BARSELONA
Türk Telekom iştiraki Argela‘nın Telekom Çözümlerinden Sorumlu Genel Müdürü Selim Sarper, Silikon Vadisi merkezli şirketleri Netsia ile dünyaya teknoloji ihraç ettiklerini belirterek, “Bundan sonra da Türkiye’nin dünya teknolojisindeki öncü şirketi olma vizyonumuzla çalışmalarımıza devam edeceğiz.” dedi.
Sarper, İspanya’nın Barselona kentinde düzenlenen GSMA Mobil Dünya Kongresi kapsamında gazetecilerle bir araya gelerek açıklamalarda bulundu.
ABD’deki Silikon Vadisi’nde var olmalarının önemine işaret eden Sarper, araştırma ve geliştirme şirketi olarak, yurt içi ve yurt dışında yeni ürün özellikleri ve piyasa ihtiyacına ilişkin tahminler yürüttüklerini, bu doğrultuda rekabete girdiklerini söyledi.
Gelinen noktada rekabetin zorlaştığını belirterek, “Herkes bir fiyat veriyor. Bunlarla bir yere varılmıyor. Biz, rekabetin daha zorlamadığı, katma değeri yüksek bir yere tırmanmaya çalışıyoruz. Programlanabilir Radyo Erişim Ağları (ProgRAN) da buradan çıkan bir kavram.” diye konuştu.
Argela’nın üzerinde çalıştığı çözümlerinden biri olan ProgRAN’ın 5G teknolojileri için ölçeklenebildiğini anlatan Sarper, esnek mimarisiyle geleceğin mobil iletişim ihtiyaçları için yüksek kapasiteli, kişiselleştirilmiş ağ ve hizmet çözümleri sunulmasına olanak sağlayacağını ifade etti.
Sarper, ProgRAN konseptinin patentlerle korunduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Patentlerle koruduktan sonra bir prototip yapıyorsunuz. Prototip bir ticari ürün değil ama bir yerlerde onu koyup göstermeniz gerek. Biz bu konuda gerçekten çok başarılı olduk. Telefonica’da, Verizon’da, Turkcel’de de var… Bir sürü operatör bunu değerli bulup gerçekleştiriyor. Dolayısıyla konsepti patentlerle koruyup, ticari olmasa bile gösterebilecek hale getirmek çok önemli. Oradan itibaren standart ölçütlerinde bunu yerleştirmeye çalışmak lazım. Standartta olan bir şey yerleştikten sonra o zaman fikri mülkiyet devreye giriyor. Senin patentlediğin konsepti birçok firma kullanıyor. Her kullanışından size para ödüyor. Büyük şirketlerin gelir dağılımlarına bir bakın, yatırımı yapmışlar, 10 yıl boyunca oradan sürekli bir gelir geliyor. Dolayısıyla burası değerli ve yatırım gerektiren bir saha. Rekabetin sizi daha az rahatsız ettiği, bulunması zor bir saha. Biz ProgRAN konsepti ile burada olmaya çalışıyoruz. ProgRAN dünya piyasasında düşündüğümüzün ötesinde bir ilgi gördü.”
Silikon Vadisi merkezli şirketleri Netsia ile dünyaya teknoloji ihraç ettiklerine dikkati çeken Sarper, “Başta ProgRAN ürünümüz olmak üzere dünyadaki telekomünikasyon teknolojilerine çok önemli katkılar yapıp Türkiye’nin adını dünyaya duyuruyoruz. Bundan sonra da Türkiye’nin dünya teknolojisindeki öncü şirketi olma vizyonumuzla çalışmalarımıza devam edeceğiz.” değerlendirmelerini yaptı.
“Doğu’daki bir ameliyata İstanbul’dan müdahale edebilecek”
Selim Sarper, ProgRAN’ın sunduğu şebekeyi sanal ve programlanabilir bir şekilde dilimleme özelliğiyle tüketicilerin ve işletmelerin hayatlarını nasıl kolaylaştıracağına değinerek, şu bilgileri verdi:
“Doğu illerinden birinde bir ameliyat yapıldığını ve doktorun da İstanbul’da olduğunu düşünelim. Argela’nın geliştirdiği ProgRAN sayesinde, doktora ve ameliyat odasına özel tasarlanmış bir 5G ağı sağlanabilecek. Bu ağ, doktorun uzaktan ameliyata kesintisiz bir şekilde müdahale edebilmesi için gerekli kapasite ve hız ihtiyacını karşılayacak. Robotlarla yönetilen ve üretim sürecinde hızlı karar almanın önemli olduğu büyük bir fabrika düşünelim. ProgRAN teknolojisi sayesinde üretim müdürü dünyanın herhangi bir yerinden kesintisiz ve en yüksek kalitede veri transferini gerçekleştirip robotların çalışma kodlarını değiştirebilecek ve dolayısıyla üretime uzaktan ve en iyi kalitede müdahale edebilecek. ProgRAN sayesinde televizyon kanallarına ayrı bir ağ sağlanarak kesintisiz ve yüksek hızlı veri transferi mümkün olacak.”
“5G’de ürünselleşmek için görüşmeler yapıyoruz”
Sarper, ProgRAN’ın bir baz istasyonu olduğunu ve değişik bant birimlerini dinamik bir şekilde tahsis ettiğini dile getirdi.
Kamu güvenliğinin önemine dikkati çeken Sarper, “Bir depremde, felakette herkes telefona sarılıyor. Böyle durumlarda, önceden tanımlanmış kablo güvenliği önceliğini anında aktif hale getirebilirsiniz. Bir anlamda kamu güvenliği şebekesini Türkiye’de ayrı bir bantla askere, polise tahsis edebiliriz. Kendine özel bir bant istasyonu olabilir. ProgRAN, bu imkanı sağlıyor ve son derece bant genişliğinin esnek, dinamik ve verimli kullanılmasına olanak tanıyor.” diye konuştu.
Sarper, 5G’de şebeke yönetiminin çok önemli olduğunu vurgulayarak, konsepte güvenlerinin arttığını, ürünselleşmek için değişik görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Silikon Vadisi’nde çok önemli işler yapıldığını ve 7-8 yıl burada olacaklarını belirten Sarper, şunları ifade etti:
“Bugünün dünyasında, operatör herhangi bir ürün satın aldığı zaman, onun donanım ve yazılımını birlikte alıyor. Bu da satıcıya bağımlılık yaratıyor. Bunu kırmanın yolu donanım ve yazılımı ayırmaktan geçiyor. Donanımı standart ve buluta koymaktan geçiyor. Yazılımı VNF (Sanal Ağ İşlevi) olarak yüklüyoruz. Kapasite optimum olarak kullanılıyor. Bu, uzun yıllarda olacak bir şey, çünkü transformasyon kısa sürede bitmiyor. Bir de ihale süreci var, ‘Almışken fazla kapasite alayım’ deniliyor ve gereksiz bir yatırım yapılıyor. Oysa ki standart donanımları buluta koyduğunuz zaman hepsini yüzde yüz kullanıyorsunuz. Gerektikçe bir tane daha koyuyorsunuz. Dolayısıyla bu transformasyon, donanım ve yazılımı ayrıştırarak buluta taşıyor.”
Sarper, bulut teknolojilerinde regülasyon sınırlarının konulması gerektiğini aktararak, bu teknoloji sayesinde bir operatörün dünyanın her yerinde operasyon yapabileceğini, bunun sınır tanımazlığa girdiğini, ancak regülasyonların buna izin vermeyeceğini kaydetti.
Operatörlerde tek kullanımlık şifre (OTP) teknolojisine doğru bir gidişat olduğunu anlatan Sarper, burada da konulan sınırlar dolayısıyla operatörlerin OTP’ye karşı direnç kazanacağını ve yeni servis tanımlamanın hızlanacağını ifade etti.
“MİLAT projesi, kamu güvenliğinde kullanılacak bir konsept”
Selim Sarper, Argela olarak girişimcilik ruhuyla yola çıktıklarını belirterek, “Teknolojileri yapmak için girişimcilere ihtiyaç var. Son yıllarda Türkiye’de, girişimci sayısında önemli artış yaşanıyor. Burada bize düşen görev, onlara verimli bir ortam sağlamaktır. Girişimcilerin fikrini büyük operatörlere sunmak için, imkanlar yaratmamız gerekiyor. Bu sayede o fikrin yayılmasını sağlamamız lazım. Burada oyunu düzgün kurmamız gerekiyor ki girişimciler yeşersin. Artık çok daha iyi bir yöne doğru gidiyor. Bu alanda Argela olarak inanılmaz hızlı gidiyoruz. Şampiyonlar ligi seviyesindeyiz.” değerlendirmelerini yaptı.
Argela’nın, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın ULAK projesini yapmaya uygun görüldüğünü anımsatan Sarper, bu projeyle yerli baz istasyonu geliştirildiğini, 4,5G baz istasyonu yapmanın çok kolay olmadığını vurguladı.
Sarper, Dördüncü Nesil Haberleşme Sistemi Geliştirme (ULAK) projesiyle yerli baz istasyonu geliştirdiklerini ve Türkiye’nin cari açığının azalmasına katkı sağladıklarını aktararak, şöyle devam etti:
“ULAK baz istasyonunu belli bir sayıda kurmalıyız. Bu iş, taş üzerine taş koymakla oluyor. ULAK’a ProgRAN gelecek. Dünyada ProgRAN’a sahip ilk baz istasyonu ULAK olacak. Ben bunu çok önemsiyorum. Bir baz istasyonu ne kadar yerli ise ULAK o kadar yerli. Yerli baz istasyonları, operatörlere daha verimli bir modelde hizmet sunacak, enerji tasarrufu da sağlayarak pek çok alanda operatörün ve en nihayetinde tüketicinin maliyetlerini azaltmasına imkan tanıyacak.
Yazılım Tanımlı Ağlar (MİLAT) projesi de Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın Argela’ya tek yüklenici olarak verdiği proje. Bu proje, şebekeleri uçtan uca güvenli hale getiriyor. Geçen yıl Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na 2 yıl içinde yaparak teslim ettik. Bu alanda da yetenek kazandık. MİLAT projesiyle, kamu kuruluşları ve bakanlıklar için 5G teknolojisiyle çalışan milli ve güvenli bir ağ altyapısı inşa ediliyor. Dolayısıyla kamu güvenliğinde kullanılacak bir konsept. Bu proje de yerlinin yerlisi. Dünyada Türkiye’yi ve bizi önemli oyuncular arasına sokacak.”
Muhabir: Hasan Arslan