ANKARA
Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Ankara Spor Salonu’nda gerçekleştirilen CHP’nin 36. Olağan Kurultayı’ndaki konuşmasına, Nazım Hikmet’in, “Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey/Dünyanın en güzel sesinden, en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey/Fakat artık ümit yetmiyor bana/Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum” şiiriyle başladı. İnce, “Ben artık bu salonlarda, meydanlarda direnen bir CHP’yi aşmak istiyorum, kazanan bir CHP istiyorum.” ifadesini kullandı.
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a acil şifa ve cezaevinde tutuklu bulunan Enis Berberoğlu’na sabır dileyen İnce, bu kurultayın, Türkiye, partisi ve kendisi için çok önemli olduğunu söyledi.
CHP’nin kuruluşun, kurtuluşun, devrimlerin ve zaferlerin partisi olduğunu ifade eden İnce, “Kardeşlerim, yoldaşlarım, arkadaşlarım iki yol, iki ihtimal. Ya kazanacağız ya yok olacağız. Yol ayrımındayız. İki yol, iki ihtimal, ya kazanacağız ya kaybedeceğiz. Yol ayrımındasın Türkiye.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyet’i kuran partinin, Cumhuriyet’i kurtaracağını söyleyen İnce, “Kendimize güveneceğiz ve kazanacağız. CHP’yi sadece direnişin partisi olmaktan çıkarıp, kazanan bir parti yapacağız. Artık ‘direniş’ değil, ‘kazanma’ diyeceğiz. Kazanacağız.” diye konuştu.
Hükümetin ekonomi ve dış politikasını eleştiren İnce, şöyle devam etti:
“CHP’de de tuzu kuru olanlar var, sadece AKP’de mi? Mesela CHP’de tuzu kuru olanlar da Çankaya, Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy, Şişli buraları aldı mı onlara yetiyor. Nevşehir onu ilgilendirmiyor, Erzurum onu ilgilendirmiyor, Şanlıurfa onu ilgilendirmiyor. Mutlu azınlıklar var burada. Mutlu azınlıklar sığınmışlar 3, 5 tane belediyeye. 3, 5 belediye onların oldu mu yetiyor. Şanlıurfa ne olacak? Kastamonu ne olacak? Nevşehir ne olacak? Rize ne olacak? Soran, arayan yok. O CHP içindeki mutlu azınlıklar da aynı AKP gibi durumdan memnun. Ben durumdan memnun değilim, onun için itaat etmiyorum. Bu partide, partinin durumundan memnun olan ve itaat edenler var. Bir de memnun olmayıp itiraz edenler var. Ben memnun değilim ve itiraz ediyorum, itiraz.”
“Mazluma, mağdura, ezilene sahip çıkacağız”
Haksızlığa uğrayan AKP milletvekili ise ona da sahip çıkacağını belirten İnce, “İnsan olduğu için, mazluma, mağdura, ezilene sahip çıkacağız. İnsana sadece insan olduğu için değer veren bir politika izleyeceğiz.” dedi. Kürt sorununu, demokrasi, özgürlük, insan hakları, kardeşlik ve evrensel değerlerle çözeceklerini dile getiren İnce, “Hukukun üstünlüğü ilkesini toplumsal yaşamın her evresinde uygulayacağız. Biz her zaman ‘Yurtta barış, dünyada barış’ dedik. ‘Önce Türkiye, önce insanlık’ dedik. Biz kendi ülkemiz için ne istiyorsak, bütün insanlık için de onu isteyen bir partiyiz.” ifadelerini kullandı.
İnce, Türkiye’nin 2004’de “Avrupa Birliği’ne girdiği yalanını” yaşadığını, o günden bu yana geçen 14 yıl içerisinde Şener Şen’in filmindeki sahnenin gerçekleştiğini ifade ederek, “Bizi Almanya’ya götüreceklerdi, aynı Maho Ağa’da olduğu gibi Orta Doğu bataklığına götürdüler. Çocuklarımızın, gençlerimizin umudu vahabi çölleri değildir. Çocuklarımızın, gençlerimizin umudu vahabi kültürü değildir.” değerlendirmesini yaptı.
“Enis Berberoğlu bugün hapiste, acaba bundan CHP‘nin suçu var mı?” diye soran İnce, dokunulmazlıkların kaldırılmasının gündeme geldiğinde çıktığı bir televizyon programında “hayır” oyu vereceğini açıkladığını söyledi.
İnce, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Parti yöneticileri başta Sayın Genel Başkan olmak üzere ‘Anayasaya aykırı ama evet diyeceksiniz’ ve ‘evet’ verdiler. Ben ‘hayır’ oyu vereceğimi söyledim, hayır verdim. Bugün olsa yine hayır veririm. Korku şuydu; HDP ‘hayır’ diyor, biz de ‘hayır’ dersek, HDP ile bizi aynı kefeye koyarlar. Koysun, yani Kürtler doğru söylüyor olamaz mı, Kürtler doğru söylemez mi hiç, hep mi yalan söylerler? Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir mantık yok. Doğruyu kim söylerse onun yanında olacağız.”
MYK’nın hepsinin yenilenmesi gerektiğine işaret eden İnce, “Dokunulmazlıkların kaldırılması sırasında ben ‘hayır’ oyu verdim, MYK ‘evet’ oyu verdi. Onun için bu MYK’nın hepsinin yenilenmesi lazım. İnşallah ben bu akşam genel başkan seçileceğim ve ‘evet’ oyu veren MYK’nın hepsini sıfırlayacağım, yepyeni bir MYK kuracağım.” dedi.
Sürekli kandırılan bir iktidar olduğunu ileri süren İnce, “Sürekli kaybeden bir muhalefet var. Hedefimiz; 50 artı 1, cumhurbaşkanlığı. Ben, bugün neden karşınızda adayım biliyor musunuz? Sandık görevlileri, sizleri seçim akşamları ağlatmamak için genel başkanlığa adayım. İlçe başkanlarım, il başkanlarım, size kaymakamların, valilerin karşısında düğme ilikletmemek, sizi ezdirmemek için adayım.” açıklamasını yaptı.
“45 gün içinde tüzüğü değiştireceğiz”
Bu akşam genel başkan seçildiği takdirde 45 gün içinde olağanüstü tüzük kurultayını toplayacağını açıklayan İnce, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün beni genel başkan yapın, 45 gün içinde tüzüğü değiştireceğiz. CHP’nin cumhurbaşkanı adayını 1 milyon 200 bin üye seçecek. CHP’nin genel başkanı, doğal cumhurbaşkanı adayıdır, kaçamaz. Yok böyle bir şansı. ‘Partiyi ben yöneteyim, ülkeyi başkası yönetsin.’ O zaman koltukta niye oturacaksın? Sokaktan geçen herhangi birisi ‘Ben de cumhurbaşkanı adayıyım, ben de seçime girmek’ istiyorum derse, en az 50 kurultay delegesinin imzasıyla aday adayı olur. 50 kurultay delegesinden imzayı alırsın, gelirsin 1 milyon 200 bin üyenin önüne, CHP’nin cumhurbaşkanlığı adayı böyle belirleriz. Emin olun bu sonuçla cumhurbaşkanlığını kazanırız, hiç kuşkunuz olmasın bundan.”
İnce, genel başkan seçildiği takdirde, “iki seçimde partiyi birinci parti yapamayan genel başkanın istifa etmesi” hükmünün tüzüğe eklenmesini önereceğini söyledi. İnce, şunları kaydetti:
“Bu akşam beni genel başkan seçtiğiniz de 45 gün sonra imza rezaletine son vereceğiz, cumhurbaşkanı adayını 1 milyon 200 bin üye seçecek, iki seçimde partiyi birinci parti yapamayan genel başkan, pazartesi günü kurultaya gidecek ve kendisi aday olamayacak, tüzüğe yazacağız bunu. Kılıçdaroğlu yapamadı, iktidar yapamadı, belki İnce de yapamayacak. İnce’den sonra biri gelir o yapar. Genel başkanının nasıl geleceği belli tüzükte, nasıl gideceği belli değil. Buraya geldi mi herkes gitmemek üzerine kurguluyor kendisini. Emin olun yarın aynısı, ben de öyle olurum güvenmeyin. Önünü kapayın, tüzüğe yazın.”