İSTANBUL
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen “CHP’nin Dünü, Bugünü, Yarını” panelindeki konuşmasında, 16 Nisan’da yapılan referandum öncesi CHP’nin kuvvetler ayrılığı, Anayasa Mahkemesi‘nin yapısı, Hakim Savcılar Kurulu’nun (HSK) yapısı gibi konuları konuşmaya çalıştığını ancak eleştirilerine cevap alamadıklarını anlattı.
Mühürsüz zarflarla şaibeli, bugün yürürlükte olan meşru olmayan bir Anayasa değişikliğinin kıl payı gerçekleştirildiğini öne süren Özel, şöyle devam etti:
“70’e 30 olsaydı, 65’e 35 olsaydı, yapılacak ilk seçimler kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığı, yetkinin bir yerde toplandığı, tek adam yetkilerini kimin kullanacağına ilişkin bir seçim olurdu ve herkes de ona göre aday belirlerdi. Ama durum böyle değil. Çünkü biz, ‘Bu yetkiler Kemal Kılıçdaroğlu’na verilecekse de karşıyız. Bu kadar yetki bir yerde toplanamaz.’ demiştik. Önümüzde yapılacak seçimler, referandumun ikinci raundudur. Bütünlemeye kalmış tek adamlık hevesinin bir kez daha sorulmasıdır. Önümüzde bir son çıkış olduğunu görüp, ona göre davranmak zorundayız. Partilerin kendi tabanlarını ikna edecek, motive edecek, kendi tabanlarının hiç itiraz etmeyeceği adaylarıyla ilk tura girmeleri gerektiğine inanıyoruz ki en yüksek katılımı sağlayalım.”
Özel, referandumda sandığa gitmeyen yüzde 14’lük kesimin yüzde 2’sinin “Kesin gitmezdim”, “Gidebilirdim” diyen yüzde 12’nin yüzde 80’inin de “Gitseydim hayıra yakındım” cevabını verdiğini aktarırken, seçimlerin katılım oranının düştüğü her 2 puanın “hayır”a 1,5 puan kaybettirdiğini öne sürdü.
Özgür Özel, “Unutmamak lazım bütün diktatörler, seçimlerde katılım oranının düşüklüğünden besleniyor. O anlı şanlı diktatörler, yüzde 35-40 katılım oranlarıyla seçime gidiyor ve yüzde 80’lerle seçiliyor. Sandığa küsmemek, küsülecek atmosferi yaratmamak, umutsuzluğu körüklememek, bir umutsuzluk varsa ortadan kaldırmak için mücadele etmek yapılabilecek en önemli katkı. Yapılacak ilk seçimlerde bunun bir referandum havasında olması gerektiği son derece açık.” diye konuştu.
“Seçenekleri erken söyleyip tüketmemek lazım”
2019 seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir adayın konulup konulmayacağına ilişkin bir soruya Özel, şöyle cevap verdi:
“Bir daha Ekmeleddin İhsanoğlu olayı yaşanmayacak. Ekmeleddin İhsanoğlu olayı çok özel konjonktürde yaşanmış, MHP’nin demokrasiye kurduğu tuzak, kasis, o günün şartları. Doğru olsa zaten sonuç bu olmazdı. Hem ilk turda bizden hiç fire vermeyecek ikinci turda diğer partilerden oy alacak bir aday olacak. Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir adayımız olmayacak. Bu işin devamında bizim adayımız partiden hiç fire vermediği gibi ilk turda beklenenin çok üzerinde başarı sağlayarak, esas başarısı da seçime katılım oranını Cumhuriyet tarihinin en yüksek noktasına çıkaracak bir aday olmalı.”
Özel, boykot tartışmalarına değinirken, “Boykot, önemli bir silah, ama son silah, son çare, son ihtimal. Son ihtimali de erken konuşursak, onu ihtimal olmaktan da çıkarırız. Dünyada başarılı olmuş bir tane boykot uygulaması var. Türkiye’de Demokrat Partinin ‘Ben gerekirse seçimlere katılmam, sine-i millete dönerim.’ tehdidine karşı bir seçim kanunu hikayesi de var. Bunu zorlamak lazım. Organize, konsantre, zamanlaması uygun şekilde bunun üzerinde çalışmak lazım. Seçenekleri erken söyleyip tüketmemek ya da hiç olmayacak bir şey gibi de konuşmamak lazım.” dedi.
Muhabir: Andaç Hongur