İSTANBUL – Aişe Hümeyra Bulovalı
Müzisyen Tarek Yamani, “Cazın özüne ve ritmine eğer hassas olursanız, çok güçlü şeyler hissedebilirsiniz. Çünkü caz öyle bir şey ki sizinle konuşmaya başlar.” dedi.
Klasik Arap müziklerini caz ritmleriyle uyarlayarak yeni eserler ortaya çıkaran Yamani, müzik çalışmalarına New York’ta devam ediyor.
Türkiye’ye ilk kez gelen ve CRR Caz Şubatı’nda konser veren Lübnan doğumlu Yamani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk yaşlarında müziğe ilgi duymaya başladığını söyledi.
Çalışmalarını caz piyanisti olarak sürdüren Yamani, 6 yaşında piyano dersleri almaya başladığını belirterek, “15 yaşında gitara yöneldim ve metal müzik yapıyordum. Daha sonra cazla tanıştım ve ilk kez caz müziğini dinlediğimde, cazın bende çok büyük bir etkisi oldu. O dönemden sonra da gitarı bırakarak, tekrar piyanoya yöneldim.” diye konuştu.
“Cazla aramda çok güçlü bir bağ hissettim”
Yamani, müzik alanında caz türünü, özgür düşüncenin bir sembolü olarak gördüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:
“Cazı ilk duyduğum zaman, hayatımın sonuna kadar yapmak ve öğrenmek istediğim müziğin bu olduğunu anladım. Cazın özüne ve ritmine eğer hassas olursanız, siz de çok güçlü şeyler hissedebilirsiniz. Çünkü caz öyle bir şey ki sizinle konuşmaya başlıyor. Bu bakımdan cazla aramda çok güçlü bir bağ hissettim.”
“Ashur” adlı ilk albümünü 2012 yılında çıkaran Yamani, cazın aslında toplumlar arası ortak bir iletişim aracı olduğu yorumunda bulundu.
Genç sanatçı, cazın eşsiz bir müzik türü olduğuna da dikkati çekerek, “Cazı, ilk olarak Afrikalı köleler, ABD’ye geldikten ve özgürleştikten sonra ortaya çıkarıyorlar. Bu bakımdan da caz, harmoni, melodi ve kompozisyon olarak gerçekten çok kompleks bir yapıya sahip ve gelişmeye de devam ediyor.” dedi.
“Eserlerimde bilim ve metafizikten ilham alıyorum”
Thelonious Monk Enstitüsü’nün düzenlendiği “En İyi Caz Bestecileri” yarışmasında birincilik ödülü alan Yamani, caz çalışmalarına değinerek, şunları kaydetti:
“Caz konusunda odaklandığım en önemli noktalardan birisi, Arap müzikleri ve Batı’ya yönelik caz arasındaki farklılıklar ve ortak yönler üzerine olan çalışmalarım. Bestelerimde bu farklılıkların, ortak noktaların sentezi bir çalışma yapmaya gayret ediyorum. Çok fazla pratik yapıyorum. Caz sanatçılarını sürekli dinleyerek, daha sonra bu müzikleri notalara dökerek, kendi kendime öğrenmeye ve bu şekilde gelişmemi sürdürmeye çalışıyorum.”
Aynı zamanda kısa film müzikleri de hazırlayan Yamani eserlerinde ilham kaynağı olarak bilim ve metafizikten yararlandığını anlatarak, “Belki ilk başta kulağa cazla ilgili bir alan olmadığı gibi görünüyor ama bir şekilde sanatım ve metafizik arasında bir ilişki kurduğumu düşünüyorum.” ifadesini kullandı.
Tarek Yamani, kendisini batılı caz müzisyenlerinden ayıran farklılığın kendi kültürel mirası olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben bir Arabım ve Orta Doğu’dan geliyorum. Kendi köklerimi, değerlerimi caza dahil ediyorum. Benim caza kattığım farklılıklar, bir insanın kendi ana dilinden başka bir dili konuşmasına benziyor aslında. Akıcı bir şekilde caz yapabiliyorum ama bir Amerikalı gelip, benim müziğimi dinlediği zaman benim Amerikalı olmadığımı anlar. Bu da işin içine zenginlik katıyor bence. Aynı dilde ama farklı aksanlarda konuşuyoruz gibi. İşte o aksan bizi biz yapan şeydir aslında. Dolayısıyla caz da böyle bir şey.”
“Caz Arap dünyasında hak ettiği popüleriteyi de kazanamıyor”
Orta Doğu’da cazseverlerin sayısının az olduğunu ve bu bakımdan popüler olmadığını aktaran Yamani, “Bu durum insanların yeteri kadar cazı bilmemesinden, tanımamasından kaynaklı ve bu yüzden caz Arap dünyasında hak ettiği popülariteyi de kazanamıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Yamani, Arap coğrafyası içerisinde çok fazla caz müzisyeninin olmadığını, dünyadaki önemli caz sanatçılarının da Orta Doğu’daki etkinliklere çağrılmadığını belirterek, 2013 yılında “Beyrut Caz Konuşuyor” adlı bir proje başlattığını dile getirdi.
Lübnan’daki insanları caza biraz daha yakınlaştırmak için başlattığı projeye ilişkin ise Yamani, şu bilgileri verdi:
“Proje kapsamında Lübnan’da popüler olan ve farklı hip hop, pop gibi müzik türlerinden gelen sanatçılar, etkinlikte şarkılarını caz müziği eşliğinde söylüyorlar. İnsanlar da etkinliğe, ‘cazla alakası olmayan sanatçılar, acaba nasıl caz yapacaklar’ merakıyla yoğun ilgi gösterdi. Gerçekten bu proje kapsamında çalışmalar diğer sanatçılarla çok keyifli ve bir o kadar da zorlayıcı geçti. Bu şekilde de insanlara gerçek caz müziğini dinletebilme şansına sahip olduk.”
Eğitimci tarafı da bulunan Tarek Yamani’nin müzik alanına dair kaleme aldığı “Duple vs Triple” ile “The Percussion Ensemble Of The Arabian Peninsula” adlı iki kitabı bulunuyor.