TBMM – Meltem Öztürk
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal‘ın tedavi sürecinde yanından hiç ayrılmayan, yakın dostu, aynı zamanda bir hekim olan CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, “Deniz Bey’in rehabilitasyonu bittikten sonra Türkiye’ye dönüşünün, Mandela’nın Afrika’ya dönüşü, herkes taraftan karşılandığı bir süreç gibi olacağını düşünüyorum. Mandela etkisiyle de Türkiye’de siyaseti yeniden şekillendireceğini görüyorum.” dedi.
Hastaneye yattığı 16 Ekim’den, rehabilitasyon için Almanya’ya gittiği 5 Aralık’a kadar Baykal’ın yanından hiç ayrılmayan Baydar, geçen bu süreci AA muhabirine anlattı.
Baykal’ın, pazartesi saat 05.06’da şoförünü arayarak, özel bir hastaneye gittiğini, tetkiklerinin yapıldığını, beyni besleyen sağ ana damarın tamamen tıkalı olduğunun görüldüğünü aktaran Baydar, bunun üzerine hemen Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesinde girişimsel radyoloji bölümüne haber verildiğini anlattı. Baydar, hastanede, beynin sağ tarafını besleyen ana damara girişindeki pıhtının çıkarıldığını vurguladı.
Beynin sağ ana damarındaki pıhtı çıktıktan sonra orada bir daha pıhtı olmaması için ilerleyen saatlerde sulandırıcı verildiğini, bu sulandırıcı nedeniyle o bölgenin çok uç kısmında küçük bir kanama olduğunu belirten Baydar, hastane sürecini şöyle değerlendirdi:
“Normalde 60 yaşından sonra beyinde su miktarı artar ve beyin küçülür. Deniz Bey’in beyni, 79 yaşında olmasına rağmen bütün kafatasının içini kaplayan, atrofi olmamış, oldukça gelişmiş bir beyin. Beyin gelişmiş, korteksi bayağı sağlam. Bu beynin ciddi olarak çalıştığının göstergesi. Oradaki küçük kanama beyin sapına baskı yaptı. Beyin sapına baskı yapınca bu sefer kafatasının bir bölümünün açılarak beynin rahatlatılması ameliyatı yapıldı. Bundan sonra da verilen sulandırıcı nedeniyle yara kenarlarında kanama oldu. Orada hematom boşaltıldı. Deniz Bey’in daha sonra bilinci bir miktar kapandı.
Tedavinin sürmesiyle birlikte günden güne daha iyiye giderek, yoğun bakım sürecini tamamladı, bilinci tamamen yerine geldi, gazete okunduğunda olayları değerlendirir duruma geldi, konuşmaya başladı, yutma, oturma başladı. Yoğun bakımda hayati tehlike bittiği andan itibaren rehabilitasyon sürecine geçmek amacıyla Almanya’nın Münih şehri yakınlarında bir rehabilitasyon merkezine gönderildi.”
“Almanya’ya gitmek istemedi”
Baydar, Almanya’ya gitmeden önce Baykal’a sorulduğunu ancak Baykal’ın gitmek istemediğini, Türkiye’deki rehabilitasyon merkezlerinden birinde kalmak istediğini bildirdi.
Bunun üzerin Sağlık Bakanı Ahmet Demircan’ın, “Deniz Bey ailesinin değil, devletin malıdır. O nedenle ne gerekiyorsa yapılmalıdır.” dediğini aktaran Baydar, ailesinin de yurtdışına gitmesine onay verdiğini ifade etti.
“Mandela etkisiyle Türkiye’de siyaseti yeniden şekillendirecek”
Hastaneye yatmadan önce Baykal ile her sabah günlük olayları, basında çıkan haberleri değerlendirdiğini, gün sonunda da olayları ele aldıklarını belirten Baydar, Baykal’ın, siyasi bakış, siyasi analiz ve siyaset yapma konusunda örnek aldığı, çok yakın bir dostu olduğunu bildirdi.
Baydar, şunları kaydetti:
“İki ayı aşkın süredir hemen hemen her gün yüz yüze görüştüğüm ya da telefonla konuştuğum önceki genel başkanımızdan mahrum durumdayız. Nisan, mayısta gelip televizyon programı yapacağını, ondan sonra siyasi kariyerine kaldığı yerden devam edeceğini, mutlaka hedeflerini gerçekleştireceğini görüyorum. Deniz Bey’in rehabilitasyon süreci bittikten sonra Türkiye’ye dönüşünün Mandela’nın Afrikaya dönüşü, herkes taraftan karşılandığı bir süreç gibi olacağını düşünüyorum. Mandela etkisiyle Türkiye’de siyaseti yeniden şekillendireceğini görüyorum.”