KOCAELİ – ŞAHİN OKTAY
Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, sağlığı yeniden kazanmak için önemli bir fırsat sunan orucun, mideden kalbe, böbreklerden karaciğere birçok organın dinlenmesine ve onarımına olanak sağladığını bildirdi.
Cantürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oruç tutmanın sağlığı yeniden kazanmak için önemli bir fırsat oluşturduğunu belirterek, oruçla organların dinlendiğini ve aynı zamanda yaşlılık genlerinin inaktive olmasıyla vücudun gençleştiğini kaydetti.
Orucun başta mide olmak üzere birçok organa dinlenme olanağı sağladığına dikkati çeke Cantürk, “Mide kasları aşırı derecede çalıştığı zaman aşırı yoruluyor, oruçlu olduğumuz zaman mide kaslarını, midenin yapılarını istirahate sevk etmiş oluyoruz. Mide kendini onarma imkanı buluyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Cantürk, orucun kalp, damar ve dolaşım sistemine de aynı imkanı sağladığına işaret ederek, şu bilgileri verdi:
“Oruç, sinir sistemini de koruyor. Mide normalde haftanın 7 günü 24 saat çalışan bir organ ama oruç tuttuğumuz zaman mideyi dinlendiriyoruz. Bu dinlenme sırasında kalpten mideye giden kan akımı da azalıyor. Dolayısıyla kalbin de üzerindeki bir yük azaltılmış oluyor, kalbin de dinlenmesine fırsat veriyoruz. Oruç, karaciğer ve böbrekler için de faydalı. Günün sonunda hepimiz biraz yorgun oluyoruz çünkü kan şekeri düşmüş oluyor ama bu kan şekerinin düşmesi karaciğer hücrelerinin de kendini yenilemesine fırsat veriyor. Karaciğerin yağlanması oruç tutan kişilerde azalıyor. Karaciğer yağ tutma oranı azalıyor ve yağ vücuttan hızla atılıyor. Orucun insan sağlığına olan etkilerine böbreklere olan etkisini de söyleyebilirim. Böbreklerimiz atıkların vücuttan atılmasına imkan sağlayıcı özelliğe sahip. Oruç böbreklerin de dinlenmesine yol açıyor.”
Cantürk, vücutta yer alan üretim sistemlerinin de ramazanda dinlenme imkanı bulduğunu ve sonrasında yenilenerek daha fazla üretim yapma imkanına kavuştuğunu anlattı.
“Orucu bir ibadet olarak yaptığımızda faydalarının daha arttığını söylemek mümkün.” diyen Cantürk, stres faktörünün ortadan kalktığını ve daha rahat, daha huzurlu bir yapıya kavuşulduğunu belirtti.
“Akılcı beslenme planı yapmak gerekiyor”
Normal zamanda günde 3 veya 4 olan öğün sayısının ramazanda 2’ye düştüğünü ve bu durumda kilo vermenin söz konusu olabileceğini fakat aç kalma korkusuyla fazla yemek yendiğinde de kilo alınabileceğine dikkati çeken Cantürk, bundan dolayı ramazanda akılcı bir beslenme planı yapmak gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Cantürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ramazanda yanlış beslenerek metabolizmayı yavaşlatmak söz konusu olabilir ama yumurta, tam buğday ekmeği, süt ürünleri, salata ve tarçın gibi ürünleri ramazanda beslenmemizin odak noktası yaparsak yetersiz ve aşırı beslenme gibi durumlara çözüm sağlarız. Bir defa sahurun kesinlikle atlanmaması lazım. Uzun süreli açlıklarda metabolizma yavaşlar ve bu da vücudu olumsuz etkiler. Dolayısıyla sahurun vaktinde yapılmasıyla birlikte bu uzun süre optimum hale getirilmiş olur. Sahurda kahvaltılık türü, az yağlı ve az tuzlu besinler ve yumurta gibi tok tutucu besinleri tüketmek önem arz eder. Salam, sosis, sucuk gibi gıdalardan uzak durulması gerekir. Bunlar tuzlu ve yağlı ürünler olduğu için gün içinde susuzluk hissini artırarak oruç tutan kişiyi zor duruma düşürebilir.”
“Mucize baharat tarçın, ramazanda bol tüketilmeli”
İftarla sahur arasında aralıklarla bol su tüketmek gün içerisindeki sıvı gereksiniminin rahatlaması açısında önemli olduğunu aktaran Cantürk, “Gece yemek yeyip yattığımız için reflü sorunuyla karşı karşıya kalabiliyoruz. Böyle bir durumdan korunabilmek için yağlı gıdaların yanı sıra kafein içeren içeceklerden uzak durmak lazım. Yatarken de yatağın başının 30 derece açılı olmasında yarar var. Bu, yastığı artırmakla veya yatağın baş kısmına takoz koymakla olabilir. Bu reflü riskini azaltacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Cantürk, kan şekerini düzenleyen, metabolizmayı hızlandıran tarçının mucize baharatlardan biri olduğunu vurgulayarak, ramazanda bol bol tarçın tüketiminin tokluk süresini uzatacağına işaret etti.
İftarda yemeğe bir bardak su içerek başlamak gerektiğini dile getiren Cantürk, “Önce çorba içip, biraz dinlendikten sonra diğer ürünleri almak lazım. Et ve et ürünlerinin tüketilmesi her zaman çok faydalı değil fakat kararınca alındığında sorun olmaz. İftardan sonra sahura kadar bol sıvı tüketmek önem az ediyor. Ramazanı ramazan gibi yaşamak, abartmamak en güzel yaklaşım olacaktır.” şeklinde konuştu.