BAŞKANLIK SİSTEMİ’YLE ARTIK TÜRKİYE KOALİSYONLARLA YOLUNU AYIRACAK, TÜRKİYE’NİN GERİYE GİTME RİSKİ OLMAYACAK
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu koalisyonların Türkiye’ye yeni acılar çektirmemesi için mutlak Başkanlık Sistemi’ne geçilmesinin şart olduğunu belirterek “Bu kokuşmuş sistem yıllardır anamızı belledi. Parlamenter sistemle artık Türkiye’nin yoluna devam etmesi mümkün değil. Bölgesinde güçlenen, sözü dinlenen bir Türkiye’nin geriye gitmemesi, yapılan bunca yeniliklerin koalisyonlar tarafından bozulmaması için Başkanlık Sistemi’yle Türkiye yoluna devam etmeli. Bütün birikimleri koalisyonlar götürür” diye konuştu.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu AK Parti Gaziantep İl Teşkilatı’nın organize ettiği ve Kanal 5’te canlı olarak yayınlanan “Yeni Anayasa ve Başkanlık” sistemine ilişkin konferansta önemli açıklamalarda bulundu. Şehitkamil Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve çok sayıda davetli ile partilinin katıldığı konferansın açılışında konuşan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu Türkiye konumu itibariyle çok hassas bir bölgede olduğuna dikkat çekti. 2010 yılında yapılan referandum sonrasında Türkiye’de gerçek anlamda hukukun egemen olduğunu vurgulayan Burhan Kuzu “Bir çok darbe planları, işte Ayışığı, Yakamoz, Sarıkız gibi planlarla mücadele ede ede bu noktaya geldik. Eksi 9 kalkınma hızı vardı biz göreve geldiğimizde. Ancak artı 9’a kadar çıkan bir gelişme kaydettik. Bu noktaya kolay gelmedik. Bizi seçenleri adam yerine koymayanlarla mücadele ettik. Bizim hakkımızda, AK Parti’yle ilgili kapatma davası açtılar, hem de seçimlere 10 gün kala.. Ancak buna rağmen halk sandığa gitti oyunu AK Parti’ye verdi. Bu halkı aslında alkışlamak gerekiyor. Tabi 2002’den sonra çok çileler çekerek geldik bu noktaya.. 2010 yılında 12 Eylül’de yaptığımız referandum sonrası Türkiye normalleşti. Eğer bu referandum olmasaydı aksi halde 3. kez AK Parti’yi kapatma noktasına gelinecekti. Yani biz Ankara’ya geldiğimizde Türkiye’de davul birisinin omuzundaydı, ancak tokmak herkesin elinde. Eline alan tokmağı davula vuruyor. Ancak 2010 yılı eylül ayı milattır Türkiye için. Bunu herkes çok iyi bilmeli.” dedi.
“BAŞKANLIK SİSTEMİ OLMAZSA TOKMAK BAŞKANIN ELİNDE KALIR”
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu “Türkiye başkanlık sistemine geçmezse davul başkasının omuzunda, tokmak da başkasının elinde olmaya devam eder. ” derken, son 2 yıldır Anayasa Komisyonu üzerinde çalışıldığını, 175 madde müzakere edildiğini, ancak 8-9 maddede mutakabat sağlandığını belirtti. Anayasanın çatısında ciddi problemler olduğunu vurgulayan Kuzu “2012 yılının Aralık ayında komisyonun süresi bitti. Ancak şimdi Haziran ayı olarak süre verildi. Şimdi yeni anayasa konusunda CHP, MHP ve BDP ile sırasıyla görüşeceğiz, olmazsa kendi anayasamızı meclise getireceğiz, aksi halde halkın önüne referandumu götüreceğiz.” dedi.
“KOKUŞMUŞ SİSTEM ANAMIZI BELLEDİ”
Başkanlık Sistemi’yle Türkiye’nin koalisyonlara mahkum edilmeyeceğini belirten Prof.Dr. Burhan Kuzu “Biz geldiğimizde Yargı-asker-cumhurbaşkanı işleyişiyle hükümet çalıştırılmıyordu. Peki biz neden Başkanlık sisteminde diretiyoruz. Diyoruz ki Türkiye’ye koalisyonlar gelmesin. Türkiye’ye koalisyonu gelirse bu ülkeye hayır gelmez, bizim 2023 hedefimiz de hayal olur. Bu sistemle gelecek bir koalisyon Türkiye’yi geriye götürür. Türkiye’nin bulunduğu konum da buna müsait değil. Türkiye’ye güçlü hükümetler gerekiyor, buna ihtiyaç var. Bu bölgede sürekli dik duran, güçlü hükümetler lazım. Bölgedeki olaylarda dik durmanız için güçlü olmanız gerekir. Bir şeyi biriktiriyorsunuz, arkasından koalisyon geliyor onu bitiriyor. Bugünkü sistem risk modelidir, yani parlamenter sistem. Bu sistem koalisyonlara açıktır. Fransa 70 yılda 104 hükümet kurdu, biz 90 yılda 61 hükümet kurdu. İtalya, İspanya, Yunanistan yerlerde sürünüyor. Dolayısıyla bu koalisyon belasını Dünya’dan kurtarmak gerekiyor. Kokuşmuş sistem anamızı belledi bunca yıldır. Bizimkiler gitmiş o sistemi oradan almış ve başımıza bela oldu” dedi.
“SEÇİM BARAJI DÜŞSÜN 10 PARTİ MECLİSE GİRER”
Kuzu şunları dile getirdi: “Mevcut sistem Çoğunluğu azınlığa mahkum etmektir. Alıyorsunuz en yüksek oyu, ancak diğer adam almış yüzde 10 oy, koalisyon kurmak zorundasınız. Hükümeti kurmak için ortağınıza bakanlık vermek zorunda kalıyorsunuz. Küçük partilerin dördü bir araya geldiğinde 40 günde hükümet kuruyor. Bakın Başbakan’ımız nasıl oldu da İsrail’e karşı Davos’ta One Minitu resti çekti. Çünkü çok güçlüydü ve onu söyledi. Bakın, Türkiye’de seçim barajı şu an yüzde 10. Eğer barajı yüzde 5’e çekerseniz 10 parti meclise girer. Şu anda 73 parti var ve 1 yılda 12 parti kuruldu. Koalisyonlara paydos demek için Başkanlık Sistemi gerekli”
“BAŞKANLIK SİSTEMİ’NDE PARLAMENTO ÇOK GÜÇLENECEK”
Başkanlık Modelinde milletveki olan bir kişinin Bakan olması şansının bulunmadığını söyleyen Kuzu “Başbakanlık modelinde Başbakan yok. Başbakan’ın yanında bakanlar var. Bu sistemde başkanı seçiyorsunuz, bakanı dışarıdan atıyorsun, milletvekilleri bakan olamıyor. Bir başkan var, o başkan Cumhurbaşkanı olarak algılanıyor. Şimdiki yasada, parlamentoya gelen yasaların ylüzde 98’ini hükümet hazırlar, bizden gelip geçer. Bizim amacımız hesap sorabilen bir parlamento ortaya çıkarmak. Şu an parlamento çok zayıf. Biz güçlü hale getirmek istiyoruz bu parlamentoyu.. Başkanlık modelinde hükümet güçlüdür, 4 yıl veya 5 yıl. Koalisyon falan yok. Kim geldi, kim gidecek diye bir şey yok. Yani diyor ki bu sistem, bakan olmak istiyorsan milletvekili olmayacaksın. Başkanlık sisteminde Dar Bölge sistemi gelecek. Her bölgede şahıslar öne çıkacak, parti değil. O zaman gelen kişinin de bakanlık beklentisi olmayacak. Bugünkü sistemde milletvekilleri sadece partinin emrinde çalışan kişilerdir. Bugünkü sistem tamamen kısır döndü. Başkanlık sisteminde güçleri ayırıyoruz. Şimdi bir Başkan ve bakanlar ben kanun çıkarırsam ona uyacaklar. Şimdi parlamenter sistem şeklen var, her şeyi hükümet yapıyor. Üç kesim bu modele karşı çıkıyor. Federal yapı, Başkanlık sisteminde zorunlu değil. Yani Başkanlıkta bu zorunlu değil. Diktatörlük lafı kadar abes bir laf yok. Açık söylüyorum, bir kişi diktatörlüğe heves ediyorsa bütün bunların alt yapısı parlamenter sistemde var. Para musluğu Başbakan’da, parlamenter sistem herşeyi onaylıyor. Başkanlık sisteminde ise parlamento her şeyi denetleyecek. Başkanlık veya Yarı Başkanlık sistemi gelmezse, bakın açıkça söylüyorum, bir gün koalisyon gelir ve Başbakanımızı 20 yaş yaşlandıran bunca yapılanların hepsi bir anda gider. Türkiye dip yapar. Küçük partiler bu işe karşı, çünkü diyorlarki bu modelde biz biteriz. Çünkü yüzde 51 oy alamayan ikinci, üçüncü tura katılacak. Medya patronları biz biteriz kimseye söz geçiremeyiz diyorlar, sol partiler de diyor ki biz toplasanız yüzde 51 oy alamayız. Ne yapacağız diyorlar? dedi.
“SOLUN BAŞKANLIK MODELİYLE İKTİDAR ŞANSI VAR”
Sol partilerin mevcut sistemle iktidara gelme şansının sıfır olduğunu söyleyen Prof.Dr. Kuzu “Sol zaten bu kafayla gelemez. Sivri dilliler bu sistemle gelemez. Yüzde 51 almanız gerekiyor. Sağ ve solda uç söylemin bu modelde iktidara gelme şansı yok. Ama Başkanlık Sisteminde sola aslında iktidara gelme şansı tanıyoruz. Oyu düşük partiler herkese kucağını açacak. Eğer ilk turda yüzde 51’i alamazsa İkinci, üçüncü tur oylamada şansı olabilir.” diye konuştu. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu “Başbakanımız diyorki şimdi Türkiye bölgesinde güçlü, sözü dinlenen bir ülke oldu. Ama bu sistem, yani mevcut sistem her an adamın ayağını çukura götürebilir. Türkiye’ye gelen bir koalisyon allah korusun 10 yıl kalırsa vay bu ülkenin haline. Bu modeli Türkiye’ye getirmek zorundayız.
YARI BAŞKANLIK SİSTEMİ NE GETİRİR?
Başkanlık Sistemi’nin olmaması durumunda Yarı Başkanlığı kabul ederek muhalefette belki bu konuda anlaşabileceklerini vurgulayan Kuzu “Yarı Başkanlık sistemine geçmek kolay, muhalefette buna destek verebilir. Biz destek alma adına belki yarı başkanlık sistemiyle yolumuza devam edebiliriz. Ancak güçlü bir Cumhurbaşkanı, koalisyon sistemiyle gelen bir hükümet arasında sıkıntı olur. Yani yüzde 80’le gelen Cumhurbaşkanı, yüzde 20 ile gelen hükümet.. Yarı Başkanlıkta ise Başkan’ın partili olmasını istiyoruz, partili olabilir diyoruz. Bir de böyle olabilir. Bu da partinin küçülmesini önler, engeller. Yani partinin genel başkanı, aynı zamanda Başkan olacak. Bu Başkanlık sistemine geçiş süreci olarak değerlendirilebilir. Ancak Yarı başkanlıkta iki başlılık var. Cumhurbaşkanı ve Başbakan yani.