Kanal 5’te Atıf Özbey’in Siyaset Analizi Programı bu hafta TBMM’den naklen yayınlandı. Programın bu haftaki konuğu meclisteki son durumu değerlendirmek üzere AK Parti Sözcüsü Prof. Dr. Yasin Aktay ve Kanal 5 Genel Yayın Yönetmeni Abdulkadir Ünal oldu.
Prof. Dr. Yasin Aktay Anayasa Görüşmeleri ve Meclisteki Son Durumu Aktardı.
CHP’nin bu dönemde yapabileceği her çeşit engellemeyi yaptığını belirten Aktay ‘CHP yeni bir argüman ortaya süremiyor. Birlikte bir karara vardık. Gönül isterdi ki onlarda katkıda bulunsaydı. Bu metne olumlu katkı da sağlayabilirdi. AKP nin bir metni vardı. MHP’nin beğenmediği birçok madde oldu. Herşey bizim istediğimiz gibi oldu diyemeyiz ama uzlaşma, konsensüs böyle birşey. En baştan yok derseniz söz hakkını kaybetmiş olursunuz. Eğer bir katkıda bulunacaksanız buyrun tarihe geçsin itirazınız” dedi.
Aktay CHP’nin Ak Parti’li milletvekillerinin açıktan oy kullanmalarına gösterdiği tepkiyi eleştirdi.
‘Onlara ne yani her milletvekili kendi isteğiyle oy kullanıyor. Kabinde de verebilir. Milletvekili kendi bölgesindeki halkı temsil ediyor, fiziki engelleme ne demek? Sen gardiyan mısın, polis misin böyle bir uygulama yok. İç tüzük, gizlilik kuralına ihlal evet ama akşama kadar birçok kural ihlal ediyorsunuz biz şiddet mi uyguladık şimdiye kadar. Genel kurulda söylenmeyecek sözler var. Bunlar söyleniyor. Söylendi diye kimse kimseyi dövmüyor. Milletvekili oyunu göstere göstere kullanıyor kimse kimseyi teşvik etme durumu yok. Bu en fazla kamuoyundan eleştiri olabilir. Bunun dayak gibi bir yaptırımı yok. İç tüzüğü ihlal etti hadi buna dayak atalım diye birşey yok.’
Özbey’in ”Ak parti neden bu kadar ısrarcı başkanlık sisteminde?” sorusuna yanıt veren Yasin Aktay şöyle konuştu:
”Konsensüs olmasa ısrar edecek halimiz yok. Milletten yeşil ışık almasak Ak Parti’nin ısrarcı olduğunu söylemek doğru olmaz. Biz yeşil ışık aldık. 12 yıldır halkın AKP’yi istiyor olması sadece Ak Parti’yi istiyor olması anlamına gelmiyor. Halk istikrar istiyor, iyi bir lider istiyor. Türkiye için kalıcı olacak Erdoğan figürü üzerinden halkın beklenti ve arzularını kalıcı hale getirecek düzenlemelerin yapılması gibi bir mesaj alıyoruz halkın bu söyleminden. Halk talep ediyor. Halk 12 defa AKP’yi iktidara getirerek tek bir kişi tarafından yönetilmek istediğini göstermiştir. Bunun anlamı herşeye bir yönetici karar verecek değil, meclisin olmaması değil meclis tam tersi daha etkin olacak bunu anlatamıyoruz.”
”Cumhurbaşkanı meclisi fesh ettiğinde kendini de fesh etmiş oluyor”
”Meclis de cumhurbaşkanını fesh edebilir ama ederse kendisi de seçime gitmek zorunda kalır. Birbirlerinin kaderi birbirlerine bağlı. Cumhurbaşkanı meclisi fesh ettiğinde kendini de fesh etmiş oluyor. Meclisin denetleme, soru sorma, kurumları sorgulama yetkileri hat safhaya çıkacak. Cumhurbaşkanı meclisi kaale almayacak değil. Kanun çıkarma yetkisi sadece meclisin olacak. Şu anda hükumetin elinde…”
Aktay Partili Cumhurbaşkanlığı Konusunu Değerlendirdi
”Balık baştan kokar derler ya yönetimdeki bu iki yüzlülük… Sayın Süleyman Demirel çok mu tarafsız davrandı. Rahmetli Özal aynı şekilde..
Ak partinin kurumsal bir parti olduğunu düşünüyoruz. Erdoğan’a yapılan bir saldırıya AKP sessiz kalırsa parti bitmiş olur. Erdoğan’ın parti içinde kurmaya çalıştığı şey kurumsal bir kimliktir. Parti devam edecektir devam etmek üzere tasarlanmıştır. Erdoğan İslam aleminin en güçlü şahsiyetidir.
Neticede biz anayasayı meclisten çıkaracağız, MHP ve AKP mevcut sayısı 330’un üstünde bir sayıyla millete götürecek…”
Özbey: Batı, başkanlık sistemine karşı çıkıyor. Endişeleri nedir?
Türkiye’nin aleyhine işleyen propaganda var. Fetö’nün yaymaya çalıştığı bir algı var. Fetö tek değil ittifaklarıyla algı üretiyorlar ve başarıyorlar. İşin aslı başkanlık sistemi Türkiye’nin beden bütünlüğünü sağlayan en mükemmel sistem olacak.
Özbey:’ Kendinden sonra seçilecek başkanda bu kadar yetki fazla değil mi?’
”Çok yetki yok bu da propagandanın parçası. Başkanlık sisteminde cumhurbaşkanı insan haklarını ilgilendiren konuda KHK çıkaramıyor. Anayasayı değiştiremeyecek. Bu yetkiler zaten var şu anda cumhurbaşkanında. Şu anda yapılan sey yürütmeyi cumhurbaşkanıyla birleştirmiş oluyoruz.”
Kanal 5 Genel Yayın Yönetmeni Abdulkadir Ünal Siyaset Analizi’nde meclis ve gündem değerlendirmelerini paylaştı.
Meclisteki Son Durum
”Muhalefet muhalefetliğini yapmaya çalışıyor iktidar iktidarlığını. Mutlak bir sayı üstünlüğüne karşı taktikler geliştiriliyor özellikle MHP ye karşı. CHP milletvekilleri Meclis TV’nin yayın yapmasına rağmen sosyal medya üzerinden yayın yapıyor. Bu halk üzerinde zaten oluştrulmaya çalışan kapalı ayrıştırıcı sistem. Genel kuruldaki o tansiyonu kuliste görmedik.Burada CHP ve HDP anayasanın,Erdoğan’ın otokrotik rejimin bir adımı olacağını adlediyorlar.
Realist yaklaşırsak Erdoğan gibi bir lider yüzyılda bir gelecek nitelikte. Karşısında bir lider oluşturmak zor. Burada gidişatın gereğini Ak Parti tam olarak anlatamadı. Aslında doğru bir taktik. Anlatmaya erken başladığınız zaman altını doldurmak için alan ve zaman vermiş oluyorsunuz. Bu da bir taktik. Bu taktik savaşlarından ötesinde yeni anayasını neden gerektiğini fiili durum var bu durumun nasıl yasallaşacağını anlatmakla mükellef. Bir yapı var ve bu yapının resmileşmesi gerekiyor. Bizim ülkemizdeki sıkıntı şu, yasaları yapıyoruz ama uygulamada farklı bir yapıyla karşı karşlıya kalııyoruz.”
”İnatla Londra’lı , New York’lu olmamızı söylüyorlar. Biz Bağdatlı’yız, biz Ağrılı’yız, biz İstanbullu’yuz yeri geldi mi Mekkeli’yiz.”
Biri çıksın desin ki Erdoğan Ak Parti Genel Başkanı değildir. Fiilen böyle gerçeği biliyoruz. Erdoğan daha çok makro meselelerle ilgileniyor, Davutoğlu da partinin işelrini yürütüyordu, böyle bir görev paylaşımı vardı. Ama bu paylaşım Sahada %37 ye düştü. Bizim bir sosyolojimiz var, önce bizim yapımızı anlamamız ve kabullenmemiz lazım. İnatla Londra’lı , New York’lu olmamızı söylüyorlar. Biz Bağdatlı’yız, biz Ağrılı’yız, biz İstanbullu’yuz yeri geldi mi Mekkeli’yiz.
Ünal, HDP’li Celal Doğan’ın ”Artık teröre karşı 3 partinin hazırladığı deklarasyonda benim de partim olmalı, bunun rejimle ilgisi yok bu tamamen sistem değişikliği” ifadesini değişim başlangıcı olarak gördüğünü belirterek şunları söyledi:
Siyaset, bir çizgiden asla çıkamam derseniz o çizgi uçuruma gider. Çünkü insanlar değişiyor, dünya, dengeler değişiyor. Değişikliğe göre ana omurganızı bozmadan kendinizi yapılandırmanız gerekiyor.
HDP sivri ve PKK gölgesinde siyasetin kendisine zarar verdiğini gördü ve gidişatta Türkiye’nin konjoktürel olarak kendi sınırlarını net şekilde koruduğunu gördü ve kendini yeniden tanımlama sürecine geçti. HDP muhafazakar kesimin sesinin çıktığı ve sivil siyasetin parti siyasetiyne gidecek. Bu taktik ne kadar olumlu sonuç doğurur önümüzdeki zamanlarda göreceğiz. Türkiye anayasa konusunda birçok defa hamle yaptı ama sıkıntılardan dolayı ertelendi.15 temmuzda alarmların çalmasından sonra Bahçeli kısmi düzenlemeye gidilmesi için cumhurbaşkanına destek verdi.
”Türkiye terörizme 14 yılda nasıl direneceğini öğrendi”
Dünyada bir denge değişimi var. Bu değişim birçok komplikasyona gebe. Bunların en tehlikelisi de bizim bölgemizde çıkabilecek küresel savaş ki zaten dar boyutlu bir savaş var. Cumhurbaşkanı defaatle söyledi terör döner sizi bulur diye. Rusya bir adım atmak istediğinde bir örgüt üzerinden Londra’da mesaj verecek. İş bu noktaya gidiyor ki Reina’da da gördük, CIA’in kraliçenin ekibine penceresine giden cevaplar görüyoruz. Vekalet savaşlarının terör savaşlarına dönmesi bizim açımızdan ciddi bir tehlike ama Türkiye terörizme 14 yılda nasıl direneceğini öğrendi. Avrupa’da bu yok. 15 temmuzda tanklar sokaktayken bizim halkımız tankları durdurdu. Paris’te kamyonun alana girmesiyle halk sokağa çıkmaktan korktu.
Batılı egemen ülkeler bu işin onlara döneceğini öngöremediler. Bu fotoğrafın netleşmesi Trump’ın yerine oturmasıyla olacak. Ciddi manada bekelenmeyen gelişmeler var. BM’de İsrail’in hemen çekilmesie onay çıktı ve kararı veren ABD. Tarihte görülmemiş birşey.
Ünal: ‘Biraz daha dayanmamız gerekiyor. ‘
”Türkiye referanduma kadar her alanda Türkiye saldırıya uğrayacaktır. Çünkü referandumu geçirmemiz demek, güçlü bir liderin izinde artık yürüyebilen bir Türkiye kapasitesine ulaşmak demek. Her alanda operasyonlar yürüyecek. Türkiye bu operasyonları kaldıramayacak yapıda olmasına rağmen, her biri bir seferde devleti yıkabilecek mahiyette saldırılarla hala devlet ve ekonomi yürüyebiliyor. Biraz daha dayanmamız gerekiyor. Dayanmanın sonunda Türkiye otobana çıkacak Allah’ın izniyle.”
