Erzurum’da Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi bünyesinde 8 yıl önce hizmete konulan Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi, Karadeniz’in yanı sıra Van, Erzurum, Erzincan, Kars, Ardahan, Ağrı, Bayburt ve Iğdır’ın da aralarında bulunduğu bölge illerine hizmet veriyor.
Merkezdeki basınç odasına giren hastalar, vücuttaki oksijen ile kan dolaşımının bozuk olduğu bölgelere yüzde 100 oksijen gönderilerek yaklaşık 2 saat süren seanslarla diyabet yaraları, iyileşmeyen yaralar, ani görme ve işitme kaybı ile karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle bilinç kaybı gibi hastalıklarına şifa buluyor.
Binlerce kişinin tedavi edildiği merkez, özellikle kış aylarındaki korbonmonoksit zehirlenmelerinde adeta hastaların can kurtaranı oluyor.
Merkezin sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Dr. Recep Hormova, AA muhabirine, basınç odasına giren hastalara maske ve solunum yoluyla yüzde 100 oksijen verildiğini ve basıncın etkisiyle oksijenin vücuttaki bütün dokulara rahatlıkla ulaştığını söyledi.
Bazı hastalarda dolaşım bozukluğu sebebiyle iyileşmeyen yaralar olduğunu belirten Hormova, “Normalde vücutta dolaşım bozukluğu bulunan yerlere oksijen gitmez, kan ve oksijen olması gerektiği gibi dolaşmadığı için yaralar iyileşmiyor. Basınç odasında hastalara yüzde 100 oksijenden verildiğinden oksijen her yere ulaşıyor ve tedavi ediliyor.” dedi.
Hormaova, merkezinin bölgede önemli görev üstlendiğini aktardı.
Acil servis ve anestezi yoğun bakımla uyumlu çalışarak güzel sonuçlar aldıklarını anlatan Hormova, “Karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu bilinç kaybı ile ani görme ve işitme kaybı yaşayan hastalar oksijen tedavisi alamadığında veya tedaviye geç kaldıklarında kötü sonuçlarla karşılaşıyor. Son bir ayda karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı 5 ağır vaka bilinç kaybıyla merkeze getirildi. Oksijen tedavilerini uyguladık. Çok şükür hastaları kurtarıp ayağı kaldırdık.” diye konuştu.
Kapalı damarlar oksijen verilerek açılıyor
Hormova, iyileşmeyen yarası olanlara 20 gün veya daha uzun süre seans uyguladıklarını aktararak, genelde bir organa oksijen yeterince gitmediğinde yaranın iyileşmediğini, damarlardaki tıkanıklık nedeniyle ani görme ve işitme kaybı oluştuğunu anlattı. Hormova, şunları kaydetti:
“Basınç altında verdiğimiz oksijen kanda çok daha fazla miktarda çözülür ve vücudun her yerinde bütün dokulara rahatlıkla gider. Dolaşım bozukluğu olan yerlere bile oksijeni ulaştırıyoruz. Ani görme kaybı olan bir hastada damarlar kapandığından oksijen dokulara gitmez, oksijeni plazma yoluyla göndererek tedavi uyguluyoruz. Göz veya kulak olsun damarlar açılana kadar organlara oksijen desteği veriyoruz.”
Hormova, oksijen tedavisinin enfeksiyon ve mikroplara karşı olukça başarılı olduğunu, ayrıca kolajen oluşumunu 7 kat artırdığını aktardı.
Hastalar hizmetten memnun
Hasta Ahmet Engin, merkezdeki doktor ve hemşirelerin çok ilgili olduğunu belirterek, “Sağ ayak ve parmaklarda diyabet nedeniyle ciddi yaralar vardı, cildiye bölümünden sonuç alamadım. Parmağımı kaybetme durumuna gelmiştim. Oksijenle tedavi edildim, 40 seans sonrası yaralarım düzeldi ve parmağım kesilmekten kurtarıldı. Bu merkezi kuranlardan Allah razı olsun.” dedi.
Birçok hastanın merkezde şifa bulduğunu ve hizmetten memnun olduklarını dile getiren Engin, oksijen tedavisiyle birçok kişinin organlarını kaybetmekten kurtarıldığına şahit olduğunu ifade etti.
Hasta Engin Alay da evde çocuğuna ders çalıştırırken aniden sağ gözünde görme kaybı yaşadığını dile getirerek, “Acil servise, ardından göz bölümüne muayene olunca damar tıkanıklığı söylendi. Hemen oksijen tedavisine aldılar. Sol gözümde uzun yıllardır sorun vardı, sağ gözümde de ani görme kaybı olunca psikolojim bozuldu. Yüzde 80’lik görme kaybım oksijen tedavisiyle yüzde 25’e kadar düştü. Doktordan ve bu hizmetten çok memnunuz. Burası çok fonksiyonlu şifa merkezi gibi.” ifadelerini kullandı.