Türkiye gündeminde bir dönem ‘Japon Anne’ vakası olarak yer bulan Japon kızı Kader için verilen mücadeleyi Baba Fevzi Deniz kazandı. 3 yıl süren davanın sonucunda Gaziantep 1. Aile Mahkemesi, Kader’in iyi bir yaşam sürebilmesi için babasına verilmesini kararlaştırdı.
2003 yılında Japonya’ya yerleşen Gaziantepli Fevzi Deniz, bir yıl sonra, kendisinden 18 yaş büyük Japon Nishizuka Michiko ile tanışıp evlendi. Evliliklerinden Kader adında bir kız çocuğu sahibi olan Deniz çifti, daha sonra geçimsizlik nedeniyle boşandı. Deniz çiftinin 4 yıl süren evlilikleri kızları Kader’in mağdur edildiği gerekçesiyle son bulurken, bu kez kızın kimde kalacağı konusu Türkiye ve Japonya gündemini bir süre işgal etti. Annesinden şiddet gördüğünü, annesinin kendisine bıçak çektiğini, annesinin kendisini aç bıraktığı ve eve kilitlediğini her fırsatta dile getiren Japon kızı Kader, Japonya’da bürokratik engellere takıldığı için zorluklar yaşayan, bir süre Japonya’ya giremeyen babasıyla birlikte Türkiye’ye gelerek baba ocağı Gaziantep’e yerleşti. Burada aile sıcaklığını hisseden ve mutluluğu yakalayan Kader’i annesi Nishizuka Michiko 7 ay sonra Japonya’ya götürmek istedi. Görmek istemediği annesiyle Japonya’ya dönmeyi reddeden Kader’in bu tavrı üzerine anne Michiko hukuk savaşı başlattı. İlk davada kızın velayetini alan Michiko’nun bu sevinci kararın bozulmasıyla kısa sürdü ve Kader tekrar babasına teslim edildi.
Davada son sözü Gaziantep 1. Aile Mahkemesi söyledi. Mahkemede yer alan ifadelerde Japon anne Nishizuka Michiko Deniz’in kızı Kader Deniz’in boğazına bıçak dayadığı, balkondan atma tehdidinde bulunduğu iddia edilirken, anne Michiko’nun eve geç geldiği ve Kader’i evde yalnız bıraktığı söylendi. Mahkeme, velayet için uzman raporu istedi. Psikolog, Pedagog ve Sosyal Hizmet Uzmanı’ndan oluşan heyet, anne ve babanın yanı sıra çocukla görüşerek sosyal inceleme raporu hazırladı. Anne ve babalık duygularından önce çocuğun gelişimi, eğitimi ve menfaatlerini göz önüne alan heyet raporunda Kader’in babasına verilmesi kararlaştırıldı. Hazırlanan rapor üzerine Gaziantep 1. Aile Mahkemesi, Kader’in anneye verilmesi yönündeki Yargıtay kararına ilişkin ‘direnme kararı’ aldı. Tanık beyanlarında Kader’in annesi tarafından yıpratıldığı ve sorumsuzca evde bırakıldığı ifadeleri yer aldı. Kendi verdiği kararın doğru olduğunu savunan Gaziantep 1. Aile Mahkemesi’nin bu tavrı Kader’in babada kalmasını sağladı.
JAPON KIZI KARARI TÜRK GİBİ KUTLADI
Mahkeme kararıyla, Japon kızı Kader bundan sonra Türkiye’de babasıyla birlikte yaşamaya devam edecek. Türk gelenek ve göreneklerine göre büyüyen, Gaziantep’te eğitim hayatını sürdüren, anne anlamına gelen ‘Mama’ dışında Japonya tek kelime bilmeyen, Türkçeyi akıcı bir aksanla konuşan, ‘İstiklal Marşı’, ‘Andımız’ ve Türkçe birçok şarkı ve tekerlemeyi ezbere bilen 7 yaşındaki Japon kızı Kader, karara en çok sevinen isim oldu. Türkiye’yi ve babasını çok sevdiğini söyleyen Kader, sevincini ‘Ankara Havası’nda çiftetelli oynayarak yaşadı. Babasıyla birlikte keyifli dakikalar geçirdiğini ve eğlendiğini söyleyen Kader, Japonya’yı, Japon yemeklerini ve annesini sevmediği ifade etti. Kader,”“Türkiye’yi çok seviyorum. Babamı seviyorum. Babamla geziyoruz. Bana hediyeler alıyor, eğleniyoruz. Babamla parklara gidiyoruz. Odamda bilgisayar var birlikte oyunlar oynuyoruz. Babamın yanında mutluyum hem de çok. Burada arkadaşlarım var. Bir sürü arkadaşım var. Onlarla da oyunlar oynuyoruz. Türkiye’nin yemeklerini çok seviyorum. Japon yemeklerini yiyememiştim. Japonya’yı da sevmedim. Türkiye’yi daha çok seviyorum” dedi.
Annesinden şiddet gördüğünü doğrulayan Kader, annesinin kendisine bıçak çektiğini vurguladı. Annesinin kendisini Japonya’ya götürmek için oyunlar sahnelediğini dile getiren Kader, şöyle konuştu:”Annemi sevmiyorum. Çünkü bana Japonya’da bıçak saplayacaktı. Babam durdurdu. Beni kaçırmak istedi, yuvaya koymak istedi. İzmir’e gitmiştik. Sonra tercüman ile birlikte İstanbul’a gittik. Beni psikologa götürdüler. Babamı sevdiğimi söyledim diye bana deli dediler. İzmir’e gittiğimde Japon yemekleri verdiler, yiyemedim. 7 kilo zayıfladım. Babamı arar mısın diye soruyordum tercümana. Fakat annem karşı çıkıyordu. Japonya’ya götürmek istediler. Ben istemeyince hava alanında beni yalnız bıraktılar. Amcam gelip aldı beni. Eve döndüğümde dedeme ve babama sarılarak ağladım.”
“HEM ANNELİK YAPTIM HEM DE BABALIK”
Japonya’ya yerleştikten sonra yaşadıklarını anlatan baba Fevzi Deniz ise, kızının annesi tarafından şiddet ve baskı görmesine göz yummadığını, bu nedenle aile içi geçimsizlik yaşandığını belirtti. Kızının kendisinden kaçırılmaya çalışıldığını söyleyen baba Deniz, Kader’in öz annesinden sevgi ve şefkat görmediğini sözlerine ekledi. Kızına hem annelik hem de babalık yaptığına vurgu yapan baba,”Japonya’dan evlendim. Kızımız oldu. Adını Kader kurduk. Kızım doğduktan sonra annesi ilgisiz davrandı. Kızıma şiddet uygulamaya başladı. Evde tek başına bırakmaya başladı, besleyemedi. Bu duruma göz yumamazdım. Aile içi geçimsizlik başladı. Sonra Türkiye’ye geldik. Burada ‘kızımı ve beni’ istemediğini söyleyerek Japonya’ya dönmek istediğini defalarca tekrar etti. Kader o zaman 3,5 yaşındaydı. 7 ay hiç aramadı ve sormadı. Bundan sonra ne olduysa 7 ay sonra Kader’i istemeye başladı. Annenin kızıma bir kuruş hakkı geçmedi. Japonya’da da çalışmıyordu. Çalışmayı sevmeyen bir insan. Ben bir şey beklemedim kendisinden. Ben dönüp geldikten sonra boşanmak için müracaat etmiş. Japonya’da dava açılıyor ama bana bir tebligat gönderilmiyor. Benim haberim olmadan boşanma davası sonuçlanıyor. Babalık ve annelik görevini ben üstlendim. Japonya’da da kızıma ben baktım. Anne, çocuğuna sevgisini vermedi. Her zaman şiddet, her zaman kavga vardı. Çocuk anne sevgisini almadı. Ama ben vicdanımı dinleyip her zaman kendisine söyledim. Ne zaman görmek isterse gelip kızını görebilir. Ne çektiysem kızımı kurtarabilmek için, kızımın normal bir hayat sürmesi için yaptım” diye konuştu.
“KIZIMI BİR AYDA 6 KİLO ZAYIFLATTI”
Baba Deniz, kızını mahkeme kararıyla bir aylığına anne Michiko’ya verilmesini de anlattı. Anne Michiko’nun kızıyla birlikte İzmir’e gittiğini söyleyen baba, şunları söyledi:”Kader 4 yıldır Türkiye’de. Tamamen Türkçe konuşmakta. Japonya bilmemekte. Derslerinde de oldukça başarılı. Tekrar Japonya’ya uyum sağlaması da zor. Mahkemenin talebiyle kızımı bir aylığına annesine verdim. İzmir’e gittiler. Bir ay sonra geldi ki kızımım 6 kilo zayıflamış. Üzerindeki elbiseler kirliydi. Annelik bu mu? Çocuğumu bir baba olarak kurtarmak zorundaydım. Japonya’da bana tanınmayan hakkı ben annesine sunuyorum. Ne zaman isterse gelip kızını görebilir. Bazen Türkiye’ye geliyordu ancak kızım annesini görmek istemiyordu. Kızımı bir gün olsun doğum günüde dahi aramadı. Ben kendisini arayıp da kızını neden aramıyorsun diyemem. Kendi isterse gelip görebilir. Kendi istemezse yapabileceğimiz bir şey yok.”
“MAHKEMEYE MONTAJLI FOTOĞRAFLAR SUNULDU”
Dava sürecinde yaşanan ilginç olayları dile getiren baba Fevzi Deniz, Japon anne Michiko’nun mahkemeye asılsız fotoğraflar sunduğunu ifade etti. Anne Michiko tarafından, Türkiye’de bulunan kızının Japonya’daki bir anaokulunda eğitim görüyormuş gibi gösterilmeye çalışıldığını ve Kader’in yüzünü başka bir çocuğun yüzüne montaj suretiyle yerleştirdiğine dikkat çeken baba, mahkemeye sunulan fotoğrafların fotokopi olduğunun altını çizdi. Baba Deniz, şunları söyledi:”Mahkemeye para karşılığında düzenlenmiş, montaj fotoğraflar verdiler. Foto montaj ile kızımın Japonya’da okuduğunu göstermişler. Kağıt üzerinden bunu gösterdiler. Fotoğrafların aslı bile yoktu. Hepsi fotokopiydi. Mahkeme gerçekleri gördü. Nitekim velayetini bana verdi. Ben adalete teşekkür ediyorum. Japonya beni insan olarak görmedi. Ama Türkiye Mahkemesi din, ırk ayrımı yapmadan, sadece çocuğun menfaatini düşünerek davayı sürdürdü.”
“KADER’İN ANNESİNE KARŞI BİR SICAKLIĞI YOK”
Baba Fevzi Deniz’in kaybetmeye yakın olduğu davanın seyrini mahkemeye sunduğu talep ve belgelerle değiştiren Avukat Metin Kınacılar da, yaşananları şöyle özetledi:”Fevzi Deniz yıllar önce Japonya’ya gitmiş. Burada Michiko ile evlenmiş. Michiko’nun önceki evliliğinden 3 çocuğu var. Bu çocukları kimse sahiplenmeyince yetiştirme yurduna alınmış. Fevzi ile Michiko Deniz çiftinin bir çocuğu oluyor ve adını Kader kuruyorlar. Belli bir dönemden sonra annenin düzensiz yaşamı, barda-pavyonda fazlaca dolaşması, sürekli içki içmesi, çocuğa ve eşe bakmaması dolayısıyla aralarında bir sorun başlıyor. Müvekkilim ne kadar durumu idare etmeye çalışsa da, eşine çekidüzen vermek istese de anne Michiko buna kulak vermemiş. Gaziantep’e izne geldiklerinde müvekkilime dayanamadığını, onu ve çocuğunu istemediğini belirterek Japonya’ya gitmek istediğini söylemiş. Daha sonra müvekkilim Japonya’ya çalışmaya gittiğinde Michiko Antep’e gelmiş. Bu durumu duyan müvekkilim Antep’e geliyor ve Michiko eşi Fevzi’nin geldiğini duyunca çekiyor Japonya’ya gidiyor. Ancak ne hikmetse belli bir zaman sonra Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘benim çocuğumu kaçırdılar’ diye suç duyurusunda bulunuyor. Yargıçlar yasada olmaması rağmen Çocuk Mahkemesi’nin kararıyla Kader’in anneye verilmesini sağlıyor. İtirazlar olmasına rağmen mahkeme çocuğun anneye verilmesine karar veriyor. Bu safhadan sonra ben avukat olarak konuya müdahil oldum. Baba çocuğu çok seviyor. Çocuğun anneyle fazla bir sıcaklığı yok. Doğum vesilesiyle annelik, başka bir şekilde annelik görevini yerine getiren birisi değil. Anne Michiko mahkemenin kararının ardından çocuğu alıp belirsiz bir yere gitmiş. Bu arada biz boşanma davası açtık. Davanın açılmasıyla çocuk babaya tedbiren verildi. Baba bu tedbir kararından sonra Gaziantep’e gelerek çocuğuyla birlikte oturmaya başladı. Yargılama sonunda sunulan deliller ve sanık beyanlarına göre Gaziantep 1. Aile Mahkemesi çiftin boşanmasına, çocuğu da babaya verdi.”
“BİLİRKİŞİ RAPORU BABA İLE DAHA MUTLU OLDUĞUNU ORTAYA KOYDU”
Mahkemenin karar öncesi bilirkişi raporu istediğini de anlatan Kınacılar, konuşmasını şöyle sürdürdü:”2010 yılında bu olaylar başladı. Mahkeme 2011 yılında karar verdi. Ancak Yargıtay kararı bozdu ve ‘çocuk anneye muhtaçtır’ diyerek Kader’i annesine verdi. Bizim talebimiz doğrultusunda oluşturulan; psikolog, pedagog ve sosyal hizmet uzmanından oluşan güçlü bir heyet aileyi dinledi. Ve çocuğun kimde kalması gerektiği konusunda bir bilirkişi raporu hazırlandı. Bilirkişi raporuna göre çocuğun babada kalmasının daha iyi olacağı yönünde karar verdi. Bundan sonra önemli olanın anne ve babanın geleceğinin değil, çocuğun geleceğinin önemli olduğu kararlaştırıldı. Kader’in Türkçe konuştuğunu ve Türk okullarında okuduğu da bunda göz önüne alındı. Japonya’ya adapte olamayacağı görüldü. Annesi tarafından Kader’e Japon yemeği yedirilmeye çalışılmış, aç bırakılmış ve dayak atılmış. Bunu çocuk kendi beyanında dile getirmiştir. Mahkeme bizim sunduğumuz delilleri de göz önüne alarak Yargıtay’ın kararına ‘direnme kararı’ verdi. Yani benim verdiği karar doğrudur, çocuğun babada kalması gerek dedi.”
İHA