Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın da katıldığı Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) 33. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, gençlerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayacak performans gösterdiğini, kalıcı eserlerle ekonomik büyümenin temellerini sağlamlaştırdıklarını bildirdi.
Karaismailoğlu, küresel ve ulusal ekonomideki kırılganlıklara rağmen dünyada, Türkiye’den listeye giren 44 firmanın 39’unun ve listedeki ilk 10 Türk müteahhitlik firmasının TMB üyeleri arasından çıktığını anımsatarak, 1972’den bu yana 128 ülkede toplam bedeli 421 milyar dolara ulaşan 10 bin 500’e yakın projenin hayata geçirildiğini kaydetti.
Küresel ekonominin, koronavirüs salgını nedeniyle tarihi durağanlık süreci yaşadığına dikkati çeken Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
“Ancak ülkemiz, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2020 yılını, umudun arttığı görünüm içinde tamamladı. Salgına rağmen faaliyetlerimizi, projelerimizi, hizmetlerimizi hız kesmeden devam ettirdik. Salgına yönelik tedaviler ve aşılama alanında kaydedilen ilerlemelerle 2021 yılı durağanlığın geride kalacağı ve küresel ekonominin hızla toparlanacağı dönem olacak. Uluslararası kuruluşlar, küresel üretimin 2020’deki keskin düşüşünün ardından, gelecek iki yılda yükseliş trendine gireceği beklentisini dile getirmekte. IMF, küresel ekonomide 2021’de yüzde 5,2’lik büyüme öngörmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kasımda gerçekleştirdiği ekonomide ve hukukta yeni reform dönemi başlayacağına yönelik açıklamaları ve ardından gelen çalışmalarla ülkemize olumlu geri dönüşler şimdiden başlamıştır.”
“Bölgemizde lojistik süper güç haline geldik”
Bakanlık olarak 19 yıldır çok büyük ulaşım ve haberleşme hamlesini hayata geçirdiklerini anlatan Karaismailoğlu, “Bugüne dek bu alanda 1 trilyon liranın üzerinde yatırım yaparak, Türkiye’mizi adeta yeniden inşa ettik. 2003’ten bu yana uluslararası ulaşım koridorlarını sürekli geliştiren ulaşım politikası çizdik ve yatırımlarımızı bu doğrultuda gerçekleştirdik. Lojistik Master Planımız dahilinde attığımız adımlar, bizi bugün bölgemizde bir lojistik süper güç haline getirdi.”
Projeler hakkında bilgi veren Karaismailoğlu, sadece batıda değil, doğu ve batı arasında kalkınmada eşitliği sağlamak üzere Doğu ve Güneydoğu illerinde de yoğun çalışma içinde olduklarını vurguladı.
Süveyş Kanalı’nda meydana gelen gemi kazası sonrası kanal faaliyetlerinin aksamasıyla dünya ticaretinde çok ciddi kriz yaşandığının görüldüğünü dile getiren Karaismailoğlu, kanalı her iki yönde tıkayan 400 metre uzunluğundaki dev geminin günlük 9,6 milyar dolar zarara yol açtığının ifade edildiğini bildirdi.
“Küresel kriz, ülkemiz için fırsat oluşturdu.” diyen Karaismailoğlu, Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleştirilen Uzakdoğu-Avrupa taşımacılığına doğu-batı ekseninde alternatif olabilecek en uygun rotanın, Türkiye’den başlayan ve Çin’e ulaşan Hazar geçişli “Orta Koridor” olduğunu tüm dünyanın tekrar konuşmaya başladığını anlattı.
Karaismailoğlu, Çin’den Avrupa’ya uzanan 3 büyük ticaret yolu göz önüne alındığında bir konteynerin, Türkiye üzerinden 7 bin kilometre yol alarak 10-15 gün içinde, Rusya Kuzey Ticaret yolu üzerinden 10 bin kilometre mesafe katederek 15-20 günde, Süveyş üzerinden 20 bin kilometre seyrederek 45-60 günde Avrupa’ya ulaştığını kaydederek, “Pandemi nedeniyle durma noktasına gelen dünya ticaretinde Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattı sayesinde alternatif bir rota oluşturmamız olmuştur. Bu sayede Türkiye üzerinden demir yolu taşımacılığı Avrupa-Asya arasında kesintisiz olarak devam etmiştir. Görüldüğü üzere Türkiye’de devlet aklı ve iradesiyle hayata geçirdiğimiz büyük projeler meyvelerini vermeye başlamıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
Dünya ticaretinde zaman kavramının önemi düşünüldüğünde ülke konumu itibarıyla son derece avantajlı durumda bulunulduğunu belirten Karaismailoğlu, bu avantajı en iyi şekilde kullanmak ve geleceğin önlerine çıkaracağı fırsatlara hazır olmak için çalıştıklarını söyledi.
“YİD projelerinin sahibi, eninde sonunda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır”
Türkiye’nin Avrupa’yı Kafkaslar, Orta Doğu ve Orta Asya’ya bağlayan köprü konumunda olduğunu bildiren Karaismailoğlu, geleceğe bugünden hazır olmak için hem devletin hem de özel sektörün tüm imkanlarını seferber ettiklerini, ulaşımın her modunda kamu-özel sektör iş birlikleriyle yola devam ettiklerini ve edeceklerini ifade etti.
Karaismailoğlu, yap-işlet-devret usulüyle yapılan projelerin sahibinin eninde sonunda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğunun altını çizerek, projelerin iddialı ve getirisi büyük projeler olması nedeniyle her seferinde dirençle ve engelleme girişimiyle karşılaştıklarını vurguladı.
Kanal İstanbul ile güvenli geçiş sağlanacak
Zarureti anlaşılan projelerin, halk tarafından benimsendiğini, kıymetinin bilindiğini ve hayatın ayrılmaz parçası olduğunu dile getiren Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
“Şimdi de Kanal İstanbul projemizde bunu görüyoruz. İstanbul Boğazı’nda geçmiş yıllarda meydana gelen Independenta ve Nassia kazaları hala akıllarımızda ve bizler için ders niteliğindedir. Bu kazalar hem İstanbul’u kasıp kavuracak yangın ve patlama riskleri oluşturdular hem de çevre felaketleri olarak tarihimize geçtiler. Kanal İstanbul Projesi, dünya şaheseri şehrimizi ve eşsiz Boğaz’ımızı tüm bu risklerden kurtaracak. İstanbul Boğazı’nın gemi trafik yükü azalırken, tehlikeli madde taşıyan gemilerden dolayı oluşabilecek riskler en aza inecek. İstanbul Boğazı, kıyılarının mimarisi, tarihi yalılarıyla bir açık hava müzesi. Boğazın kendisi ise bir doğa harikası, suyuyla, canlı yaşamıyla korunacak. İstanbullular denizle artık daha çok buluşacaklar.
Kanal girişinden itibaren deniz akıntısını ve dalga boyunu ölçerek gemiyi kumanda eden otonom kılavuz kaptan sayesinde gemilerin yüzde 100 güvenli geçişi sağlanacak. Kanal İstanbul dünya deniz ticaretinde önemli bir işlev üstlenerek Türkiye’nin lojistik gücünü ve altyapısını tamamlayacak uluslararası bir su yolu olarak görev yapacak. Artık Kanal İstanbul’un yapım çalışmalarının başlamasına çok kısa bir zaman kaldı.”