AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Demir ile AK Parti’li 64 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, küresel iklim değişikliğinin neden olduğu deniz suyu sıcaklığının yükselmesinin, birçok sorunu beraberinde getirdiği ifade edildi.
İklim değişikliği ve küresel ısınmanın, denizlerdeki ekolojik yapıyı olumsuz etkilediğinin altı çizilen gerekçede, deniz suyu sıcaklığının yükselişine Marmara Denizi’nin durgun yapısı ve kirlilik miktarının artışı eklendiğinde müsilaj sorununun ortaya çıktığı belirtildi.
Söz konusu üç faktör, bazı plankton türlerinin daha hızlı çoğalıp sorunun büyümesine neden olurken bölgede yaşayan 25 milyonun üzerindeki vatandaşın yaşam standardını da olumsuz etkileyeceğine işaret edilen gerekçede, evsel, endüstriyel ve diğer atık sularla beraber başta Tuna Nehri olmak üzere Türkiye’nin sınırı dışından gelen akarsuların oluşturduğu kirliliğin de bakteriler yardımıyla ayrıştırıldığı aktarıldı.
Ayrışma sırasında sudaki diğer canlılar için de gerekli oksijenin tüketildiği, bunun sonucunda suyun oksijen konsantrasyonunda, dolayısıyla kalitesinde düşme görüldüğü belirtilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
“Marmara Denizi’nde karşı karşıya olduğumuz müsilaj sorununun da oksijen azalmasından kaynaklandığı bilinmektedir. Oksijen azalmasının ana sebebi ise aşırı azot ve fosfor yüküdür. Denizlerdeki azot ve fosfor artışı, dibe çöken organik maddelerin miktarını artıran plankton alglerinin aşırı büyümesinden başlamak üzere, istenmeyen etkiler zinciriyle sonuçlanabilir. Bunun sonucunda oksijen tüketiminde meydana gelen artış, katmanlaşmış su kütlesi olan bölgelerde, oksijen azalması ile ekolojik yapıda değişikliklere, bu da beraberinde alg çoğalmasına neden olabilmektedir.”
“Atık su arıtma tesisi sayısı yüzde 707 arttı”
Deniz kirliliğinin önlenmesi için atık su arıtma tesislerinin öneminin altı çizilen gerekçede, 2002’de 145 olan Türkiye genelindeki atık su arıtma tesisi sayısının, 2020’de yüzde 707 artışla 1170’e yükseldiği hatırlatıldı.
İstanbul’da 2002’de 12 olan atık su arıtma tesisi sayısının 2020’de 87’ye yükseldiği belirtilen gerekçede, 2002’de yüzde 35 olan atık su hizmeti verilen belediye nüfusu oranının, 2020’de yüzde 89’a yükseltildiğini bildirildi.
Alıcı ortamın su kalitesinin yükseltilmesi ve doğal kaynakların korunması amacıyla atık su arıtma tesisini kuran ve mevzuata uygun çalıştıran atık su altyapı yönetimlerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca enerji teşviki verildiği aktarılan gerekçede, bu kapsamda 2011 ila 2020 yıllarında 606 milyon lira ödeme yapıldığı belirtildi.
“Mavi bayraklı plaj sayısı 486’ya ulaştı”
Gerekçede, temiz denizlerin bir göstergesi niteliğindeki “mavi bayraklı plaj” sayısının, 2002’de 127 iken deniz kirliliğinin önlenmesine yönelik çalışmalar sayesinde 2020’de yüzde 283’lük artışla 486’ya ulaştığı bildirildi.
2002’de deniz yetki alanlarındaki gemilerin normal faaliyetleri sonucu ürettiği atıkların alımını yapan kıyı tesisi bulunmazken 2020 sonu itibarıyla, 305 kıyı tesisinde gemilere atık alım hizmeti verildiği kaydedilen gerekçede, bu atıkların, türlerine göre ayrıştırılarak geri kazanım/bertaraf tesislerine gönderildiği ifade edildi.
Deniz çöpleriyle mücadeleye yönelik 2002’de herhangi bir çalışma yokken 2020’de denize kıyısı bulunan tüm illerde deniz çöpleri il eylem planlarının uygulamaya alındığı aktarılan gerekçede, “Sıfır Atık Mavi Hareketi” ile denizlerin korunması ve deniz temizliği seferberliğinin başlatıldığı hatırlatıldı.
“39 istasyonda deniz kirliliği izleme çalışmaları sürdürülüyor”
Sıfır Atık Mavi Hareketi ile başlatılan kampanya ve deniz çöpleri il eylem planları kapsamında gerçekleştirilen çalışmalarda 2019’da toplam 65 bin 250 ton deniz çöpünün (deniz yüzeyi, kıyı, plaj ve deniz dibinden) toplanarak, bertarafa gönderildiği anımsatılan gerekçede, şu bilgilere yer verildi:
“2020 yılı itibarıyla bir ulusal, 6 bölgesel acil müdahale planı ile 366 kıyı tesisine ait risk değerlendirmesi ve acil müdahale planı hazırlanmış ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanmıştır. Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme ve Değerlendirme Programı (DEN-İZ), 2014’ten itibaren üçer yıllık izleme programı haline getirilmiş, böylece düzenli ve veri kesintisi olmadan izleme yapılmasına imkan sağlayan bütüncül bir programa dönüştürülmüştür. Tüm denizlerimizde 11 enstitü ve 3 araştırma gemisi ile 353 noktada bilimsel çalışmalar düzenli olarak yürütülmektedir. İstanbul’un Karadeniz kıyısında 11, Marmara kıyısında 28 istasyon olmak üzere toplam 39 istasyonda deniz kirliliği izleme çalışmaları sürdürülmektedir.
Deniz çevresinin kirlenmesini önlemek, kirliliği azaltmak ve kontrol edebilmek, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak bugüne kadar en öncelikli hedeflerimizden olmuştur. Bu kapsamda denizlerimizin korunması, gelecek nesillerimize daha yaşanılabilir temiz bir çevre bırakmak adına ekolojik, ekonomik ve sosyal etkileri bulunan müsilaj sorununun sebeplerinin tespit edilmesi, detaylı şekilde analiz edilmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi için çözüm önerilerinin ortaya konması amacıyla Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.”
Bu arada Meclis araştırması önergesine ilişkin görüşmelerin, TBMM Genel Kurulunun 10 Haziran Perşembe günkü oturumunda yapılması bekleniyor.