EDİRNE
Türkiye’nin Avrupa sınırındaki kenti Edirne‘den dünyayı selamlayan Türk-İslam mimarisinin zirvesi Selimiye Camisi, gün doğumu sırasında da muhteşemliğini ortaya koyuyor.
Mimar Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Camisi, kubbe ve minarelerindeki aydınlatmalarla zifiri karanlıkta da göz alıyor.
Tan vaktindeki kızıla çalan bulutları delen minareleri, güneşin kendini göstermesiyle bir mimari dehanın ortaya koyduğu “imkansız denilen hesabın” sağlamasının yapıldığı kubbesi, Selimiye Camisi’ni ilk kez görenleri hayrete düşürüyor.
Dönemin mühendislik imkanlarıyla düşünüldüğünde muhteşemliğini bir kez daha kanıtlayan Selimiye Camisi, zifiri karanlıkta da gün doğumunda da insanları büyülüyor.
Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından
Edirne’nin ve Osmanlı’nın simgesi Selimiye Camisi, kentin merkezinde, eskiden Sarıbayır ve Kavak Meydanı denilen alanda bulunuyor.
2. Selim’in emriyle 1568-1575’te yaptırılan cami, çok uzaklardan göze çarpan yapısı ve kurulduğu yerin seçimiyle, Mimar Sinan’ın aynı zamanda bir şehircilik uzmanı olduğunu gösteriyor.
Kesme taştan yapılan ve iç bölümüyle bin 620 ve toplamda 2 bin 475 metrekarelik bir alanı kaplayan cami, mimarlık tarihinde, en geniş mekana kurulmuş yapı olarak nitelendiriliyor.
Cami, mimari özelliklerinin erişilmezliğinin yanında, şadırvanı, taş, mermer, çini, ahşap sedef gibi süsleme özellikleriyle dikkati çekiyor. Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından Selimiye Camisi’nin mihrap ve minberi de mermer işçiliğinin baş yapıtlarından sayılıyor.