ANKARA
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, NTV’de yayınlanan programda gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı.
ABD’deki Hakan Atilla davasına ilişkin açıklamada bulunan Akdağ, bu davanın, haksız, hukuksuz ve Türkiye’nin iç işlerine karışan bir dava olduğunu belirtti.
“Davanın seyri, süreci ve jürinin kararı, bu davanın bir hukuk ciddiyetinin olmadığını ve bu anlamda bu davanının inanırlığının da hiç bir kıymet ifade etmediğini gösteriyor.” diyen Akdağ, bir taraftan FETÖ mensuplarının desteklenmesiyle oluşturulan sahte delillerin, öbür taraftan Türkiye’nin iç işlerine karışma çabasının bu davada olduğunu ifade etti.
ABD’nin, “Başka ülkelerin iç işlerine karışabilirim, başka ülkelere dayatabilirim, başka ülkelere istediğim gibi bir kurgu oluşturur ve gerekirse yargıyla da desteklerim” anlayışında olduğuna vurgu yapan Akdağ, bu anlayışın en son Kudüs meselesinde duvara çarptığını söyledi.
Akdağ, “Bu, yanlış bir karar, talihsiz bir karar. Hakan Atilla’nın temyiz hakkı var ama bir an önce bu yanlıştan ABD yargısının, ABD’nin dönmesi lazım.” diye konuştu.
Davanın aslına odaklanmak gerektiğine işaret eden Akdağ, “Türkiye’nin iç işlerine karışan, Türkiye’yi adeta siyasi bir baskı altına almaya çalışan davanın hiçbir haklı tarafı olamaz. Dolayısıyla Türkiye’de hepimiz, bu davanın hukuksuz olduğunu, siyasi bir dava olduğunu, mutlaka bu kararların da düzeltilmesi gerektiğini savunmalıyız.” şeklinde konuştu.
“Bir kabine değişikliği olacaksa olur”
Kabine değişikliğinin olup olmayacağına yönelik bir soru üzerine de Akdağ, şunları kaydetti:
“Bu soru bize siyasi hayatımızda, hem de böyle programlarda birçok defa soruldu ama bunun cevabı hemen hemen her zaman aynı. Birincisi bunların siyasette konuşulması beklenir bir şeydir. Söylediğim gibi, tartışmaya söz konusu olabilecek bir mesele olunca… Ama doğrusu ben şuna odaklanmayı alışkanlık haline getirdim; bunların hiçbirine kulak asmadan, işinizi yapmanız lazım. Aksi takdirde işler aksar. Erken seçim beklentisi de böyledir ya da kabine değişikliği… Bunlar bürokrasinin, maalesef zaman zaman siyasetin çalışmalarını yavaşlatmasına, bir beklentiye girmesine yol açabilir. Bu yanlışa düşmemeliyiz. Bir kabine değişikliği olacaksa olur. Hep böyle olagelmiştir. Önemli olan işlere odaklanıp zaman kaybetmemek. Türkiye’nin zaman kaybına asla tahammülü yok. Böyle bir şeye hakkımız yok. Çok genç bir nüfusumuz var. Kalkınma hamlemizi devam ettirmek zorundayız. Ekonomimizi geliştirmek zorundayız. Bize bir emanet verilmiş, bu emaneti layıkı vechiyle taşımamız gerekiyor.”
Bağımlılıkla mücadele
Bağımlılıkla mücadele konusunda da değerlendirmelerde bulunan Akdağ, uyuşturucu trafiğinin herkesçe bilinen şekliyle, Afganistan tarafından başlayıp, İran üzerinden Türkiye hattından veya daha kuzeyden geçerek Avrupa’ya gittiğini dile getirdi.
Akdağ, Türkiye’nin Avrupa’nın bütünün yakaladığı uyuşturucudan daha fazlasını yakaladığını bildirerek, şu ifadelere yer verdi:
“Öte taraftan başka bir trafik yönü var. Özellikle Hollanda’dan başlayan, kısmen de Belçika ve Avusturya’dan başlayan ve hedefi Türkiye olan hain bir trafik var. Medyaya da yansıyan sokaklarda perişan durumda yatan gençlerin kullandıkları maddeler, uyarıcılar maalesef Hollanda’da, Belçika’da Avusturya’da imal ediliyor. Kısmen Polonya’dan da geliyor Türkiye’ye.”
Avrupa’da uyuşturucular konusunda faaliyette bulunan ajansın Türkiye’yi uyuşturucuyla mücadele konusunda sürekli uyardığını anlatan Akdağ, “Hollanda, Belçika, Avusturya, Polonya hükümetine sesleniyorum: Lütfen bu zehrin ülkenizde imal edilmesine mani olun. Ama odak noktasının Türkiye olduğunu, Türkiye’ye girip, Türkiye’den öte gitmediğini bütün kamuoyunun dikkatine sunmak isterim.” diye konuştu.
Muhabir: Ali Kemal Akan