TBMM – Kadir Karakuş
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ömer Serdar, Arakan‘daki Müslümanların ibadethanelerinin Budist yetkililer ve fanatikler tarafından yıkılmasının ağır bir hak ihlali olduğunu söyledi.
Serdar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Myanmar‘ın Arakan eyaletinde 17 camiden 16’sının Myanmar ordusu ve fanatik Budistler tarafından yıkılmasını kınadı.
Birleşmiş Milletlerin (BM) konuya duyarlı yaklaşarak, Arakan’da yaşanan insanlık dramını durdurması gerektiğini belirten Serdar, “Bütün ülkelerin Arakan için aynı duyarlılığı göstermesini bekliyoruz. Bu konuda ortak vicdanı harekete geçirmek gerekir. Yoksa böyle bir anlayışla dünyada barışın, huzurun olması mümkün değil. Dünya bu anlayışla ancak kargaşayla yürüyebilir. Uluslararası kuruluşları Arakan meselesinde insanlık onurunu kurtaracak hukuki bir pozisyon almaya ve konuya daha fazla duyarlı olmaya çağırıyoruz.” diye konuştu.
Arakan’da yaşanan olaylara bugüne kadar en duyarlı yaklaşan ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Serdar, “Arakan’da bir insanlık dramı yaşanmakta, bölgede insan hakları ağır bir şekilde ihlal ediliyor. Arakan’daki Müslümanların ibadethanelerinin Budist yetkililer, fanatikler tarafından yıkılması İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi çerçevesinde de ağır bir hak ihlalidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Serdar, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak konuya üst düzeyde duyarlılık gösterdiklerini, dünyadaki bütün uluslararası kuruluşları da Arakan’da Müslümanlara yönelik yapılan katliama karşı duyarlı olmaya davet ettiklerini kaydetti.
İİT’nin İstanbul’daki Olağanüstü Zirvesi
Ömer Serdar, Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi’nin İstanbul Deklarasyonu’nda alınan, “Doğu Kudüs’ü Filistin Devleti’nin başkenti olarak ilan ediyor ve bütün devletleri Filistin Devleti’ni ve Doğu Kudüs’ün onun işgal altındaki başkenti olduğunu tanımaya davet ediyoruz” kararının da çok yerinde ve doğru bir karar olduğunu vurguladı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden 1995 tarihli kararı 22 yıl sonra imzalamasının da ağır bir hak ihlali olduğunu ifade eden Serdar, “BM’nin daimi üyesi olan bir ülkenin, BM’nin 478 sayılı kararı ortadayken kalkıp orada Kudüs’ün hukuki statüsünü değiştirecek ve yeni hak ihlallerine yol açacak bir karara imza atması kabul edilemez. İİT’nin İstanbul’daki Olağanüstü Zirvesi büyük bir katılımla gerçekleşti. Zirveden çıkan karar ve yapılan çağrı çok önemli.” dedi.
İki devletli bir toplumun öngörüldüğünü, bu konuda BM kararları bulunduğunu anımsatan Serdar, “Zirveden çıkan karar ve çağrı ABD’nin belki daha doğru bir pozisyon almasını gerektirecektir. Bu çağrıya tüm BM üyesi devletlerin olumlu yaklaşması ve aynı tavrı alması gerekir. Zirveye ve çıkan karara Türkiye öncülük etmiştir ve devletimiz her zaman olduğu gibi hak ihlallerinin olduğu yerde proaktif tutumunu yine sergilemiştir.” diye konuştu.