TBMM
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, siyasi partilerin seçim ittifakı yapmasına imkan tanıyan 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşüleceği TBMM Anayasa Komisyonuna gelişinde, gazetecilere, terör örgütü PYD/PKK’nın eski eş Başkanı Salih Müslüm’ün Çekya’da serbest bırakılması konusunda açıklamalarda bulundu.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla, PKK uzantılı PYD terör örgütünün elebaşı Salih Müslüm’ün yakalanmasına yönelik bir karar verildiğini anımsatan Gül, bu kararın neticesinde İnterpol üzerinden Kırmızı Bülten çıkarılmasıyla ilgili girişimlerin başlatıldığını anlattı.
Bakan Gül, şöyle devam etti:
“Neticede bu kişi Prag’da yakalanmıştı. Çekya ile Türkiye, suçluların iadesine yönelik sözleşmeye taraf iki ülkedir. Bu uluslararası sözleşme gereği, 18 günden az olmamak üzere, 40 günden fazla olmamak üzere, bir tutuklama kararı verilmesi gerekiyordu. Ancak bugün görülüyor ki bir hukuki mülahazadan ziyade, siyasi gerekçelerle tutuklama yönünde bir karar çıkmamıştır. Bugün Çekya yargısından, sözleşmelere ve hukuka aykırı bir karar çıkmıştır. Oysa Türk mahkemelerinin talep ettiği, terörle ortak işbirliği anlamındaki bu kararın yerine getirilmesi gerekiyordu.
Biz elbette bu konun takipçisi olacağız. Türkiye Cumhuriyeti olarak Merasim Sokak’ta, Güvenpark’ta ve diğer eylemlerde güvenlik güçlerimize, vatandaşlarımıza yönelik terör saldırısı yapan bu örgütün elebaşlarına yönelik bu mücadeleyi sürdüreceğiz, takipçisi olmaya devam edeceğiz. Biz muhataplarımızdan bu hatayı en kısa zamanda telafi etmelerini bekliyoruz. Bu asla kabul edilebilir bir durum değildir, hukuki değildir. Bu hususta, terörle mücadele anlamında da asla kabul edilebilecek bir durum değildir.”
“Muhataplarımızdan tüm girişimleri yapmalarını bekliyoruz”
Abdulhamit Gül, terörün insanlığın ortak tehdidi olduğunu ve teröre karşı küresel bir mücadelenin zorunluluğunu vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Uluslararası sözleşmelerin gereği yapılması gerekirken, anlaşılıyor ki hemen kelepçeli olarak alınmış ve serbest bırakılmıştır. Bu, uluslararası hukukun dikkate alınmadığı, hukuka aykırı bir karar verildiği anlamına gelmektedir. Bu kararı asla tanımıyoruz, kabul etmiyoruz. Nerede olursa olsun, bu hususlarla ilgili yasal, uluslararası hukuktan kaynaklı tüm haklarımızı da kullanmaya devam edeceğiz. Bu elebaşı ve Türkiye’ye tehdit oluşturan bütün teröristlere karşı hukuki mücadele devam edecek. Türk yargısı daima enselerinde, peşlerinde olmaya devam edecektir.
İnterpol nezdinde de Dışişleri ve İçişleri bakanlıklarımız gerekli takibatı yapmaktadır. Bunlar, terörle mücadele, siyasi konular değildir. Bu konuda, biz de muhataplarımızdan terörle etkin mücadele anlamında gerekli ve meşru tüm girişimleri yapmalarını bekliyoruz. Bu bizim en doğal hakkımız, tüm insanlığın ortak bir talebidir, hakkıdır.”
Bakan Gül, bir soru üzerine, “Daha önce Belçika’da da olduğuna ilişkin bilgiler gelince, mahkeme, Belçika’dan da iadesini talep etmişti. Nerede olursa olsun, bu konuda takipçisi olacağız, uluslararası sözleşme kapsamındaki haklarımızı kullanacağız.” dedi.
İnterpol’ün, siyasi birtakım mülahazalarla ya da farklı gerekçelerle Türkiye’nin bazı taleplerini dikkate almadığını belirten Gül, “Bu husus siyasi bir mesele değildir. Terörle ilgili bir konuda elbette, İnterpol nezdinde de her türlü girişim ilgili bakanlıklarımız tarafından yapılmaktadır. Biz bu konuda sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.
Adalet Bakanı Gül, Türkiye İnterpolü’nün Çekya İnterpol’ü ile irtibat kurduğunu, bu konudaki mahkeme kararı gereğince adım atıldığını, ancak tüm İnterpol nezdinde de bu girişimlerin yapılmasını beklediklerini kaydetti.
Muhabir: Coşkun Ergül