Türkiye’de verilen devlet bursuyla İstanbul’da üniversite eğitimi alan Kuzey Makedonyalı Naser Alim, bir yandan yurt içi ve yurt dışındaki şirketleriyle başarılı bir sanayici olurken, diğer yandan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Karadağ İş Konseyi Başkanlığı görevini yürütüyor.
Kuzey Makedonya’nın Pirlepe şehrinden 1994 yılında üniversite okumak için Türkiye’ye gelen Alim, burada başarılı iş hayatına giden yolculuğunu AA muhabirine anlattı.
Ülkesinde çocukluk yıllarında her gencin hayalinin Avrupa’da okumak olduğunu söyleyen Alim, babasının “Sabahları çan sesi mi duymak istersin yoksa ezan sesi mi” diye sorması üzerine üniversite eğitimi için İstanbul’u tercih ettiğini kaydetti.
Alim, İstanbul’a ilk olarak 1992 yılında soğuk ve yağmurlu bir kış günü geldiğini ve akrabalarının yanında 15 gün kaldığını belirterek “Eski Yugoslavya’dan bahsediyoruz. Komünist rejim vardı. Ana dilimizde eğitim alamıyorduk. Buna rağmen kimliğimizi ve kültürümüzü korumayı başardık. O dönem her gencin Avrupa’ya gitmek, eğitimini orada devam ettirmek gibi bir hayali vardı. 1994 yılında Avrupa’ya gitmek yerine Türkiye’de eğitim almaya karar verdim. Bir yıllık hazırlık kursundan sonra İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme bölümünü kazandım.” dedi.
İlk başlarda 200 nüfuslu küçük bir köyden 10 milyon nüfuslu büyük bir şehre gelmenin şaşkınlığını yaşadığını anlatan Alim, Türkiye’de okumanın kendisine çok şey kattığını, Türkçe başta olmak üzere Türkiye’ye ait her şeyi öğrendiğini, yıllardır devam eden dostluklar kazandığını söyledi.
Alim, henüz İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümünde okuduğu yıllarda ticaretle uğraşmaya başladığını, bugün ise ikisi Türkiye’de dördü yurt dışında olmak üzere 400 çalışanı olan altı şirketi bulunduğunu kaydetti.
Okul bittikten sonra bir Türk kızıyla evlenerek İstanbul’a yerleştiğini anlatan Alim, şöyle devam etti:
“Geldiğim dönemdeki Türkiye ile bugünkü Türkiye arasında muazzam farklar olduğunu görüyorum. Her şeyden önce geldiğim dönemdeki Türkiye’nin altyapısı Yugoslavya’dan daha kötüydü, sağlık sistemi bile buradan daha iyiydi. Ama son 25 yıldır orada sağlık alanında en ufak bir yatırım yapılmadı. Altyapı yok, yol yok, Türkiye’ye baktığımda her alanda büyük bir değişiklik görüyorum.”
Türkiye’de son yıllarda devasa yol, köprü, hastane, havalimanı, tünel projeleri birbiri ardına başlayıp biterken, Saraybosna-Belgrad Otoyol Projesi’ne yıllardır başlanamadığını hatta güzergahının bile belirlenemediğini ifade eden Alim, “Oysa Türkiye’de limanlar, havaalanları açılıyor. Bunlar dev yatırımlar, dünyada güçlü olmak istiyorsanız bu yatırımları yapmak zorundasınız. Benim geldiğim dönemde 5-10 milyar dolar olan ihracatımız bugün 200 milyar dolara yaklaştı. Bugünkü Türkiye, Arnavut gençliği için ufuk açıcı, muazzam bir ülke. Onun için gençlere Türkiye’de eğitim alanında büyük fırsatlar oluğunu, mutlaka faydalanmaları gerektiğini anlatıyorum. Türkiye’de öğrenecekleri ve görecekleri çok şey var.” diye konuştu.
Türkiye mezunlarının hepsi önemli işlere imza attı
Alim, Türkiye’de eğitim görüp ülkesine dönen bütün mezunların çok önemli yerlerde istihdam edildiklerine vurgu yaparak mezunların Türkiye’nin dilini, kültürünü, işleyişini öğrenerek kendi ülkeleriyle Türkiye arasında bir köprü vazifesi gördüğünü kaydetti.
Mezun olduktan sonra ülkelerine dönen gençlerin diplomaside, siyasette ve ticarette önemli işler yaptığını aktaran Alim, “Türkiye’de aldıkları enerjiyi oraya taşıyorlar ve o enerji onlara muazzam şekilde güç veriyor. Çünkü bu coğrafyada ister siyasette ister kalkınmada isterse de ticarette olsun her ne yapılacaksa bunun yolu mutlaka Türkiye’den geçmek zorundadır.” şeklinde konuştu.
Alim, Türkiye ile Makedonya arasındaki ilişkilerin gelişmesi için birkaç STK’de görev yaptığını belirterek şöyle devam etti:
“Bunlardan biri de DEİK. Ticari diplomasi alanında çeşitli çalışmalar yapıyoruz. İki ülke arasındaki iş fırsatlarını yakalayıp iş adamlarına sunuyoruz ve farklı farklı yatırımlarımızı gerçekleştiriyoruz. Sadece Makedonya değil bütün bir Balkan yarımadası Türkiye’nin bir devamıdır aslında. Eğer Türkiye, Batı ile Doğu arasında bir köprü ise Balkanlar da o köprünün ayağıdır. Ulaşım ve enerji geçişleri tamamen o koridordan geçiyor.”
Yeni İpek Yolu’nun ana köprüsü Türkiye
Alim, yeniden canlandırılmakta olan tarihi İpek Yolu’nun ana köprüsünün Türkiye olduğuna dikkat çekerek o yolun faaliyete geçmesi için Balkanlar’ın çok önemli bir görev üstlendiğini söyledi.
Balkanları bir bütün olarak değerlendirdiklerini ifade eden Alim, Türkiye’nin Balkanların her bölgesinde ekonomik ve sosyolojik olarak bulunmak zorunda olduğuna dikkati çekti.
Alim, Balkanlardaki soydaşların Türkiye için muazzam bir güç oluşturduğunu ifade ederek “Bosna, Arnavutluk, Kosova, Sırbistan, Makedonya ve Yunanistan’daki soydaşlarımızla yürümemiz lazım. Oradaki gençlerin bir kısmı burada eğitim alabilmeli. O gençlerin mezuniyetlerinin ardından memleketlerine döndüklerinde büyük faydaları oluyor.” şeklinde konuştu.
Alim, bir ülkeyi ülke yapan birçok unsur olduğunu ama en önemli etkiyi vizyon sahibi bir liderin gösterdiğini belirterek “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2003’te halka yansıttığı vizyonu gördüm. 17-18 yılda gerçekleştirdiği büyük atılımları, yatırımları, başarıları gördüm. Kendimi adeta bir akıncı gibi hissediyorum. Çünkü biliyorum ki arkamda çok güçlü bir Türkiye var. Her nereye gidersem gideyim, ülkemi temsil ettiğim her ortamda Türkiye’nin gücünü hissediyorum.” dedi.
Balkanlar’daki soydaşların Türkiye’nin gücünden dolayı varlıklarını sürdürebildiklerini vurgulayan Alim, özellikle 2005’ten sonra yurt dışındaki soydaşları sahiplenme duygusunun çok yükseldiğini dile getirdi.
Bugünkü Türkiye’nin gücü olsaydı 1995’te Srebrenitsa katliamının yaşanmayacağına dikkat çeken Alim, “Oradaki insanları Hollandalı barış gücüne emanet etmişlerdi. Hollandalı askerler bir ara sırtını döndü, Sırplar yarım günde 10 bin Müslüman Boşnak’ı katletti. Soykırım uyguladı. Bugün ise böyle bir şeyin cereyan etmesi Türkiye sayesinde mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.
“Gençlere gelip eğitimlerini burada almaları çağrısında bulunuyorum”
Naser Alim, ister Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) koordinasyonunda yürütülen “Türkiye Bursları” programı aracılığıyla ister bireysel olarak Türkiye’ye gelip eğitim gören öğrencilerde büyük bir Türkiye sevgisi oluştuğunu ifade ederek bu öğrencilerin ülkelerine döndüklerinde ise her platformda gönüllü bir Türkiye elçisi gibi davrandıklarını kaydetti.
Kendi ülkelerinde bürokraside yer alan Türkiye mezunlarıyla her konuda çok üst düzeyde iş yürüttüklerine değinen Alim, “Ne zaman bir konuda yardıma ihtiyacımız olsa hepsi o sorunun hallolması için seferber oluyorlar. Bu bizim için büyük bir güçtür. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Gençlere gelip eğitimlerini burada almaları çağrısında bulunuyorum. İmkanı olmayanlar da bize ulaşsınlar biz elimizden geldiğince kendilerine yardımcı olmaya çalışacağız.” dedi.