İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye‘nin “İstanbul Sözleşmesi“nden çekilmesine ilişkin, uluslararası sözleşmelerin varlığının veya yokluğunun, vatandaşın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye yönelik sorumlulukları eksiltmeyeceğini veya arttırmayacağını belirtti.
“Uluslararası sözleşmelerin varlığı veya yokluğu, vatandaşımızın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye ilişkin sorumluluklarımızı ve bu sorumluluğun gereği olan çalışmalarımızı eksiltmez veya arttırmaz.” ile ilgili…
— Süleyman Soylu | Maske😷 Mesafe↔️ Temizlik🧼 (@suleymansoylu)
Soylu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de huzurun, asayişin ve güvenliğin sağlanması, terörle mücadele, hırsızlık, organize suçlar, siber suçlar, uyuşturucu, şiddet ve suçun her türü ile mücadelede güvenlik güçlerinin gücünü Anayasa, kanunlar ve her türlü suça karşı insanın masumiyetini koruma ilkesinden aldıklarını dile getirdi.
“Uluslararası sözleşmelerin varlığı veya yokluğu, vatandaşımızın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye ilişkin sorumluluklarımızı ve bu sorumluluğun gereği olan çalışmalarımızı eksiltmez veya arttırmaz.” ifadesini kullanan Soylu, milletlerarası antlaşmalara ve sözleşmelere taraf olmak kadar taraflıktan ayrılmanın da her egemen devletin hakkı olduğunu vurguladı.
Soylu, aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele ve kadın cinayetlerini önleme konusunda topluma karşı sorumlu kılanın, İstanbul Sözleşmesi’nin varlığı olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Anayasa’nın 10. maddesi ve 41. maddesi, TCK’nin ilgili maddeleri, ‘6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un ilgili maddeleri, bu konuda ilgili bakanlıklarla yürüttüğümüz eylem planı, İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen KADES, Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi gibi uygulamalar, sayılarını 81’den 1086’ya çıkararak tüm ülkemize ve ilçe düzeyine yaydığımız ‘Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri’ ve tüm bakanlıklarla uyumlu olarak yürüttüğümüz süreç, inanıyoruz ki bu mücadelede bizi vatandaşımıza karşı mahcup etmeyecektir.
Anayasamızın, kanunlarımızın, medeniyetimizin ve tüm değerlerimizin bize yüklediği görev ve sorumlulukları tamamen bir uluslararası sözleşmeyle ciro etmek ve eşitlemek, hem kendi büyük devlet geleneğimize hem bin yıllık medeniyet birikimimize hem de ortaya koyduğu gelişmeyle bölgesinde ve dünyada önemli bir güç haline gelen Türkiye’ye, özgüvenine, kendi yapabildiklerine ve kapasitesine haksızlık olacaktır.”
“Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele bugün ve yarın da devam edecek”
Bir kadının şiddete uğramasının ve bir kadının cinayete kurban gitmesinin insanoğlu tarafından kabul edilemeyeceğini vurgulayan Soylu, Türkiye’de kadın cinayetlerinin arttığı söyleminin tamamen yalan olduğunu ve eldeki veriler tarafından desteklenmediğini aktardı.
Soylu, “Tüm suçlarla mücadele ettiğimiz gibi devletimiz, güvenlik güçlerimiz, elbette ki aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadeleyi de insan hakları çerçevesinde, ‘huzur, güven ve asayiş’ anlayışıyla, vatandaşımızın her şeyin en iyisine layık olduğu bilinciyle dün olduğu gibi bugün ve yarın da devam ettirecektir. Yakın zamanda herkes görecektir ki aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadelede atılan tüm adımların olumlu sonuçlarını alacağız ve dünyada bu mücadelenin örnek temsilcisi olacağız.” ifadesini kullandı.