İSTANBUL
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın işgal girişimine katıldığı gerekçesiyle 4’üne ağırlaştırılmış, 11’i de müebbet hapis cezasına çarptırılan 15 sanık ile ilgili gerekçeli karar açıklandı.
Davaya bakan İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce hazırlanan 131 sayfalık gerekçeli kararda, 15 sanıkla ilgili iddianame, savcılık mütalaası, müştekilerin şikayetleri, sanıkların duruşmadaki savunmaları, tanık beyanları, dijital delillerin incelemesi, kamera kayıtları ve tutanaklara yer verildi.
Gerekçeli kararda, davanın müştekileri arasında yer alan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ile tanık sıfatıyla da AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci’nin beyanları da yer aldı.
Temurci ifadesinde, olay gününü anlatarak, bir üsteğmenin il başkanlığı katına geldiği bilgisinin kendisine verildiğini, şahısla yüz yüze görüştüğünü üsteğmen rütbesindeki askerin kendisine, emir aldıklarını, binayı acilen boşaltmaları gerektiğini söylediğini, o sırada televizyon ekranlarında Genelkurmay Başkanının derdest edildiğine dair haberler geçmekte olduğunu, üsteğmen rütbesindeki şahsa dönerek kendisine “Bu ülkenin bir başkomutanı var. Genelkurmay başkanının derdest edildiği söyleniyor. Emri kimden aldınız?” diye sorduğunu belirtti.
Üsteğmenin de “Sayın başkan bize zorluk çıkarmayın.” şeklinde cevap verdiğini, bu sırada dışarıda ciddi bir insan kalabalığı oluştuğunu, açık olan camlardan seslerinin duyulduğunu, devamında üsteğmene “Bu koltuklarda oturan insanlar yeri geldiğinde ölebilecek insanlardır ama bu ülkenin yurttaşları olarak birlikte buradan el ele bu yanlışı düzeltip çıkabiliriz.” dediğini anlatan Temurci, üsteğmeni biraz korkmuş ve ürkmüş halde gördüğünü, odadan çıkarken üsteğmenin kendisine “Sayın başkan bizi buradan kurtarın.” ifadesini kullandığını söyledi.
Metin Külünk de olay akşamı darbe girişimi olduğunu öğrendiğini, 21.30 sıralarında AK Parti İstanbul İl Başkanını aradığını, sonradan il binasına doğru hareket ettiğini, bina önüne geldiğinde İl Başkanlığı’nın her iki tarafından da tutulduğunu gördüğünü, içeri girmek istediğinde askerin izin vermediğini belirtti.
Tanık sıfatıyla ifade veren Aydın Korhan ise binbaşı rütbeli bir askerin yanındaki üsteğmene direnen vatandaşları kastederek “Sıkın, vurun” gibi şeyler söylediğini duyduğunu anlattı.
Sanıkların savunmalarına da yer verilen gerekçeli kararda, sanıkların haklarındaki suçlamaları inkar ettikleri belirtildi.
Gerekçeli kararda, AK Parti İl Başkanlığı’nı ele geçirmeye çalışan, darbe girişimine katılan sanıklarının 35 dakika gibi kısa bir zamanda binadan çıkarıldıkları, saat 00.45’te ise darbeci askerlerin direncinin tamamen kırıldığı belirtilerek, sanıkların daha sonra kışlaya döndükleri anlatıldı.
Bir kısım sanıkların kışladan çıkmadan önce silahlı darbe girişimi için görevlendirildiklerini bildikleri vurgulanan gerekçeli kararda, diğer bazı sanıkların ise darbe girişiminden önce kışlada, bazılarının ise yolda haberdar oldukları ifade edilerek, şüphelilerin bilerek ve isteyerek darbe faaliyetinde bulundukları kaydedildi.
Altan kardeşler ve Ilıcak’ın sözleri gerekçeli kararda
Gerekçeli kararda, FETÖ örgütünün tanımı, yapısı ve eylemlerine yer verilerek, örgütün darbe kalkışmasına ilişkin delillere de değinildi.
Gerekçeli kararda, Can Erzincan TV’nin, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne ait Bugün TV kapatıldıktan sonra, adı geçen kanalın birçok çalışanını bünyesine kattığı ve örgüt adına yayınlar yaptığı belirtilerek, darbe girişiminden bir gün önce, 14 Temmuz 2016 tarihinde canlı olarak yayımlanan, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın katıldığı “Özgür Düşünce” programında konuşulanlara yer verildi.
Gerekçeli kararda, söz konusu program moderatörü Nazlı Ilıcak’ın “Aralarda bizim arkadaşlar muhtemelen oynatacaklar, ‘Yine yeşillendi fındık dalları’ diye çok güzel bir klip hazırlanmış, yani sürekli tekrarlanarak sen buduyorsun yeniden yeşilleniyor, sen buduyorsun yeniden yeşilleniyor.” şeklinde söyleyerek klibin sunumunu yaptığı, Ahmet Altan’ın da programın başında “AK Parti’nin Sünniliği merkezine alarak ayrımcılık yaptığını ve ülkeyi yönetemediği, Erdoğan’ın fiilen başkanlık yaptığını, yasada başkanlık diye bir sistemin olmadığını, bunun suç olduğunu, gayrimeşru bir suça toplumun direnmesi gerektiğini söylediği” belirtildi.
Programda “Erdoğan’ın darbeye giden yolları birer birer geçtiği”nin konuşulduğu, Mehmet Altan’ın da, “Türkiye devletinin içinde de muhtemelen bütün bu gelişmeleri dış dünyadan daha fazla belgeleyen izleyen bir başka yapı var. Yani onun ne zaman torbadan yüzünü çıkaracağı, nasıl çıkacağı da belli değil.” şeklinde konuştuğu vurgulanan gerekçeli kararda, Ahmet Altan’ın da bu sözleri destekleyerek, “Öyle bir anlatıyorlar ki Erdoğan sanki ömrü boyunca burada kalacak. 50 tane AKP’li milletvekili biz Akşener’le parti kuruyoruz dese bütün sistem sarsılıyor. Bu adam sağlam bir zeminde durmuyor. Her an her şeyin değişebileceği ve değiştiğinde bunu çok ciddi hukukla ilgili bir problemin ortasında bırakacak bir ortamda yaşıyor. Türkiye’de gerçekleşmiş askeri darbelerin önünü açan gelişmeler her ne ise Erdoğan bugün aynı kararları vererek teker teker o yolları açıyor.” ifadelerini kullandığı aktarıldı.
Katılımcıların “darbenin artık kaçınılmaz olduğu” yönünde konuşmalar yaptıkları ve mesaj verdikleri, program sırasında verilen aralarda defalarca ekranda -yayıncılık tekniği açısından da garip bir tercihle- ekranı tamamen kaplayan koyu yeşil bir fon üzerine büyük harflerle “Bu şarkı Can Erzincan TV’yi karartıp özgür medyayı susturmak isteyenlere gelsin” yazısının ardından ‘Yine yeşillendi fındık dalları” parçasının çalındığı, klibin yine koyu yeşil bir fon üzerine yine büyük harflerle “Anlayana sivrisinek saz anlamayana….” yazısı ile sona erdiği, parça çalındıktan sonra katılımcıların kahkahalarla gülüştükleri, bu klibin programa verilen her arada yayımlandığı ifade edilen gerekçeli kararda, programda baştan sona darbeye ilişkin birden fazla kez subliminal mesaj verildiğinin görüldüğü, bu şekilde TSK içindeki örgüt üyeleri başta olmak üzere örgüt tabanının motivasyonunun sağlanmaya çalışıldığı belirtildi.
Hüküm
Gerekçeli kararda, mahkeme heyetinin davaya ilişkin 20 Aralık 2017 tarihinde verdiği kısa karara da yer verildi. Heyet, eski binbaşılar Faruk Şimşek ve Erol Hazıroğlu ile eski yüzbaşılar Gökhan Güney ve Hasan Hüseyin Altınsoy’un, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti.
Sanıkların fiilden sonraki davranış biçimlerini, yargılama sürecindeki pişmanlıklarının gözlenmemesini göz önüne alan mahkeme, 4 sanığa takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığına hükmetmişti.
Sanıklar eski üsteğmen Muzaffer Dikencik, eski asteğmen Berkay Demir, eski astsubay Ali Aydoğan, eski uzman erbaşlar Arif Emre Esen, Cem Karaaslan, Hüreyre Can Çatal, İbrahim Tıraş, Şahin Kurt, Feyyaz Yörük, Reşat Ardıl ve Fahrettin Kemal’in “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar veren mahkeme, sanıkların yargılama sırasında gözlemlenen tutum ve davranışlarını, verilen cezanın gelecekleri üzerindeki etkisini göz önüne alarak, sanıkların cezalarında indirim yapmış müebbet hapis cezasına düşürmüştü.
Mahkeme heyeti, 15 sanığa “Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek”, “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlarından dava açılmış ise de “anayasayı ihlal” suçundan mahkumiyet kararı verildiğinden, bahsedilen suçların “geçitli suç” kuralları çerçevesinde eridiği anlaşıldığından sanıklara bu suçlardan ayrı ayrı karar verilmesine yer olmadığına hükmetmişti.
Sanık İbrahim Tıraş hakkında “hakaret” ve “tehdit” suçundan dava açıldığını belirten mahkeme, sanığın suçu işlediği sabit olmadığından bu suçlardan beraatine karar vermişti.
Muhabir: Muhammed Enes Can,Murat Kaya,Murat Paksoy