Tbmm Başkanı Cemil Çiçek, ulusal yayın yapan gazete ve ajansların Ankara temsilcileri ile kahvaltıda bir araya geldi. Çiçek burada hazırlamış olduğu ‘Teröre Karşı Ulusal Mutabakat Metni’ni açıkladı.
Kahvaltılı toplantı, Tbmm Tören Salonu’nda gerçekleştirildi.
İŞTE ‘TERÖRE KARŞI ULUSAL MUTABAKAT METNİ’
Çiçek, toplantıda şu mesajları verdi:
-Terörün tanımında anlaşmamız gerek. Benim terörist dediğime biri gerilla, özgürlük savaşçısı diyorsa tedbirlerde, alınacak kararlarda çok farklı noktalara gidişi getirebilir. O nedenle terminolojiye bir bakmalı.
“SİHİRLİ BİR FORMÜL YOK”
-Bu mücadelede sihirli bir formül yok. Her ülkenin işbirliği yapması gereken bir olgudan söz ediyoruz. Bu konuda yeterince işbirliği söz konusu değil. Sorunun üstesinden biz kendimiz geleceğiz. En fazla destek verdiklerini söyleyenler bile yapması gereken onda biri katkıyı vermediler. Elden gelen sorunu çözmede yeterince katkısı olmadı.
-Bu mücadeleyi yapmış ülkelerin tecrübelerinden yararlanmak lazım
-Demokrasi ve hukuk içinde kalarak mücadele etmeyi terör örgütleri katiyen kabul etmiyor, o nedenle yönetimler olağanüstü yöntemlere başvurmak zorunda bırakan yol ve yöntemleri deniyor.
“GÜVENLİKÇİ POLİTİKALAR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PROPAGANDASI OLMUŞ”
-Terörle mücadele eden tüm ülkeler bunu en evvel güvenlik meselesi görmüş, Türkiye olarak biz de uzun süre böyle gördük. Polisiye olay, belli bir gölge ile sınırlı diye algıladı. Böyle görürseniz alacağınız tedbirler de bununla sınırlı olacak, olay bölgesi ile sınırlı kalacak.
-Güvenlikçi politikalar egemen olmuş. Siyasetçi böyle çözmek istemiş: Ama böyle kabul ettiğinizde Türkiye’nin bugün yaşadığı sıkıntılar karşınıza çıkmıştır. Teröristin üzerinden eylem koyduğu konular ihmal edilmiş. İleride bu konular çözüme kavuşturulunca da terör örgütü bunu kendi propagandasına bağlamış, başarılı olmuşlar.
-Demokrasiyi geliştirmek, hak ve özgürlükleri dahi ileri bir noktaya götürmek için aldığınız kararlar bile terör örgütüne ben olmasaydım bunlar olmaz şeklinde bir propaganda zemini sağlamaktadır Türkiye de böyle bir sıkıntıyı yaşamaktır kanaatimce.
“AMACIMIZ TERÖR OLSA DA OLMASA DA STANDARTLARI YÜKSELTMEK”
-Bizim AB sürecimiz var, Kopenhag Kriterleri var. Terör meselesi olsa da olmasa da demokratik standartları yükseltmek, bu yönde kararlı adımlar atmak devlet politikası yapılmış. Türkiye bu alanda da iki şeyi yapmak durumunda. Terör ve terörle mücadelede hiçbir gecikmeye, kararsızlığa düşmeden mücadeleyi sürdürmek, diğer yandan terör olmasa da alması gereken kararları hiç gecikmeden almak gerekmekte. Yoksa kararların yararı ortadan kalkmakta, terör örgütü bundan yararlanmakta.
-Vatandaş bir araya gelin bu işi çözün diyor. Belli bir cenaze töreni dışında, daha yürek soğutan adımların atılmasını bekliyor. Siyaset bu talebe sırtını dönemez, dönmememsi gerekir. Bu ülkenin sorunun biz çözeceğiz, başkasından beklemek beyhudedir. Sorun bizim biz çözeceğiz, biz çözeceksek de ortak akıl, ortak dille olmalı.
“MUTABAKAT METNİNİ CEMİL ÇİÇEK OLARAK VERECEĞİM”
-Bu, terörle mücadelede inanılmaz kolaylıklar getirecektir. Tedbirler ortak olacağı için üzerinde siyasi tartışma olmayacaktır. Dışarıda içeride iyi sonuçları olacak, güvenlik güçlerine de moral olacaktır.
-Cemil Çiçek olarak ortak bir mutabakat metni vereceğim. Eksik, gereksiz nerden çıktı diyenler olacaktır; ama kuru suçlamadan öte anlam ifade etmeli. Belli bir kareye girmek, belli cenazede bulunup oradan ayrılmaktan öte bir şey yapmalı. Kendimce rahatsız olduğum için ortaya bir şey koymaya çalıştım.
-Sadece cenazelere katılıp fotoğraf vermekle yetinmeyeceksek, ki bunun önemine inanıyorum… Ama halk daha fazlasını bekliyor. Ben kendimce bir mutabakat metni çıkardım, “Teröre Karşı Ulusal Mutabakat metni” başlıklı. Önce siyaset bu konuda mesafe almalı.
İŞTE ÇİÇEK’İN TERÖR MADDELERİ
Çiçek’in tartışmaya açtığı 11 maddelik ”Teröre Karşı Ulusal Mutabakat” ilkeleri şunlar:
1- Şiddeti ve terörü benimseyen hiçbir anlayış veya hareket tarzı kabul edilemez. Bu nedenle, hangi maksatla olursa olsun, terör ve şiddet yöntemlerine başvurulmasını, bunun mazur gösterilmesini, desteklenmesini ve teşvik edilmesini reddediyoruz. Bu anlayışla terör örgütlerine katılmış herkese, yasalar tanınan imkanlardan yararlanarak silahlarını bırakmaları çağrısında bulunuyoruz.
2- Terör devletin bekasını ve bireysel hak ve özgürlükleri tehdit eden ve toplumun tüm kesimlerinin katılacakları çok yönlü mücadeleyi gerekli kılan bir sorundur. Bu sorun sadece güvenlik tedbirleriyle çözülebilecek bir nitelik taşımamaktadır. Bu çerçevede, terörle mücadele hükümetin, Tbmm’de yer alan veya Tbmm’de temsil edilmeyen tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun her kesiminin ortak bir sorumluluk anlayışı çerçevesinde birlikte ve uyum içerisinde hareket etmelerini gerektiren bir görevdir.
3- Bu anlayış doğrultusunda terörle mücadele demokratik hukuk devletinin temel ilkeleri ve insan haklarına saygı sınırları çerçevesinde yürütülecek, bu temelde yaklaşım çerçevesinde benimsenecek tedbirler partiler üstü bir anlayış ve yaklaşımla ve her halükarda tüm siyasi mülahazaların dışında tutularak bu konudaki toplumsal dayanışmayı sergileyecek surette ele alınacak ve uygulanacaktır.
4- Her türlü terör eylemi ve şiddete karşı çıkılması hükümetin ve siyasi partilerin olduğu kadar tüm demokratik kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin ve bütün yurttaşların da görevidir. Bu çerçevede tüm sivil toplum kuruluşlarının ve bütün yurttaşların özellikle gençlerin ve kadınların terör eylemlerine ve terörizmin her türüne karşı duruşlarını toplumsal dayanışmayı ortaya koyacak mahiyetteki barışçı ve demokratik yöntemlerle sergilemeleri büyük önem taşımaktadır.
5- Terörle mücadele devletin, vatandaşının can ve mal güvenliği ile temel hak ve özgürlüklerinin korunması konusundaki anayasal görevi ve bu çerçevede ilgili yasaların güvenlik güçlerine verdiği yetki doğrultusunda kararlılıkla sürdürülmeye devam edilecektir. Bu bağlamda güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyacakları imkan ve yeteneklerin geliştirilmesi öncelikli öneme haizdir.
6- Daha demokratik, daha eşitlikçi ve daha özgürlükçü bir devlet toplum ilişkisi tesisi için yurttaşlarımızın bireysel hak ve özgürlüklerini çoğulculuk anlayışı çerçevesinde ve daha geniş bir bakış açısıyla güvence altına alacak yeni bir anayasa toplumun tüm kesimlerinin katılımı ve mutabakatı da sağlanmak suretiyle süratle hazırlanacaktır.
7- Güneydoğu Anadolu bölgesinin temel sorunlarından biri ekonomik kalkınmadır. Kalkınma hedefi bütüncül bir yaklaşımla ele alınacak bu doğrultuda toplumsal ve kültürel yaşamdan idari yapılanmaya, ekonomik kalkınmadan bölgesel gelişmeye kadar bir dizi, iktisadi ve kültürel tedbir etkin bir şekilde uygulamaya konulacaktır. Bu tedbirlerin uygulanmasında üniter ve ulus devlet yapısına, idarenin bütünlüğüne ve idari vesayet ilkelerine zarar vermeyecek şekilde, yerel yönetimlerin daha güçlü bir idari ve mali yapıya kavuşturulması yaklaşımı benimsenecektir.
8- Terörle mücadelenin bir diğer önemli veçhesi de etkin uluslar arası işbirliğinin sağlanmasıdır. Bu bağlamda gerek ülkelerle temaslarda, gerek bölgesel ve uluslar arası örgüt ve platformlarda, terörle mücadelede sergilenen işbirliği ve ülkemizde bu alanda milli bir mutabakat çerçevesinde yürütülen ortak mücadelenin anlatılması için birlikte çalışılacaktır.
9- Şehit ailelerinin, terör mağdurlarının ve bunların yakınlarının durumlarının daha da iyileştirilmesi için gerekli tedbirler alınacaktır.
10- Bu mutabakata taraf olan siyasi partiler ve STK olarak, bu mutabakattaki ilkeler doğrultusundaki her türlü işbirliğine partiler üstü bir yaklaşımla yaklaşacağımızı ilan ediyoruz.
11- Bu çerçevede bütün yurttaşların başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini korumak ve daha da geliştirmek için birlikte çalışacağımızı beyan ediyor ve toplumun tüm kesimlerini bu mutabakatta ifadesini bulan yaklaşımı benimseyip desteklemeye devam ediyoruz.
BDP’LİLERİN Pkk’LILARLA KUCAKLAŞMASI
BDP’lilerin Pkk’lılarla buluşmasını hiç doğru bulmuyorum. Biz milletvekiliyiz olmamız gereken yerlerde olmalıyız, olmamız gereken tarzda tavır sergilemeliyiz. Yoksa bu bir araya gelmeyi de birlikte yaşamayı da zorlaştırır. Yarın sorunların çözümünde ortak çaba sarf edilecekse bunlar hep zorlaştırır. Yeri gelince biz AİHM kararlarına vurgu yapıyoruz. İçtihatlara bakın, bırakın bu görüşme ve görüntüler teröre kınamamak dahi sözleşmeye aykırı bulmuş mahkeme.