Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Genel Başkanvekili Yardımcısı Hasan Turan, Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu üyesi milletvekilleri Fatma Betül Sayan Kaya, İffet Bolat, Erol Kaya, Mustafa Ataş, Ali Mahir Başarır, Şamil Ayrım, Rümeysa Kadak, Ahmet Hamdi Çamlı, Emine Sare Aydın, Halis Dalkılıç, Akif Çağatay Kılıç, Serap Yaşar ve Tülay Kaynarca ile TBMM İstanbul Ofisi’nde basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasının başında dün İdlib’de düzenlenen terör saldırısında şehit düşen askere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dileyen Turan, “Taşeron terör örgütleri ve onların ipini elinde tutan emperyalist güçlerle mücadeleyi, bu coğrafyaya huzur ve barış gelene kadar kesintisiz olarak sürdürmeye kararlıyız.” dedi.
Dostluk grubu üyelerinin isimlerini tek tek okuyan Hasan Turan, Ramazan Bayramı arifesinde İsrail’in Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yönelik düzenlediği baskın ve saldırıların kendilerini derinden üzdüğünü dile getirdi.
Siyonist rejim güçlerince son bir haftada yapılan saldırılar sonucu bir kısmı ağır olmak üzere yüzlerce Filistinli masum vatandaşın yaralandığını, Gazze’ye düzenlenen hava saldırısında da çocuklar ve siviller başta olmak üzere onlarca kişinin hayatını kaybettiğini anlatan Turan, İsrail’in uluslararası hukuku çiğneyerek silahsız masum sivillere ve mabetlere saldırdığını, kışkırtıcı tavırlarla insanlık onurunu ayaklar altına aldığını vurguladı.
Kudüs’ün özel statüsü ve BM’nin bağlayıcı kararları ortadayken siyonist İsrail rejiminin BM kararlarını hiçe saydığına dikkati çeken Turan, şöyle devam etti:
“Sınırını çoktan aşan siyonistlere hadleri bildirilmelidir. İşlediği sistematik terör faaliyetleriyle terör devletine dönüşen İsrail tarafından yapılan saldırılar, yalnızca Müslümanlara değil, bütün insanlığa karşı yapılmaktadır. Uluslararası kurum ve kuruluşların üç dinin kutsal şehri olan Kudüs’te yaşananlara daha fazla sessiz kalmamaları gerektiğini yeniden hatırlatıyor, yaşanan bu zulme karşı acilen harekete geçmeye davet ediyoruz. Artık kınama ve telin mesajlarını aşarak, devletler ve uluslararası kurum ve kuruluşlar terör devletine karşı etkin yaptırımlar uygulamalıdırlar. Dünyadaki bütün meclislerin dostluk gruplarını da bu acımasız saldırılara, İsrail zulmüne ‘dur’ demeye davet ediyoruz.”
Erdemini, vicdanını kaybetmemiş dünya parlamentolarının seçkin birer üyesi olan parlamenterlerin bu çirkinliği tasvip etmeyeceğine ve zulmü alkışlamayacağına inandığını ifade eden Turan, Türkiye olarak saldırının durdurulması için en üst düzeyde girişimlerin devam ettiğine dikkati çekti.
“İİT ve dünya parlamentoları nezdindeki girişimlerimiz de sürmektedir”
Hasan Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu olarak bu hain baskınları ve saldırıları en sert şekilde kınadığımızı buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Grubumuz gerek Filistinli yetkililerle gerekse Mescid-i Aksa Vakfının temsilci ve yöneticileriyle temas halindedir. Ayrıca Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları, diplomatik temasları ve TBMM Başkanımız Sayın Mustafa Şentop’un görüşmeleri sonrasında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve dünya parlamentoları nezdindeki girişimlerimiz de sürmektedir. İsrail’i bu denli pervasız ve cüretkar hale getiren ABD’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki korumacılığıdır. İsrail aleyhine getirilen her önergeyi doğrudan engelleyen veya reddeden ABD, İsrail’in işlediği her zulmün ve suçun en büyük ortağıdır. Her açıklamasında insan haklarından, inanç ve ibadet hürriyetlerinden dem vuranların bu kadar tuğyana, bu kadar zulme ve saldırıya kayıtsız kalması manidardır. Söz konusu İsrail olunca suspus olmak zulme onay vermek anlamına gelmektedir.
Unutmayalım ki zulme sessiz kalanlar en az zulmü işleyenler kadar zalimdir ve suçludur. Bugün orada akan kanın ve şiddetin en büyük sorumlusu hiç kuşkusuz ki zalim ve gaddar İsrail yönetimidir. Türkiye parlamenterleri ve Filistin dostları olarak ramazan ayının kutsiyetini ortadan kaldıran ve ibadet hürriyetini hedef alan bu pervasız, hain, alçak saldırıları unutmayacağız. İlk kıblemizi ve Kudüs’ü savunmaya devam edeceğiz. Gazi Meclisimizde grubu bulunan beş siyasi partimiz de milletimizin hassasiyetini dikkate alarak İsrail’in saldırılarını kınamış, ülkemizin bu konuda ortak bir duyarlılık içinde olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir. Bu münasebetle bütün siyasi partilerimize ve başkanlarına teşekkür ediyoruz. İnsanlıktan nasibini almamış, insanlık düşmanı bu hayasız siyonist akımın durdurulması için mazlum Filistin halkına sahip çıkılmalı, sağduyusunu, vicdanını kaybetmemiş herkes dini, dili ne olursa olsun İsrail’e tepkisini ortaya koymalıdır.”
“İsrail askeri operasyonlarını derhal durdurmalı”
İnsanlığın Filistin’de nefes alamadığına ve can çekiştiğine işaret ederken, eğer müdahale edilmezse yarının çok geç olacağını vurgulayan Turan, şunları kaydetti:
“Dünya barışı Orta Doğu barışından geçmektedir. Orta Doğu’da akan kan durmadıkça dünyaya da barış gelmeyecektir. Kudüs ve Mescid-i Aksa çevresindeki ‘Yahudileştirme’ operasyonlarını hız kesmeden sürdüren İsrail’in esas amacı zamanla oradaki Müslüman ve Hristiyan toplumu bölgeden tecrit etmek, uzaklaştırmaktır. Bu bir Yahudileştirme projesidir. Tarih, halkları sokaktayken hala sessiz kalan Arap liderlerini kara sayfalarına yazacaktır. İsrail askeri operasyonlarını derhal durdurmalı, başta Şeyh Cerrah Mahallesi olmak üzere işgale, yeni yerleşim alanları açılmasına son vermelidir. Evleri elinden alınan Filistinlilerin evleri geri iade edilmeli, Mescid-i Aksa girişlerine konulan barikatlar kaldırılmalıdır. İnanç ve ibadet hürriyetine getirilen kısıtlama ve yasaklara derhal son verilmelidir. Filistin halkının topraklarındaki her türlü işgal, ilhak, haksızlık ve adaletsizlikler son bulmalı, fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik eylemleri engellenmelidir.”
Türkiye’nin Filistin halkının haklı davasına her zaman ve her şartta sahip çıktığını, bundan sonra da çıkmaya devam edeceğinin altını çizen Turan, “TBMM’deki dostluk grubu olarak mazlum Filistinli kardeşlerimizin her zaman yanında olacağımızı, zulme karşı adalete, haksızlığa karşı hakka, hukuka destek vereceğimizi ilan ediyoruz. Yaşasın zulme, adaletsizliğe, haksızlığa, ırkçılığa ve her türlü ayrımcılığa ‘hayır’ diyenlerin haysiyetli duruşu. Yaşasın Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da siyonist İsrail’in insanlık dışı muamelesine karşı, insanlığın onurunu temsil eden mazlum Filistin halkının haklı ve şanlı direnişi.” diye konuştu.