İSTANBUL- Orhan Güvel/Muhammed Yusuf
AA muhabirine camiyle ilgili bilgi veren Süleymaniye Camii İmam Hatibi Ayhan Mansız, Süleymaniye‘de diğer tarihi camilere oranla fazla süsleme olmadığını, sade denebilecek bir yapı olduğunu anlattı.
“Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman’ın muhteşem Mimar Sinan‘a yaptırdığı bu eser de muhteşem Süleymaniye olarak nitelenebilir” diyen Mansız, Süleymaniye’nin Osmanlı döneminin en büyük camisi olduğunu belirterek, Kadir Gecesi gibi önemli günlerde iklim koşulları da elverirse cemaat sayısının 25-30 bin kişiye ulaştığını dile getirdi.
Camide kullanılan hat tezyinatına İstanbul’da hiçbir camide rastlanmadığını söyleyen Mansız: şöyle konuştu:
“O dönemin en iyi hattatı Ahmet Karahisari tarafından yazılmıştır çünkü. Rivayetlerde onun bu hatların sonunu yazarken gözlerini kaybettiği aktarılıyor. Görme yetisini kaybettiği için caminin açılışını onun yaptığı söylenir. Kanuni, Mimar Sinan’dan caminin açılışını yapmasını ister. Mimar Sinan da Karahisari’nin gözlerini kaybetmesi nedeniyle açılışı onun yapmasını önerir ve görev Karahisari’ye tevdi edilir. Yapımı 1550-1557 arası olan cami günümüzde tüm ihtişamıyla dimdik ayakta duruyor. Zaten Mimar Sinan da burayı inşa ettiği zaman, teslim ederken diyor ki ‘Hünkarım öyle bir cami yaptım ki insanlar zarar vermezse kıyamete kadar ayakta durur.’ Osmanlı döneminde Süleymaniye’ye ilgi çok büyük. Öyle ki etrafındaki küçük camiler Süleymaniye’ye cemaatin sığmamasından doğan ihtiyaca binaen yapılmış. Caminin iç alanı 10 bin kişi alıyor. Caminin arkasındaki şadırvan avluya da rahat 6 bin sığar. Tabii ki özellikle Kadir gecesi gibi önemli günlerde iklim koşulları da elverirse cemaat sayısının 25-30 bin kişiye ulaştığı da oluyor.”
Mimar Sinan’ın Süleymaniye’deki ustalığının hala çok sayıda mimarın ilgisini çektiğini ifade eden Mansız, inşa edildiği dönemde Süleymaniye’nin sadece camiden ibaret olmadığını, aynı zamanda külliye, sıbyan mektebi, kütüphane, hamam, fakirlere yemek verilen dar-u ziyafe ve hastaneden oluşan bir eğitim, kültür ve yardımlaşma kompleksi olduğunu kaydetti.
Ayhan Mansız, “Malumunuz Süleymaniye kütüphanesi en meşhurudur. Kütüphanedeki nadide el yazma eserlerde Süleymaniye’deki kandillerin isinden üretilen mürekkebin izine rastlanır. Camide şamdanlar var, kedi izi dediğimiz yerde kandiller var ve bu kandillerden çıkan isler hiçbir yere zarar vermez. Öyle bir teknik kullanılıyor ki arka tarafta is odasında toplanıyor. Daha sonra isler duvardan kazınıp, baharat ve su ile karıştırılarak is mürekkebine dönüştürülüyor. Süleymaniye kütüphanesindeki kitapların çoğu bu mürekkeplerle yazılmıştır.” diye konuştu.