Kent merkezine 18 kilometre uzaklıktaki Örencik Mahallesi yakınlarında 1995 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünden alınan izinle Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesi tarafından Prof. Dr. Klaus Schmidt başkanlığında kazılara başlandı. Kazılarda Neolitik döneme ait, boyları 3 ila 6 metre, ağırlıkları da 40 ila 60 ton olan, yabani hayvan figürlü “T” biçimli dikili taşlar bulundu.
Her geçen yıl ünü duyulan Göbeklitepe, 2011 yılında UNESCO “Dünya Miras Geçici Listesi”ne alındı, 1 Temmuz 2018’de ise Bahreyn’de düzenlenen 42’nci Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 8 Mart 2019 yılında resmi açılışı yapılan ve yine aynı senenin de “Göbeklitepe Yılı” olarak ilan edilmesiyle beraber bölge yerli ve yabancı turistlerin odak noktası haline geldi.
“2020’de 250 bin kişi ziyaret etti”
Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Müdürü Celal Uludağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Göbeklitepe’nin günümüzden 12 bin yıl öncesine tarihlenen avcı ve toplayıcı tarzda yaşam süren insanlar tarafından inşa edilen kamusal alan olduğunu belirtti.
Göbeklitepe’yi diğer örneklerinden ayrı kılan en önemli unsurun 12 bin yıl öncesine dayanması olduğunun altığını çizen Uludağ, şöyle dedi:
“Göbeklitepe’yi 12 bin yıl öncesine dayanması ve stilize edilmiş insan sembollerinin bulunmasıyla, bu anlamda gerçekten diğer anıtsal yapılardan çok ayrı bir noktada diye değerlendirebiliriz. Göbeklitepe’deki kazı çalışmaları 1995 yılından bu yana devam etmektedir, kazı çalışmalarında birçok taşınır veya taşınmaz kültür varlıklarına rastlandı. Taşınmaz kültür varlıkları yerinde sergileniyor, taşınan kültür varlıkları da Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.”
Uludağ, Göbeklitepe’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesi ve ardından da 2019 yılının “Göbeklitepe Yılı” ilan edilmesiyle bilinirliğinin arttığını belirterek, “Göbeklitepe’de 2019 yılında ziyaretçi sayısı yaklaşık 500 bin civarındaydı, birçok yurt içi ve yurt dışında turistler Göbeklitepe’yi ziyaret etmeye başladı. Bu anlamda bu hareketlilik 2020 yılının başına kadar devam etti ama maalesef pandemi durumundan dolayı bir süre ören yerlerinin kapatılması insanların şehir dışına çıkamamaları gibi nedenlerden ziyaretçi sayılarında düşüş yaşandı. Buna rağmen 2020 yılında Göbeklitepe’yi 250 bin kişi ziyaret etti.” diye konuştu.
Salgın nedeniyle ören yerinde gerekli tedbirleri aldıklarını ve ziyaretçilerin alanın açık olan yapısından dolayı kalabalığa girmeden rahatlıkla ziyaret etme imkanı bulduklarını söyleyen Uludağ, bölgedeki açık ve kapalı alanlarda da sık sık dezenfeksiyon işlemlerinin yapıldığını aktardı.
Uludağ, bölgeye gelen kişilerin HES kodunun sorgulanarak ateşlerinin ölçüldüğünü ve maske takma zorunluluğunun sürekli kontrol edildiğini belirtti.
“Hedefimiz en az 1 milyon ziyaretçi”
Celal Uludağ, Göbeklitepe ören yerinde bu yılki kazı çalışmalarında ağırlıklı olarak restorasyon ve konservasyon çalışmalarının yapılacağını aktararak, bu sayede eserler üzerindeki hava koşullarından kaynaklı oluşabilecek olumsuzlukların kaldırılmasının amaçlandığını söyledi.
Salgın sürecinde düşüş yaşanmasıyla bölgeye gelecek ziyaretçi sayısında da artış beklediklerini anlatan Uludağ, şunları kaydetti:
“2020 yılı maalesef pandemiyle geçti. 2021 yılında ziyaretçi sayılarında büyük artış bekliyoruz. Ülkemizde gerçekleşecek aşılamalar sonrasında mayıs ve haziran aylarında büyük bir ziyaretçi yoğunluğu bekleniyor. İnşallah bu pandemi süreci atlatıldıktan sonra hedefimiz en az 1 milyon ziyaretçi. Tabi sonrasında bu rakamlar artarak devam edecektir.”
Göbeklitepe
Neolitik döneme ait yerleşim yeri Göbeklitepe, Şanlıurfa’ya 18 kilometre mesafede Örencik köyü yakınlarında bulunuyor.
İlk kez 1963’de İstanbul ve Chicago üniversiteleri görevlilerinin yüzey araştırmaları sırasında fark edilen Göbeklitepe’deki kazı çalışmalarını, 1995’ten bu yana Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ortaklaşa yürütüyor.
Bölgede şimdiye kadar Neolitik döneme ait yabani hayvan figürlü “T” biçimli dikili taşlar, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları, çok sayıda yabani hayvan figürü, dikili taşlar ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi tarihi eserler bulundu.
Dünyanın en eski “tapınak merkezi” olduğu belirtilen Göbeklitepe, 2018 ‘de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındı.