Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “İslam dünyası olarak, günübirlik hamasi nutuklara değil, bundan 24 yıl önce D-8’lerin kuruluşunda ortaya konan ufuk ve vizyona ihtiyacımız var.” dedi.
Partiden yapılan açıklamaya göre, Karamollaoğlu, Müslüman ülkeleri bir araya getirmek için 1997’de kurulan Gelişen 8 Ülke Ekonomik İşbirliği Örgütü‘nün (D-8), kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen programa katıldı.
Eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın önderliğinde kurulan D-8’in, Erbakan’ın üstün azim ve gayreti ile sarsılmaz inancının ürünü olduğunu belirten Karamollaoğlu, böylesine önemli bir dış politika hamlesinin, ancak müthiş bir inanç ve sarsılmaz bir irade ile gerçekleştirilebileceğini kaydetti.
Dünyada, bugün barışın yerine savaşın, diyaloğun yerine çatışmanın hakim olduğunu, eşitliğin yerini üstünlüğün, tevazunun yerini kibrin, adaletin yerini sömürünün aldığını vurgulayan Karamollaoğlu, “İnsan hakları ve özgürlükler rafa kaldırılmış, baskı, tahakküm ve çifte standart hiçbir dönemde olmadığı kadar belirgin hale gelmiştir. Bugün dünya genelinde irili ufaklı tam 402 yerde çatışma, iç savaş veya karışıklık var. Maalesef bunların 360’ı İslam coğrafyasına ait bölgeler.” ifadesini kullandı.
Dünyanın 1,5 yıldır küresel salgınla da mücadele ettiğine dikkati çeken Karamollaoğlu, bu süreçte, dünyada bir milyardan fazla insanın, içecek suya bile ulaşmakta zorlandığının, her gün 25 bin insanın açlık nedeniyle hayatını kaybettiğinin unutulmamasını istedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer Necmettin Erbakan’ın, 24 yıl önce D-8’leri kurarken sergilediği heyecan ve azim devam ettirilebilseydi, İslam dünyası bu durumda olmazdı. Medeniyetin, huzurun ve güvenin hakim olması gereken topraklar, kargaşa ve terörün mekanı haline gelmezdi. Milyonlarca insan mülteci durumuna düşmezdi. Yüz binlerce masum yaşlı ve kadın evinden, yurdundan, vatanından uzakta, tanımadığı ve bilmediği sokaklarda hayata tutunmaya çalışmazdı. Parklarda, salıncaklarda oynaması gereken çocuklar ülkelerinden kaçarken şişme botlarda can vermezdi.
İslam dünyası olarak, günübirlik hamasi nutuklara değil, bundan 24 yıl önce D-8’lerin kuruluşunda ortaya konan ufuk ve vizyona ihtiyacımız var. Maalesef İslam ülkeleri olarak, karşı karşıya bulunduğumuz tehdit ve tehlikeleri bertaraf etmek için gayret göstereceğimize, kendi iç çekişmelerimize kapılmış durumdayız. Batı ülkelerinin sömürgeleştirme politikalarına ve entrikalarına karşı politika üretemedik. Sanayi, savunma, teknoloji ve finansal gelişmelere ayak uyduramadık. Her türlü şahsi, etnik, mezhepsel veya bölgesel ihtilafları bir kenara bırakmalı, bir zincirin halkaları gibi birbirimize kenetlenmeliyiz.”