ANKARA
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, NTV yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Türkiye’nin, ABD Başkanı Donald Trump’ın yaklaşımının yanlış olduğu görüşünün altını çizdiğini belirten Çelik, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin düşmanı olan bir terör örgütüne bu şekilde silah verilmesinin, hem bir müttefikimizin, bir başka terör örgütüyle mücadele ederken oradaki terör örgütünün ağır silahlara sahip olmasına müsaade etmesinin, son derece yanlış sonuçları olacağını biliyoruz. Tabii burada başka bir şey daha ortaya çıkıyor. Özellikle son 15 yılda en çok duyduğumuz kavram şu oldu, ‘teröre karşı ortak mücadele, teröre karşı küresel mücadele’. Terör örgütleri arasında ayrım yapmanın ya da belli devletlerin kendilerini tehdit eden terör örgütleriyle mücadele ederken müttefiklerini tehdit eden terör örgütlerine sessiz kalmalarının son derece yanlış sonuçlar doğuracağı görüldü. Fakat şimdi yanlışın ötesine geçiliyor. Sessiz kalmanın ötesinde bizzat o terör örgütünü silahlandırma, ağır silahlar verme şeklinde, müttefiklik ilişkisinin ve müttefiklik kavramının içini boşaltan birtakım yaklaşımlar ortaya çıkıyor. Bir ülke çıkıp da terör konusunda çifte standart olmasın, teröre karşı ortak mücadele edelim diye bir çağrıyla dünyanın önüne çıktığında, bunun içini nasıl dolduracak bu uygulamalardan sonra?”
Çelik, bu konuda en tutarlı olması, terörle küresel mücadeleye en çok destek vermesi gereken devletlerin bu şekilde izah edilemeyecek davranışlarda bulunmasının sadece bugün için değil bundan sonrası için de dünyanın pek çok yerinde başka travmalara neden olacağını vurguladı.
Hahn’ın eleştirileri
Çelik, Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn’ın basına yansıyan eleştirilerine ilişkin, şunları kaydetti:
“Hahn’a bizzat sordum. ‘Ne demek bu AB rüyası bitti?’ diye. Bir genişleme komiserinin yetkisinde midir? Ya da buna kim karar veriyor bilelim dedim. Kendisi, kendi ifadesinin öyle olmadığını söyledi. Bir kişi özellikle Türkiye ile ilgili konuştuğunda, kendisinin olmayan bir ifade basına çıktığı zaman, yalanlasın istiyoruz. Aksi takdirde buna cevap vermek durumunda kalıyoruz.”
“İşleyebileceği bir safhaya geçmeliyiz”
Bakan Çelik, Türkiye ile AB arasında yapılması muhtemel zirveden beklentinin ne olduğu sorusuna, “Yeni bir sayfa açmalıyız veya nasıl ilerleyeceğimize ilişkin kesin kararlar vermeliyiz ve artık o da işlemiyorsa işlemiyor demektir. Onun işleyebileceği bir safhaya geçmeliyiz.” yanıtını verdi. Çelik, Türkiye’nin somut, uygulanabilir bir gelecek istediğine işaret etti.
Avrupa Parlamentosunun müzakereleri askıya almayı öneren taslak raporunun hatırlatılması üzerine Bakan Çelik, halkın karar verdiği bir konuda “değiştirilerek uygulansın” demenin, Avrupa Parlamentosunun yetkisinde bir husus olmadığını belirtti.
Gümrük Birliği sürecine de değinen Çelik, devlet müktesebatı olarak müzakerelere gerek siyasi pozisyon açısından gerek bürokrasinin kapasitesi açısından hazır olduklarını vurguladı.
Türkiye’nin AB ile ilişkilerde gelinen noktadan her halükarda kazançlı çıkacağını dile getiren Çelik, “Onlar karşılarında kasvetli, üzgün ve umutsuz bir AB bakanı görmek istiyorlarsa Türkiye’nin öyle bir AB bakanı yok. Tam tersine, biz geleceğe bakıyoruz, işimize odaklıyız. Son derece enerjik bir şekilde faaliyetimizi yürütüyoruz.” dedi.
Muhabir: Meltem Bulur-Ecenur Çolak-Onur Usta