarımızı, renkliliklerimizi koruyarak gökkuşağı içerisinde hepimizin yer almasına inanıyorum. Biz hep beraber aynı Allah’a inanıyor aynı kıbleye yöneliyoruz. Aynı peygamberin ümmetiyiz. Aynı vatana, bayrağa sahibiz, bir milletiz. Millet ırk değildir. Bir milletin içinde onlarca ırk vardır. Millet; ortak vatanı, değerleri, geçmişi ve birlikte gelecek planı olan insanların gönüllü birlikteliğinin adıdır.”
PKK NORMALLEŞEN TÜRKİYE İSTEMİYOR
Tırmanan şiddet olaylarına da değinen Çelik, “PKK son günlerde atağa geçti. Bunlar Suriye’deki bazı bölgelerde olduğu gibi etkinliği ele geçirebilir miyiz hayali içinde. Bir saatlik bile olsa bayrak asabilir miyiz. Bütün dertleri bu. Bu görüntüyü vermek istiyor. Bu örgüt birilerine mesaj veriyor. Bak biz bunları yapıyoruz. Taşeron olarak birilerinden iş istiyor. Esed Kürtlerin kanını şarap gibi içmiş bir adamdır. Vatandaşlığı engellemiş kimlik bile vermemiştir. Ama PKK ve uzantıları Esed’i destekliyor. İşin ilginç tarafı bu. Bütün Kürtler elbette böyle değil. Suriye’deki kardeşlerimizle bizim hiçbir sorunumuz yok. Öte yandan PKK Türkiye’nin normalleşmesini istemiyor. Azgınlaşmasının bir nedeni de budur. OHAL ilan edilsin PKK Kandil’de şenlik yapar. Ülke demokratikleşirse PKK iddialarını kaybedecektir. Terörle mücadeleye de devam demokratikleşemeye de sonuna kadar devam edeceğiz. Asla reformlarda geri adım atmayacağız” şeklinde konuştu.
ESED’İN ARKASINDA İRAN VAR
Suriye’de yaşanan olaylara değinirken dikkat çekici açıklamalarda bulunan Çelik, “Esed kendi gücü ile orada durmuyor, fiili olarak arkasında İran var. İran aleni Suriye’yi destekliyor. Burada bir mezhep dayanışması var. Ben CHP’ye “Acaba aranızda bir mezhep dayanışması mı var, destekliyorsunuz” dediğimde kıyameti kopardılar. Peki yaptıkları gösterilerde halen Esed posterleri ile n den yürüyorlar? Bu ne lahana turşusu bu ne perhiz. İran Suriye’yi mezhep dayanışması ile destekliyor. Sonra Rusya ve Çin destek veriyor. BM’de bir kabadayı devletler nizamı var. 5 tane dayı devlet var. ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere… Veto ettim dediklerinde bitiyor. Yaptırım yok. İsrail’e alınan her karar veto edildi. Suriye için de geçerli. Bu sistem sorgulanmadır. Sayın Başbakan bu haksız düzeni onların yüzüne anlattı. Bu destekler olmasa Esed bu katliamları ile yola devam edemezdi. Küfür devam eder, zulüm devam etmez” dedi.
“MİSİLLEME YAPMA SÜREMİZ BAKİDİR”
Türk jetinin düşürülmesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Bizim misilleme yapma süremiz bakidir. Başbakan, ne tür tedbirlerin alınacağını söyledi. Başbakanın ne söylediği açık. Biz üzerine bir bardak su içmeyiz.”ifadelerini kullandı.
ÇELİK, MİT VE TSK’YA SAHİP ÇIKTI
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in, ayakkabısının altında delik olduğunu iddia eden haberlere tepki gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Birileri “Bu ordu neden darbe yapmıyor” diyor. Süheyl Batum, ‘Ordu kâğıttan kaplanmış” dedi. İstekleri AK Parti’ye müdahale. Yani bu ve bu zihniyettekiler müdahale eden askerleri seviyor. Darbe yapan, darbe hazırlığı yapan, sivil iradeye posta koyan, siyaseti beğenen, vesayet altına alan, toplum mühendisliği yapan askerleri seviyorlar. Yav kardeşim asker askerliğini yapar. Dolayısıyla Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen bir x general onların sevgilisidir. Ama siyasi irade ile uyum içerisinde, halkının emrinin altında bir Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı onların asla sevebileceği bir adam değildir. Gencecik vatan evlatları şehit oluyor. Analar ağlıyor. Mehmetçik sınır boylarında ölüm soluyor. Bu adamlar böyle haber yapıyor. Bunun adı da gazetecilik. Sonra öğrenildi ki delikte değil. Varsayalım ki delikti. Bu ne kadar ayıp bir şey. Bu gazetecilik mi? Çok fazla yorum yapmak bunlara değer atfetmek olur. Ayakkabılar değil bunların yüreği delik. Yürekleri üfürüyor.”
28 ŞUBATÇILAR RAHATSIZ
28 Şubat’ın en büyük darbesinin ve etkisinin eğitim sistemine olduğunu vurgulayan Çelik, bugün yeni sisteme eleştiri getirenlerin tepkilerinin bundan kaynaklandığını ifade etti. Çelik, “28 Şubat post modern darbesinin en büyük etkisi eğitim sisteminedir. Ve darbeciler esas hedeflerine burada ulaşmak istediler. Ama bugün 28 Şubat uygulamaları teker teker ortadan kalktı. Bunlardan birisi eğitim sistemi. 4+4+4’e tepki de bundan. 28 Şubat ideolojisine dokunuldu” dedi.
kanal5.com.tr