İSTANBUL
Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Karagöz Yerdelen, ABD’nin, Zeytin Dalı Harekatı’ndan sonra gündeme getirdiği “güvenli bölge” önerisini AA muhabirine değerlendirdi.
Türkiye’nin kararlılığının ABD‘nin bu öneride bulunmasına neden olduğunu belirten Yerdelen, ABD’nin PYD/YPG/SDG unsurlarını, Suriye’nin doğu/kuzeydoğu kesiminde iki yıldır kendi amaçlarını gerçekleştirmek için kullandığını söyledi.
Washington’un asıl amacının İran’ın bölgedeki etkinliğini sonlandırmak olduğuna dikkati çeken Yerdelen, şu değerlendirmelerde bulundu:
”Buradaki amacı, İran’ın nüfuzunda olduğunu düşündüğü Irak merkezi hükümeti ile Suriye’deki Rusya ve İran/Hizbullah destekli Suriye Ordusu arasındaki doğrudan kara bağlantısını kesmek ve böylece hem İran’ın bölgedeki etkinliğini sınırlamak hem de Rusya’nın Suriye özelinde giderek artmakta olan gücünü sınırlandırmak ya da en azından dengelemektir. Zira Rusya ve İran’ın desteğiyle muhalif unsurları önemli oranda etkisizleştiren Suriye yönetimi, muhaliflerin arkasında duran ABD’nin ülke içerisindeki etkinliğini ciddi anlamda azaltmıştır. Bu noktada, ABD’nin elinde ülkenin kuzey kesiminde bulunan PYD/YPG unsurları ve onun kontrolündeki SDG kalmıştır. Washington’un Irak-Suriye bağlantısını kesme stratejisi ekseninde verdiği askeri destek bağlamında Rakka ve Deyr’üz Zor şehirlerini DAEŞ’ten geri alan PYD/YPG/SDG unsurları böylece Tanf dışında Suriye ile Irak arasındaki bağlantıyı önemli oranda sekteye uğratmıştır.”
”ABD, güvenli bölge ile terör grubunu korumaya çalışıyor”
Prof. Dr. Betül Karagöz Yerdelen, Türkiye’nin sınıra müdahalesi ile birlikte PYD/YPG’nin etkinliğinin azalacağını düşünen ABD’nin Türkiye ile uzlaşı yolu aramaya başladığını savundu.
PYD/YPG’nin bölgede zayıflamasını istemeyen Washington’un hem Türkiye’yi kaybetmemek hem de PYD/YPG terör örgütünü korumak için güvenli bölge önerisinde bulunduğunu aktaran Yerdelen, şunları kaydetti:
“ABD bu nedenlerle operasyona sıcak yaklaşmamakta ve gerek bu örgütü korumak gerekse Türkiye’nin güvenlik kaygılarını karşılayarak kendisi adına çok önemli bir rolü olan NATO müttefikini kaybetmemek için son kertede ‘güvenli bölge’ önerisini yeniden gündeme taşımıştır.
Türkiye’nin uzun süre ABD, Rusya ve BM’ye önerdiği ‘güvenli bölge’ tesis edilmesi konusu, o dönemde DEAŞ’tan ve Suriye’deki iç savaştan kaçan sivillerin Türkiye sınırları dışında kurulacak kamplarda iskan edilmesini ve sığınmacı akınının yaratacağı insani ve güvenlik sorunlarının uluslararası bir inisiyatif ile çözülmesini amaçlamaktaydı.”
Muhabir: Gülsüm İncekaya