Varank, Dilovası’nda Duraline Alüminyum Profil Sistemleri Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, sanayinin kalbi Kocaeli’nin ikinci adresleri olduğunu, neredeyse ayda bir veya iki kez ya bir açılış ya da yeni bir yatırım vesilesiyle kente geldiğini söyledi.
Her zaman yatırımcıların yanında olmaya ve heyecanlarını paylaşmaya hazır olduklarını dile getiren Varank, “İşte Duraline markasıyla faaliyet gösteren firmamız başarılı üretim ve ihracat performansını yeni bir yatırımla taçlandırıyor. ABB metal alüminyum, 30 farklı ülkeye yaklaşık 15 milyon dolar ihracat yapıyor. Yıllara sari 100 milyon liraya ulaşması beklenen bu yatırımla da üretimini yüzde 80, ihracat ve istihdamını ise yüzde 75 artırmayı hedefliyor. Türkiye’nin ekonomisine ve geleceğine güvenin bir göstergesi olan bu yatırım kararı dolayısıyla ben firma yetkililerini yürekten tebrik ediyorum.” şeklinde konuştu.
Varank, hafifliği, kullanım kolaylığı, iletkenliği ve yüksek korozyon direnciyle talebi giderek artan bir ürün olduğunu belirttiği alüminyumun, bugün dünyada çelikten sonra en çok üretilen malzeme ve giderek büyüyen bir pazarı olduğunu kaydetti.
Alüminyumun inşaattan otomotive, havacılıktan savunma sanayine birçok alanda yoğun bir şekilde kullanıldığına işaret eden Varank, şöyle devam etti:
“Bu talebi görerek vizyoner bir yatırıma imza atan firmamızın bu yatırımın karşılığını hızlı bir şekilde alacağını ben şimdiden görebiliyorum. Geçtiğimiz yıl pandeminin etkisiyle global üretim ve ticaret son yüzyılın en sert daralmalarından birini yaşadı. Üretim süreçlerinin ve tedarik zincirlerinin aksadığı bu dönemde hem hükümetler hem de işletmeler zor bir sınavdan geçti. Dünya ekonomisi yüzde 3,3 uluslararası ticaret ise yüzde 8,5 düzeyinde daraldı. Böylesine zorlu bir yılda Türkiye ekonomisi yüzde 1,8 büyümeyi başararak dünya genelinden ayrışan birkaç ekonomiden biri oldu. Gelin görün ki tüm dünya Türkiye’nin bu başarısını takdir ederken muhalefet, uluslararası kuruluşların dahi teyit ettiği bu rakamlara hala inanamıyor.
Neden biliyor musunuz çünkü siyasi başarı umutlarını hükümetimizin ve devletimizin aciz duruma düşmesine bağlamış durumdalar. Devlet batarsa, ekonomi çökerse kendilerini başarılı sayacaklar. Bu bakış açısı gözlerini o kadar köreltmiş ki Türk sanayisinin geldiği aşamayı görmekten acizler. Gelsinler birlikte şu Kocaeli’yi bir gezelim, Türkiye’nin her bir şehrine yaydığımız organize sanayi bölgelerini (OSB), endüstri bölgelerini, teknoparkları ziyaret edelim.”
“Pandemi koşullarının hakim olduğu bu dönemde yatırım talebi hız kesmedi”
Varank, siyaseti bir hizmet yarışı olarak gördüklerini, muhalefetin alternatif çözüm önerileriyle gelmesini istediklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin refahını nasıl artırırız, bunun derdini taşısın. Ama maalesef karşımızda tek bildiği iş iftira atmak olan bir muhalefet anlayışı hakim. Ne diyorlardı? ‘Türkiye’de AK Parti iktidarında tek bir fabrika açılmadı.’ Türkiye’nin dört bir yanındaki OSB’lerden sanayi alanlarına yayılmış binlerce fabrika, bunları her gün yalanlıyor. İşte bugün yeni bir sanayi yatırımın temelini atıyoruz, önümüzdeki günlerde birçoğunun açılışını gerçekleştireceğiz. Muhalefet bunları görür mü? Elbette görmez. Onların gündeminde üretim yok, sanayi yok, istihdam yok. Ne var? Dedikodular var, iftiralar var, kirli ittifak pazarlıkları var. HDP’li isimleri bakan yapma planları var. HDP ile örtülü ittifaklarını artık açık açık savunuyor, kirli pazarlıklarını gün yüzüne çıkarıyorlar. Böyle bir zihniyetin Türkiye’nin milli güvenliği diye bir derdi olabilir mi? Bu kafa iktidar olsa terörle mücadele rafa kalkar, bırakın SİHA’ları tek bir drone dahi teröristlerin üstüne gönderilemez. Bakın hala dostlarının canı yanmasın diye bu kirli pazarlıklara ses etmeyen muhalefet ortakları var. Utanmadan sıkılmadan Sayın Cumhurbaşkanımızı Netanyahu’ya benzetme hadsizliğini sergileyebiliyorlar. Ne demişler? Körle yatan şaşı kalkar. İttifak ortakları yüzünden bunların dilleri de emin olun Kandil’le uyumlu hale geldi. Milletimiz elbette bunları görüyor. Dışişleri Bakanımızın bugün neden Birleşmiş Milletlerde (BM) bütün İslam dünyasının dışişleri bakanlarıyla beraber orada büyük bir gayret içinde olduğunu, sayın Cumhurbaşkanımızın nasıl zalimlerin yüzüne gerçekleri haykırdığını milletimiz biliyor. Vakti zamanı geldiğinde de bunların hesabını sandıkta o muhalefetten soracak. Bizim gündemimiz dedikodular, ‘fuat avni’ tarzı operasyonlar değil, Türkiye’nin üretimi ve kalkınmasıdır.”
Geçen yıl kaydedilen büyümenin bileşenleri incelendiğinde en önemli pay sahiplerinden birinin imalat sanayi olduğunun görüldüğünü aktaran Varank, “Hamdolsun sanayi üretimimiz haziran ayıyla birlikte pandemi öncesi seviyesini hızla yakaladı. Yılın ikinci yarısında bir önceki yıla göre yüzde 9,1 artarak G-20 ülkeleri arasında en ön sıralarda yer aldı. Yüzde 94’ü imalat sanayi ürünlerinden oluşan ihracatımız da 2020 yılının ikinci yarısında bir önceki yıl seviyesini aşmayı başardı. En önemlisi ise pandemi koşullarının hakim olduğu bu dönemde, onca belirsizliğe rağmen yatırım talebi hız kesmedi. Bırakın hız kesmeyi son yılların en hızlı büyümesini gerçekleştirdi. Teşvik belgesi düzenlediğimiz yatırım sayısı bir önceki yıla göre yüzde 86 artarak 10 bin 478’e ulaştı. Bu belgelerde öngörülen sabit yatırım tutarı yüzde 45 artarak 249 milyar liraya, istihdam ise yüzde 49 artarak 302 bine ulaştı. İşte bugün temelini attığımız bu tesis de artan yatırım iştahının en somut göstergesi. Bizi en çok mutlu eden taraf ise üretimdeki artışın istihdama yansıdığını görmek.”
Bu başarıda son 18 yılda inşa ettikleri planlı sanayi altyapısının, artan üretim çeşitliliğinin ve Türk sanayicisinin değişen şartlara hızla uyum sağlayabilme kabiliyetinin önemli bir payı olduğunu ifade eden Varank, şöyle konuştu:
“Önümüze çıkan fırsatları çok iyi değerlendirdik. Özellikle Uzak Doğu’da yaşanan tedarik sıkıntıları ve Avrupa’daki kapanmaların ortaya çıkardığı arz açığını doldurarak ihracatımızı artırmayı başardık. Uluslararası taahhütlerimizi eksiksiz yerine getirdik. Zor zamanlarda ortaya koyduğumuz bu gayret inşallah Türkiye’yi pandemi sonrası dönemin kazananı Türkiye olacak. Bunun ilk emarelerini 2021 yılının öncü verilerinde de görüyoruz. Sanayi üretimimiz yılın ilk çeyreğinde yüzde 12,3 artarak geçmiş yılı geride bırakmış oldu. İhracatımız ise ilk dört ayda 68,8 milyar dolara ulaşarak tüm zamanların rekorunu kırmış oldu. Biz 2021 yılını salgınla mücadeleyi kazandığımız ve orta vadede nitelikli büyüme dönemine girdiğimiz bir yıl olarak değerlendiriyoruz. Çalışmalarımızı da bu doğrultuda yapıyoruz. Yılın ilk çeyreğinde elde edilen bu olumlu tablo bizleri ziyadesiyle motive ediyor. Böyle devam edersek inşallah 2021 yılında da tahminleri aşan bir büyüme performansını ülke olarak yakalayacağız.”
Bakan Varank, özellikle üretim tarafındaki bu başarılardan bahsederken muhalefetin bir taktiğiyle karşılaştıklarını belirterek, “Sanki ülkemizde hiçbir sıkıntı yokmuş dediğimizi iddia ediyorlar. Tabii ki böyle bir durum yok. Şu anda özellikle hizmet sektörü kaynaklı sıkıntı yaşayan esnaflarımız ve çalışanlarımız var ama biz bunları yalnız bırakıyor muyuz? Elbette yalnız bırakmıyoruz. Bu da bizim sorumluluğumuzda diyoruz, kısa çalışma ödeneğiyle maddi desteklerle hem esnafımızı hem bu dönemde sıkıntı yaşayan çalışanlarımızı görüyoruz, koruyup kollamaya çalışıyoruz. Emin olun şu 18 yıllık iktidarımıza baktığımızda ve bu iktidarı geçmiş dönemle karşılaştırdığınızda bizim gibi sosyal devlet anlayışına sahip bir iktidar şimdiye kadar gelmedi.” dedi.
Kocaeli’de herhangi bir sıkıntılı durum gördüğünde ilgili belediye başkanını aradığını belirten Varank, “‘Başkanım, şurada bir vatandaşımızın sıkıntısı varmış, bununla ilgilendin mi? Haberin var mı?’ diye soruyorum. Valilerimize, kaymakamlarımıza talimatlarımız çok açık; ‘Bir tane gariban varsa ve bu sesini devletimize duyuramıyorsa bunun sorumluluğu sizdedir. O garibanı bulacaksınız, ona yardım edeceksiniz, sıkıntısını gidereceksiniz.’ diyoruz.” ifadelerini kullandı.
Varank, Türkiye’nin şu anda imalatla üretimle çok büyük başarı hikayesi yaşadığını, bunun da hakkını teslim etmek gerektiğini vurguladı.
“Alüminyum üretim sektörünün bu performansa katkısı büyük”
İmalat sanayisi içinde önemli bir yere sahip olan alüminyum üretim sektörünün de bu performansa katkısının büyük olduğunu dile getiren Varank, şunları söyledi:
“Sektörde bine yakın girişimde 30 bine ulaşan istihdam ve 3 milyar doları bulan bir ihracat söz konusu. Hadde ve ekstrüzyon ürünlerine yönelik yapılan yeni yatırımlar sayesinde dünya pazarlarında rekabet edebilir bir altyapıya, kapasiteye ulaştık. Alüminyum çubuk ve profil ürünlerinde dünyanın dördüncü büyük ihracatçısı konumundayız. ABB Metal Alüminyum firması da bu alandaki önemli aktörlerden bir tanesi. Bizler tesis ettiğimiz yatırımcı dostu iş ortamı ve sunduğumuz cazip desteklerle sektörün her zaman yanındayız. Metal sektöründe faaliyet gösteren tüm paydaşların varsa sorunlarının belirlenmesi ve tabii ki çözümlerine ilişkin Metal Sanayi Teknik Komitemiz çalışmalarına Bakanlığımız altında devam ediyor. Avrupa Birliği’nin sınırda karbon düzenlemesinin, metal sanayi sektörü üzerindeki muhtemel etkilerini bir fırsata çevirmek istiyoruz. Bu doğrultuda bir ulusal eylem planı ve strateji belgesi hazırlığımız devam ediyor. Yakın zamanda tamamlayıp kamuoyu ile paylaşmayı hedefliyoruz. Sektörün daha katma değerli üretim yapmasını sağlamak en önemli önceliğimiz. Bu kapsamda test ihtiyaçlarını karşılamak üzere Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesinde Alüminyum Test Eğitim ve Araştırma Merkezinin kurulmasını destekledik. Bu proje 2017 yılında tamamlanarak sanayicilerimizin hizmetine girdi. Şimdi de aynı üniversite bünyesinde Alüminyum Sanayinin Dijital Dönüşümü için bir Ortak Araştırma Merkezi kuruyoruz. Bakanlığımız ve Avrupa Birliği’nin 60 milyon liralık eş finansmanıyla kurulan merkez, alüminyum sanayinin dijital dönüşümünün hızlandırılması için gerekli altyapı ve teknik desteği sağlayacak.”
Yine TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü aracılığıyla yeni üretim prosesleri ve katma değeri yüksek yeni ürünler geliştirmek için 10 farklı proje yürüttüklerini belirten Varank, bunun yanında KOSGEB, TÜBİTAK ve kalkınma ajansları aracılığıyla alüminyum sektöründe faaliyet gösteren firmaların 600’den fazla projesine destek sağladıklarını bildirdi.
Varank, ayrıca 2023 Sanayi ve Teknoloji Strateji belgelerinde savunma sanayisi için alüminyum, nitelikli çelik ve zırh çeliği üretimini stratejik öncelikler arasına aldıklarını dile getirerek şunları kaydetti:
“Bu ürünlerin de yer alacağı, sektöre uçtan uca destek vereceğimiz Üretimde Yapısal Dönüşüm Hamle Programı çağrımızı yakın zamanda ilan etmeyi planlıyoruz. Bizler Bakanlık ve hükümet olarak bu ülkeye değer katan tüm girişimcilerimizin her zaman yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Ülkemiz, sahip olduğu nitelikli insan kaynağı, teknolojik yetkinlikler ve altyapı imkanlarıyla yatırımcılar için gerçekten oldukça cazip fırsatlar sunuyor. Ben bu değerli yatırım vesilesiyle yerli ya da yabancı tüm yatırımcılarımıza tekrar çağrıda bulunmak istiyorum, gelin ülkemizin sunduğu fırsatları değerlendirin, kapsamlı ve cazip yatırım teşvik sistemimizden istifade edin. Gelin yatırımlarınızı ülkemize yapın. Hem siz kazanın hem de ülkemiz kazansın.”