Hacı Hüseyin Ağa’nın eşi Tayyibe Hatun adına 1625’te yaptırdığı Hatuniye Camisi, Tilkilik semtinde yer alıyor. 1700’lü ve 1900’lü yıllarda iki kez onarımdan geçen caminin sıvaları 2010’lu yıllarda dökülmeye başladı. İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğünce yapılan ihale ve yer tesliminin ardından başlayan restorasyonun eylül ayında tamamlanması hedefleniyor.
İzmir Vakıflar Bölge Müdürü Muzaffer Ataseven, AA muhabirine, moloz taştan yapılan kare planlı caminin 1700’lü yıllardaki ekleme ile dörtgen formunu aldığını anlattı.
Önünde küçük bir son cemaat yeri bulunan caminin mihrabının yuvarlak ve niş şeklinde olduğuna işaret eden Ataseven, kubbe süslemelerinin ise turkuaz, mavi ve yeşil olacak şekilde düzenlendiği bilgisini verdi.
Caminin 400 yıldır ibadete açık olduğunu aktaran Ataseven, “Bu bölgenin tamamı 3. derece arkeolojik sit. Hatuniye Camisi de birinci grup tescilli eser. İzmir Büyükşehir Belediyesi bölgede ‘çevreyi koruma ve sağlıklaştırma’ projesi başlattı. Biz de camiyi restorasyona aldık. Burada bütünlük sağlanmasını istedik.” dedi.
Ataseven, restorasyon maliyetinin 1 milyon lirayı bulacağına dikkati çekerek, çalışmalar kapsamında depremin yol açtığı birtakım yapısal sıkıntılar nedeniyle de güçlendirme yapılacağını belirtti.
Caminin halk dilindeki öyküsü
Hacı Hüseyin Ağa’nın aynı dönemde Konak’taki Başdurak Camisi’ni de inşa ettiren hatırı sayılır bir kişi olduğunu söyleyen Ataseven, Hatuniye Camisi’nin halk arasında dolaşan öyküsünü de şöyle aktardı:
“Menkıbeye göre Hacı Hüseyin Ağa’nın epeyce altını varmış. Kemeraltı’ndaki Başdurak Camisi’ni yaptıracakmış. O zaman haramiler gelmiş ve altınlarını istemiş. Hacı Hüseyin Ağa ve eşi Tayyibe Hatun sabaha kadar bu durumdan kurtulmak için dua etmiş. Rivayet odur ki haramilerin başı da o gece başkaları tarafından öldürülmüş. Camiyi yaptıracağına çok sevinen Hacı Hüseyin Ağa da eşine altın hediye etmek istemiş. Tayyibe Hatun, ‘Bana altın alma onun yerine cami yaptır.’ diye istekte bulununca Hatuniye Camisi yaptırılmış ve cami o günden bu yana ibadete açık kalmış.”