Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Etibank ve Sümerbank‘ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devrinden önce genel müdürlüğünü yapan Şükrü Karahasanoğlu‘nun başvurularını reddetti.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, özelleştirilen her iki bankanın genel müdürlüğü görevine getirilen Karahasanoğlu, Sümerbank’ın 1999’da, Etibank’ın ise 2000’de TMSF’ye devrinden sonra görevlerinden ayrıldı.
Yapılan incelemeler sonucunda bankaların zarara uğratıldığı, usulsüz işlemler yapıldığı gerekçeleriyle Karahasanoğlu, banka sahiplerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişiyle birlikte yargılandı.
Yargılamalar sırasında Karahasanoğlu’nun 10 yıl süreyle mal varlıklarına ihtiyati tedbir konulmasına hükmedildi.
Yaşanan yargısal süreçlerin ardından Karahasanoğlu, AİHM’e başvurarak, ihtiyati tedbirle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve aleyhine yargılama giderlerine karar verilmesinin de hak ihlaline neden olduğunu savundu.
Başvuruyu inceleyen AİHM, hükümetten görüş istedi. Hükümet adına Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığınca hazırlanan görüş AİHM’e gönderildi.
AİHM, hükümet görüşünü de dikkate alarak, Karahasanoğlu’nun lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle yaptığı başvuruyu iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemez buldu.
Aleyhe yargılama giderlerine hükmedilmesiyle adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği sonucuna ulaşan AİHM, başvurucunun mal varlığına belli bir süreyle ihtiyati tedbir konulmasını mülkiyet hakkının ihlali saymadı.
Gerekçeden
AİHM’in gerekçesinde, yerel mahkemelerin mal varlığına ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin kararlarının kanuni dayanağının bulunduğu belirtildi.
Tedbirlerin kapsamının, fon tarafından başvurucu aleyhine talep edilen maddi zarar miktarı ile karşılaştırıldığında orantısız olmadığı ifade edilen gerekçede, başvurucunun dondurulmuş mal varlığının değerinin karşılaştığı mali riskleri aşmadığı vurgulandı.
Yerel mahkemelerce başvurucunun taşınır mal varlığından yararlanması ve maaşı ile emekli aylığını kullanabilmesi için de tedbirlerin kapsamının kademeli olarak azaltıldığı aktarılan gerekçede, başvurucunun genel müdürü olduğu bankaların çoğunluğuna sahip şirketlere kredi kullandırılmasının onaylanmasıyla ile ilgili bazı davalardaki unsurların Karahasanoğlu’nun sorumlu olduğuna işaret ettiği kaydedildi.