İSTANBUL – ZEYNEP RAKİPOĞLU
Türkçe’yi yabancı dil etkisinden korumak ve yeni nesillere aşılamak isteyen edebiyat öğretmeni Nebahat Bakırcan, görev yaptığı okulda başlattığı proje kapsamında, öğrencilerinin desteğiyle okulun iç duvarlarını ve panolarını yabancı kelimelerin Türkçe karşılıklarının yer aldığı yazılar, karikatürler ve resimlerle süsledi.
Bağcılar Mehmet Niyazi Altuğ Anadolu Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapan Bakırcan, öğrencilere sorduğu “Türkçe’yi geliştirmek ve korumak adına ne yapabilirsiniz?” sorusuna aldığı yanıtlar üzerine proje geliştirmeye karar verdi.
Bakırcan ve öğrencileri, “Türkçeyi Yabancı Dillerin Olumsuz Etkisinden Koruma, Geliştirme ve Güzelleştirme” adı verilen projenin masraflarını karşılamak için kendi yaptıkları yemekleri ve kitap ayraçlarını satmak üzere okulda kermes düzenledi. Projenin büyümesi ve tüm okulun projeye katılabilmesi için “Türkçeyi Koruma Çözüm Kutusu” hazırlanarak, en iyi çözüm önerileri ödüllendirildi.
Öğretmenleri koordinatörlüğünde, okulun iç duvarlarına konuyla ilgili yazılar yazan, karikatürler ve duvar resimleri çizen öğrenciler, okulun panolarını ve duvarlarını bilgilendirici afişlerle donattı.
Okulun kaldırımlarının bir kısmına kelimelerin günlük hayatta doğru ve yanlış kullanımı ile ilgili bilgilendirmeler yazan öğrenciler, bahçedeki ağaçların bir bölümünü de yabancı kelimelerin Türkçe karşılıklarıyla süsledi.
Gün geçtikçe kullanımı azalan kelimeleri, sosyal hayatta canlandırmak ve hatırlatmak amacıyla merdivenlere ve çiçek saksılarına iliştiren öğrenciler, projeyi daha geniş kitlelere ulaştırabilmek için broşür dağıttı. Öğrenciler, ayrıca açtıkları blog siteleri ve sosyal medya hesaplarında, yazımı yanlış olan kelimeler ile Türkçe’ye Batı dillerinden geçen kelimelerin Türkçelerini paylaştı.
“Amacımız Türkçe’yi korumak, geliştirmek ve gelecek nesillere taşımak”
Nebahat Bakırcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilere okuttukları Hasan Banarlı’nın “Türkçe’nin Sırları” isimli kitabıyla ilgili yaptıkları sınavda “Türkçe’yi geliştirmek ve korumak adına ne yapabilirsiniz?” sorusuna alınan cevaplarla projenin oluşmaya başladığını söyledi.
Öğrencilerin projeye büyük destek verdiğini dile getiren Bakırcan, “Projenin amacı; bir imparatorluk dili olan Türkçe’yi bugünkü nesle nereden geldiklerini unutturmamak adına daha iyi korumak, geliştirmek ve gelecek nesillere taşımak.” dedi.
“Telefon yazışmalarında kısaltmaları çok kullanıyorlardı”
Öğrencilerde özellikle yabancı dillerin baskısıyla oluşan ve son dönemde “plaza dili” veya “sosyal medya dili” denen bir dilin hakim olduğuna işaret eden Bakırcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuklar, özellikle telefon yazışmalarında kısaltmaları çok fazla kullanıyorlardı. Bir bakıyorsunuz ki sadece sessiz harflerden oluşan bir metin ortaya çıkıyor. Bu nedenle bu etkinliğin onlar için çok iyi olacağını düşündüm. Projenin başlamasıyla birlikte ortak gruplarımızda çocuklar birbirlerinin yanlışını uyarmaya ve konuşmalarını düzeltmeye başladı. Bu konuda, kimse birbirine kızmıyor, darılmıyor. Örneğin, 9-H sınıfını şimdiye kadar söylerken “H” harfi İngilizce okuyorlardı, şimdi ise Türkçe şeklinde okuyorlar. Onun dışında gördükleri hataları düzeltmeye çalışıyorlar. Bu konuda daha çok bilgilendiklerini gözlemledim. Şimdiye kadar Türkçe’nin dünya üzerinde konuşulan beşinci dil ve bir imparatorluk dili olduğunu bilmiyorlardı, onu öğrendiler.”
“Dilimize hizmet etmek gurur kaynağı”
Proje kapsamında etkinliklere katılan okulun 9. sınıf öğrencisi Ömer Faruk Kanbey de Türkçesi olduğu halde yabancısı kullanılan ile yazımı yanlış olan kelimelerin doğru Türkçe kullanımlarını kağıtlara yazarak, okulun bahçesindeki ağaçlara astıklarını anlattı.
Esnafla röportajlar gerçekleştirdiklerini ve vatandaşlara broşür dağıttıklarını aktaran Kanbey, etkinliklerden güzel geri dönüşler aldıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Proje başladıktan sonra konuşurken çok fazla yabancı kelime kullandığımızı fark ettim. Artık kendimizi düzeltmeye başladık. Daha çok Türkçe kelimeleri kullanmaya dikkat ediyoruz. Sadece konuşma dilinde değil, sınavlarda da yabancı kelimeler kullanıyorduk. Hocalarımız altını çizip bizi uyarıyordu. Şimdi bunları da düzeltmeye başladık.
Biz bu projeye başlarken pek fazla etkinlik yapamadık. Sonra dilimizin ne kadar güzel ne kadar sırlarla dolu olduğunu öğrendik. Dilimize hizmet etmek, dilimiz için bir şeyler yapmak hepimiz için gurur kaynağı.”