Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden Erzurum, sahip olduğu tarihi eserleriyle ziyaretçilerine zamanda yolculuk yaptırıyor.
Tarihi milattan önce 4 binlere dayanan ve yılın büyük bir bölümü kar dolayısıyla beyaz gelinlik giyen Erzurum, coğrafi konumu itibarıyla yüzyıllardır pek çok devlet ve medeniyete ev sahipliği yaptı.
Erzurum’un, doğu ile batının kilit noktasında yer alması dolayısıyla Hattiler’e kadar giden bir geçmişe sahip olmasına rağmen günümüze kadar görkemiyle ayakta kalan en eski tarihi yapısı, Roma İmparatorluğu (Bizans) döneminde yapılan ve imparator Theodosius’un isminin verildiği 5. yüzyıla ait Erzurum Kalesi oldu.
Roma dönemi sonrası Gürcüler, Saltuklular, Moğollar, İlhanlılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Osmanlı İmparatorluğu’nun hakim olduğu şehir, o dönemlere ait çok sayıda eseri bünyesinde barındırıyor.
Erzurum, tarihi kalesinin yanı sıra Çifte Minareli Medrese, Ulu Cami, Üç Kümbetler, Yakutiye Medresesi gibi yüzlerce yıllık yapılardan oluşan kültürel mirasıyla tarihe ışık tutuyor.
Farklı dönemlerde inşa edildikleri için her biri tarihten ayrı bir kesit sunan ve restorasyonlar sonucu birçoğu aslına uygun hale getirilen bu yapılar, her yıl on binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor.
Tarihi ve kültürel eserlerinin yanı sıra doğal güzellikleri ile de ziyaretçilerini cezbeden Erzurum, özellikle tarihi yapıları ile misafirlerine tarihte yolculuk yaptırıyor.
Erzurumlu vatandaşlardan Selahattin İlbaş, AA muhabirine, kentteki cami, medrese, kale ve tabya gibi tarihi yapıların her yıl çok sayıda turist tarafından ziyaret edildiğini dile getirdi.
Vatandaşlardan Ersin Şeyen de kentteki tarihi güzelliklere işaret ederek, herkesi bu eşsiz eserleri görmeye davet etti.