ERZURUM
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Erzurum 6. Olağan İl Kongresi’nde konuştu.
: Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin Erzurum 6. Olağan İl Kongresi’nde konuşuyor
— AA Canlı (@AACanli)
“O teröristleri işgal ettikleri yerlerden mutlaka çıkartacağız”
Erdoğan, “Türkiye, Afrin meselesini büyük ölçüde çözmüş durumda. Şu ana kadar Afrin bölgesinin 4’te 3’ünde kontrolü sağladık.” dedi.
“Adam terör örgütüne envai çeşit silah veriyor bir kuruş almadan. 5 bin tır silah gönderdiler, 2 bin kargo uçağıyla silah gönderdiler. Terör örgütü bunlara para mı veriyor?” diyen Erdoğan, “Biz bunlara ‘Paramızla bize silah verin’ dedik, ‘Kongreden izin yok’ dediler. Vicdansızlar. Biz paramızla alamıyoruz, terör örgütlerine bedava veriyorsunuz. Ondan sonra da ‘Biz terörün yanında değiliz’ diyorsunuz. Nasıl yanında değilsiniz? Bunlar ne? Bunları neyle izah edeceksiniz?” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, “Amerika eğer teröre karşı bizimle gerçekten birlikte çalışmak istiyorsa işte Fırat’ın doğusundaki teröristleri oradan çıkartarak bu işe başlamalı. Biz o teröristleri işgal ettikleri yerlerden mutlaka çıkartacağız.” dedi.
“İdlib’de gözlem noktalarımızı genişletip bir yandan Münbiç’e yöneleceğiz”
“Bir yandan İdlib tarafındaki gözlem noktalarımızı genişletip tahkim edecek, diğer yandan da Münbiç’e yöneleceğiz.” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şu anda 780 bin kilometrekare, buna bile göz diktiler. Kimlerin göz diktiğini biliyorsunuz. PKK göz dikti, kendine göre bazı parseller yaptı, ondan sonra korkunca da ‘Bizim oralarda böyle bir hesabımız yok’ dedi. Vicdansızlar, hepinizin planları, programları elimizde. Bunların hepsini çıkarıyoruz. Nasıl Feto’nunkileri çıkartıyorsak, bunları da çıkartıyoruz.”
“Adamlar oyalamaktan başka iş yapmıyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hala 4 milyona yakın sığınmacıya ev sahipliği yaptığını ifade etti.
Avrupa Birliği’nin önce 3 milyar avro, ardından bir 3 milyar avro vereceğini hatırlatan Erdoğan, daha birinci bölümün bile gelmediğini söyledi. AB’nin “Biz bu parayı doğrudan size aktarmayız, proje karşılığı veririz, sivil toplum kuruluşları üzerinden veririz, Birleşmiş Milletler vasıtasıyla aktarırız” gibi sözler söylediğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Halbuki yaptıklarımız ortada. Siz ne diyorsunuz? Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. İnanmıyor musun? Gel Gaziantep’e, gel Hatay’a, gel Kilis’e, gel Urfa’ya çadır kampları gez, konteyner kentleri gez, oralarda bu eserlerin tamamını gör. Gördükten sonra da vermen gereken parayı ver. Adamlar oyalamaktan başka iş yapmıyor. Biz de verirseniz verirsiniz, vermezseniz vermezsiniz biz yolumuza devam ediyoruz diyoruz. Siz bu milleti ne zannettiniz? Kapı kulu mu zannettiniz? Biz eğer sizden gelecek olan avroları bekleyecek olsaydık, bu 4 milyon insan şu anda sefaletin ötesinde ölümler halkasına çok daha farklı bir şekilde ilave olurdu. Şair ‘Ne günlere kaldık ey gazi hünkar, eşek vezir olmuş, katır silahtar’ demiş. Durum kötü. Onun için yapacağımız çok iş var.”
Türkiye’ye sığınanlar için kurulan kampların, açılan okulların, verilen sağlık hizmetlerinin, hayata geçirilen projelerin ortada olduğunu, mesleki eğitimden psikolojik desteğe kadar ne lazımsa her hizmeti verdiklerini dile getiren Erdoğan, bunların yanında üstlendikleri risklerin de ortada olduğuna dikkati çekti.
“Önce şu ilk dilimi dahi doğru dürüst kullandırsalar”
Erdoğan, “Adam terör örgütüne envai çeşit silah veriyor bir kuruş almadan. 5 bin tır silah gönderdiler, 2 bin kargo uçağıyla silah gönderdiler. Terör örgütü bunlara para mı veriyor? Biz bunlara paramızla bize silah verin dedik, ‘Kongreden izin yok’ dediler. Vicdansızlar. Biz paramızla alamıyoruz, terör örgütlerine bedava veriyorsunuz. Ondan sonra da ‘Biz terörün yanında değiliz’ diyorsunuz. Nasıl yanında değilsiniz? Bunlar ne? Bunları neyle izah edeceksiniz? ” ifadelerini kullandı.
“Allah’a dayan sa’ye sarıl, hükmüne ram ol, Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol” diyerek yola ram olduklarını, Allah’ın da bereketini vererek, kimseye muhtaç hale getirmediğinin altını çizen Erdoğan, Batı’nın hala 50, 100 mülteciyi almaya cesaret edemediğini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz 4 milyona yakın mazluma kucak açmışız, bağrımıza basmışız. Siz daha neyin projesini istiyorsunuz, neyi aracı yapmaya çalışıyorsunuz? Avrupa Birliği Komisyonu ikinci 3 milyar avro için de teklif vermiş sağ olsunlar, iyi etmiş. Ama önce şu ilk dilimi dahi doğru dürüst kullandırsalar. Onu verin bakalım. Avrupa Birliğinin bağcı dövmeye çalışmak yerine üzüm yemeğe yönelmesi halinde bu konuda kısa sürede önemli mesafe katedeceğimize inanıyorum.”
“Afrin bölgesinin 4’te 3’ünde kontrolü sağladık”
“Türkiye, Afrin meselesini büyük ölçüde çözmüş durumda. Şu ana kadar Afrin bölgesinin 4’te 3’ünde kontrolü sağladık.” diyen Erdoğan, “Cerablus, El Rai, Bab orada 2 bin kilometrekarenin kontrolü bizde. Yaklaşık 140 bin o bölge insanı döndü ve kendi evlerine yerleşti. Şimdi burada da bin 500 kilometrekareye yakın bölgeyi kontrolümüze aldık ve hedef Afrin’in tamamının kontrolümüz altına alacağız. Afrinliyi de oraya yerleştireceğiz. Bizim o topraklarda gözümüz yok.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin 780 bin kilometrekarelik topraklara 18 milyon kilometrekareden geldiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biz bir zamanlar 18 milyon kilometrekarelik bir Osmanlıydık, küçüldük, küçüldük, küçüldük ve maalesef 780 bin kilometrekareye düştük. 1900’lü yıllarda 5 milyon kilometrekare bizim ülkemizin yüz ölçümü vardı. Şu anda 780 bin kilometrekare, buna bile göz diktiler. Kimlerin göz diktiğini biliyorsunuz. PKK göz dikti, kendine göre bazı parseller yaptı, ondan sonra korkunca da ‘Bizim oralarda böyle bir hesabımız yok’ dedi. Vicdansızlar, hepinizin planları, programları elimizde. Bunların hepsini çıkarıyoruz. Nasıl Feto’nunkileri çıkartıyorsak, bunları da çıkartıyoruz. Şimdi bir yandan İdlib tarafındaki gözlem noktalarımızı genişletip tahkim edecek, diğer yandan da Münbiç’e yöneleceğiz.”
“Amerika, Münbiç’te niye vardı?”
Bu konudaki yaklaşımlarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Amerika, Münbiç’te niye vardı? DEAŞ’ı oradan kovmak için değil mi? Peki şu anda Münbiç’te DEAŞ var mı? Sayın Başkan bana dedi ki ‘Yok’. ‘Peki kim var Sayın Başkan?’ PYD/YPG. Onları çıkarıyor musunuz? ‘Üç ayda çıkarırız.’ Çıktı mı, hayır. Onlar da çıkmadı. Kendilerine dedik ki ‘Bunları Fırat’ın doğusuna sürün.’ Sayın Obama’ya da aynı şeyi söyledim. Fakat Fırat’ın doğusuna bunları sürmediler. Yine aynı yerde bunları tuttular. Ama biz oyalanmaya gelemeyiz. ‘Ne siz oraya girin ne biz girelim. Oranın sahibi Araplar. Bırakalım onlar gelsin girsin. Biz onlara güvenlik yardımı verelim’ bunu söyledik.”
Cerablus, Bab, Azez’de ve güvenliğin sağlanmasıyla Afrin’de sadece teröristleri oradan kovmakla kalmadıklarını, aynı zamanda bu bölgeleri asli sahipleri Suriyeliler için yaşanabilir hale getirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, elektriğinden suyuna, yolundan hastanesine, okulundan konutlarına kadar tüm yerleşim yerlerini baştan aşağıya onarıp, sahiplerine teslim edeceklerini vurguladı.
“Münbiç’teki kardeşlerimizi daha fazla bekletmeyeceğiz”
Bunun yanında güvenlikten belediye hizmetlerine kadar bölgeyi yönetecek kurumsal yapıları da oluşturacaklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
“Biz oralara işgal için değil, Suriyeli kardeşlerimizi zulümden kurtarmak ve kendilerine güvenli bir gelecek inşa etmelerine yardımcı olmak için gittik. Diğerlerinden farkımız bu. Münbiç’te de aynısını yapacağız. Şayet Amerika, terör örgütü mensuplarıyla birlikte Münbiç bölgesini tümüyle boşaltırsa bu işi çok daha hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştiririz. Bunların zaten bu faaliyetlerimize en küçük bir yardımları, en küçük bir destekleri olmayacak, yükümüzü paylaşmayacaklar. Onlardan ihsan istemiyoruz, gölge etmesinler yeter. Amerika, eğer teröre karşı bizimle gerçekten birlikte çalışmak istiyorsa Fırat’ın doğusundaki teröristleri oradan çıkartarak bu işe başlamalı. Biz, o teröristleri işgal ettikleri yerlerden mutlaka çıkartacağız. Bu konuda her türlü iş birliği teklifine açığız.”
DEAŞ’ın zaten bulunmadığı bir yerde, diğer teröristlerin de tahliye edilmesi durumunda tek muhataplarının bölgede yaşayanlar olacağını dile getiren Erdoğan, bölgedeki vatandaşların da hasretle kendilerini beklediğini ve el birliği ile bölgeyi ayağa kaldırılmayı beklediklerini bildirdi.
“Münbiç’teki kardeşlerimizi daha fazla bekletmeyeceğiz.” diyen Erdoğan, “Afrin’de bugün buraya gelirken aldığım rakam şu; etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3530’a ulaştı. Kontrolümüze geçen alanı net olarak söylüyorum, bin 320 kilometrekare. Burası da bizim kontrolümüze geçti. Şimdi yavaş yavaş artık siviller yerlerine yerleşiyor. Ayn el Arab, Tel Abyad, Resulayn ve Kamışlı’daki kardeşlerimizin de en kısa sürede yanlarında olacağız.” diye konuştu.
“Bunlar için insan hakları, sadece kendi vatandaşları söz konusuysa anlamlıdır”
Yıllarca ‘Acaba bunlarla bir şeyler yapabilir miyiz? Sorunları beraber çözebilir miyiz’ diye çok sabrettiklerini, çok beklediklerini, çok uğraştıklarını ama bunların her şeylerinin lafta olduğunu gördüklerini belirten Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“İş uygulamaya gelince sadece ve sadece kendi çıkarlarına bakıyorlar. ‘Petrol var mı, elmas var mı, platin var mı?’ Varsa oradalar. Masum insanların hayatıymış, müttefiklerinin hassasiyetiymiş, yapılan fedakarlıklara vefa göstermekmiş, hiçbiri umurlarında değil. Bunlar için insan hakları, sadece kendi vatandaşları söz konusuysa anlamlıdır. Ülkemizde üstelik de işledikleri suçlar sebebiyle gözaltına alınan, tutuklanan, mahkum edilen üç beş batılı için kopartılan yaygaranın binde birinin, katledilen milyonlarca masum için de yapıldığını görmedik. Biz denizlerden altı yılda 170 bin kişiyi topladık. Onlar, bu insanların bindikleri botları delerek ölüme terk ettiler, sınırlarına tel örgüler çekiyorlardı. Son yıllarda yaşadığımız her hadise, bunların yüzündeki makyajı biraz daha dökmüştür.”
Demokrasiyi sadece kendisi için isteyen, insan haklarına sadece kendi insanıysa saygı duyan, ekonominin kurallarını sadece kendi çıkarlarına göre belirleyen, ırkçılığa bir adım mesafede duran bu anlayışın devrinin sona ermek üzere olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Önce zincirli kölelerin, sonra modern kölelerin sömürülmesi üzerinden kurulan sahte düzenin her yeri çatırdıyor. İnşallah gelecek, insanı ‘eşrefi mahlukat’ yani yaratılmışların en şereflisi olarak kabul eden bizim medeniyetimizin ışığıyla aydınlanacaktır.” dedi.