MOSKOVA – Ali Cura – Elena Teslova
Rusya’nın başkenti Moskova’da eski adıyla Vladimir İlyiç Lenin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) Kütüphanesi, bugünkü adıyla da Rusya Devlet Kütüphanesi, dünyanın en büyük kütüphanelerinden biri olarak 19. yüzyıldan bu yana ülkedeki rejim değişikliklerine rağmen hizmet vermeye devam ediyor.
Rusya Devlet Kütüphanesi, Rus Çarı 1. Nikolay’ın 1828’de verdiği talimat ile St. Petersburg’da müze olarak kuruldu. Bu müze 1845’te İmparatorluk Halk Kütüphanesi bünyesine dahil olduktan sonra Moskova’ya taşındı.
1925’te Sovyet yönetimi tarafından kütüphaneye Vladimir İlyiç Lenin SSCB Kütüphanesi adı verildi.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra kütüphanenin adı “Rusya Devlet Kütüphanesi” olarak değiştirilse de bugün hala bu kütüphane “Lenin Kütüphanesi” olarak biliniyor.
Rus Çarlığı, SSCB ve Rusya Federasyonu olmak üzere üç dönemde hizmet veren kütüphane, 47 milyonu aşkın yerli ve yabancı eserle ülkenin önemli arşiv ve bilgi kaynaklarından birisi.
367 farklı dildeki eserlerin sadece 3 milyonu değerli yayınları içeriyor. Kütüphanede 100’den fazla nadir eser ve dünyada eşi bulunmayan 30 kitap bulunuyor.
Rusça eser bakımından dünyanın en zengin kütüphanesinde kitapların yanı sıra haritalar, nota kitapları, plaklar, kasetler, gazeteler, dergiler, gravürler, posterler, fotoğraflar, mektuplar, grafik çalışmaları, mikrofilmler, diskler ve sanat objeleri de bulunuyor.
35 bin Türkçe eser
Kütüphanede zengin Türkçe eserler de bulunuyor. Doğu Edebiyatı Merkezi’nde 35 bin eser yer alıyor. 13 bini Cumhuriyet, geriye kalanları da Osmanlı dönemine ait kitap, gazete, dergi ve belge olmak üzere 35 bin eser yer alıyor.
Yıllık 1 milyona yakın ziyaretçisi bulunan mimari anıt şeklindeki kütüphanede aynı zamanda turlar düzenleniyor. Bina içindeki tarihi salonda sergi ve konser organizasyonları gerçekleştirilirken, bilim insanları, yazarlar ve aydınlar toplantılar düzenliyor.
Rusya Devlet Kütüphanesi Genel Müdürü Vladimir Gnezdilov AA muhabirine yaptığı açıklamada, kütüphanenin dünyada Rusça eser bakımından en büyük kütüphane olduğunu söyledi.
Rus kütüphanesinin dünyadaki diğer kütüphanelerden farklı bir tarihe sahip olduğunu anlatan Gnezdilov, Rus Çarı 1. Nikolay döneminde kurulan kütüphanenin farklı ve zor zamanlar geçirdiğini dile getirdi.
Rusya’da yaşanan devrimlere ve siyasi rejim değişikliklerine rağmen kütüphanenin ayakta durduğuna dikkat çeken Gnezdilov, “Rusya Devlet Kütüphanesi, farklı siyasi rejimlere tanıklık etti, insanlık tarihinin en yıkıcı savaşlarını yaşadı ama ölmedi. Tam aksine daha da büyüdü. Bu, ona kendilerinden bir şeyler vererek katkıda bulunan insanlar sayesinde gerçekleşti.” ifadelerini kullandı.
Kütüphanede tüm ünlü Rus yazar, tarihçi ve aydınların eserleri olduğu bilgisini paylaşan Gnezidilov, Avrupa ülkelerinden kralların, bilim insanlarının, yazarların, bestecilerin mektuplarının da kütüphane raflarında bulunduğunu kaydetti. Gnezdilov, farklı zamanlarda kütüphanenin okuyucuları arasında Fedor Dostoyevski, Lev Tolstoy, Anton Çehov, Vladimir Lenin gibi önemli isimlerin bulunduğunu hatırlattı.
Rus kütüphanesinde önemli Osmanlı-Türk eserlerinin de bulunduğunu belirten Gnezdilov, ilk Türk matbaasını kuran İbrahim Müteferrika’nın eserlerinin de kütüphanede yer aldığını söyledi. Gnezdilov, “İbrahim Müteferrika’nın matbaasında basılan 17 kitabın 16’sı kütüphanemizdeki Doğu Edebiyatı Merkezi’nde bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de bu matbaada ilk basılan eser olan Vankulu Lügatı’dır.” diye konuştu.
Gnezdilov, önemli Türk eserlerinden Tarih-i Hind-i Garbi ile Katip Çelebi’nin Cihannüma eserlerinin kütüphanede bulunmasından gurur duyduklarını söyledi.