Edirne’de yaşayan Ender Yüceer, AA muhabirine, 36 yaşındaki oğlu Sencer’e 2 yaşında otizm tanısı konulduğunu, o günden sonra tüm hayatını oğluna adadığını söyledi.
Otizmli çocuğa bakmanın birçok zorluğu olduğunu, eşi öldüğü için tüm zorluklar ve problemlerle tek başına mücadele etmek zorunda kaldığını anlatan Yüceer, “Biz otizmli çocuğa bakmanın dışında otizmli aileler olarak toplumdan kopmuş vaziyetteyiz. Parklarda, banklarda ve birçok alanda bizi kabul etmediler. Hiçbir aile çocuklarıyla benim çocuğumu oynatmıyor. Marketlere giremiyoruz, oğlum çeşitli sesler çıkartınca insanlar korkuyor. Biz de bu şekilde sosyal ortamdan kopuyoruz.” dedi.
“Biz öldükten sonra çocuğumuza kim bakacak”
Otizmli çocukların dışarı çıktığında zihinsel engelli olarak görüldüğünü, aslında bu çocukların dahi olduğunu anlatan Yüceer, otizmli çocukların sürekli eğitim gördüğünde kimseye zarar vermediğini ifade etti.
Otizmli anne ve babaların tek bir korkusu olduğunu vurgulayan Yüceer, “Otizmli çocuğu olan annelerin en büyük korkusu, ‘Biz öldükten sonra çocuğumuza kim bakacak.’ Bizi huzurevlerine çocuklarımızla almıyorlar. Ben ölürsem çocuğum ne olacak. O yüzden bu tür çocukların kalacağı, her türlü bakımının yapılacağı bir yer istiyoruz.” dedi.
Yüceer, bir anne olarak en büyük üzüntüsünün ise oğlu Sencer’in bir kez bile kendisine “Anne” diyememesi olduğunu ifade etti.
“O benim sessiz meleğim” diyen Yüceer, “Çocukluktan beri hiç konuşamadı, bir kez bana ‘Anne’ deseydi, dünyalar benim olurdu. O da benim içimde çok büyük bir yara.” dedi.
“Toplumdaki bütün bireyler eşittir”
Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Ertuğrul Tanrıkulu da tüm toplumun otizmle ilgili farkındalığının arttırılması gerektiğini söyledi.
Kentte Engelsiz Yaşam Merkezi’ni açarak bir nebze olsun otizmli çocuklara ve ailelerine yardımcı olmaya çalıştıklarını vurgulayan Tanrıkulu, “Toplumdaki bütün bireyler eşittir. Biz hep onu söylüyoruz, o anlamda da Edirne Belediyesi her zaman engellilerin yanında olmuştur, olmaya da devam edecektir.” dedi.