ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki (DKK) eylemlere ilişkin davada 72 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Sanıklardan eski DKK Denetleme ve Değerlendirme Başkanı Tuğamiral Ali Murat Dede, FETÖ ile hiçbir bağının olmadığını, hakkında somut delil bulunmadığını öne sürerek beraatini istedi.
Sözde “yurtta sulh konseyi” tarafından hazırlanan atama listesinde “kuzey deniz saha komutanı” olarak görevlendirilen Dede, kendisinin bu atamadan haberi olmadığını, o saatlerde ailesiyle alışveriş yaptığını öne sürdü.
15 Temmuz’da telefonla görüştüğü kişilerin devre arkadaşları olduğunu ifade eden Dede, “Darbeye katılmadım, haberim yoktu. Darbeciler tarafından bilgilendirilmedim, görevlendirilmedim. Hayatımın hiçbir döneminde ne FETÖ ne de diğer terör örgütleriyle ilgim yoktur.” dedi.
“Hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadım”
Sanıklardan Uzman Çavuş Erday Ak da 15 Temmuz günü mesaiden sonra Gölbaşı’na düğüne gittiğini, mesaiye çağrılması üzerine saat 23.50 gibi birliğe geldiğini söyledi.
Birliğin güvenliğinden sorumlu olduğunu, çelik yelek ve miğfer giyip darbeci grubun sızma girişimine karşı doğu nizamiyesinde görev yaptığını savunan Ak, nöbeti boyunca hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadığını öne sürdü.
Uzman erbaş rütbesiyle darbeyi önceden bilecek veya darbe yapacak yetki ve makamda olmadığını belirten Ak, “Aldığım kanunsuz bir emir değildi. Öyle olsa yerine getirmezdim. Kanuni ve rutin bir emirdi. Bana emir vermeye yetkili kişilerin emriyle hareket ettim. Karargahta olan bitenden de habersizdim.” beyanında bulundu.
Sanık Ak, Yarbay Aşkın Öge’nin birliğe alınmamasıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını öne sürdü.
“Evrakın ne olduğunu bilmiyordum”
Suç tarihinde DKK Harekat Başkanlığında denizaltı proje subayı olarak görev yapan eski Binbaşı Bora Akyol da mütalaadaki suçlamaların hiçbirini kabul etmedi.
15 Temmuz günü DKK Harekat Şube Müdürlüğü görevini vekaleten yürüttüğünü anlatan Akyol, saat 22.00 sularında gemilerin acil olarak seyre kalktığı haberini aldığını, bir süre sonra cep telefonuna “katılışlar” konulu mesajlar geldiğini, Rusya ile yaşanan krizi de düşünerek görevi gereği birliğine katıldığını söyledi.
İlk olarak Harekat Merkezine geçtiğini, 15 dakika kaldıktan sonra sanıklardan eski DKK Harekat Başkanvekili Tuğamiral İrfan Arabacı’nın yanına gittiğini dile getiren Akyol, sabaha kadar DKK’nin 5. katındaki fuaye alanında beklediğini, kimseden emir almadığını, kimseye emir vermediğini, DKK’nin darbeye iştirak ettiğine dair emareye de rastlamadığını öne sürdü.
Sıkıyönetim mesajlarını Arabacı’ya götürdüğü iddiasını reddeden Akyol, harekat merkezinden Arabacı’nın yanına çıkarken bazı evrakı götürdüğünü ancak bunların ne olduğunu bilmediğini iddia etti. Sanık Akyol, sıkıyönetim emirlerinin daha erken saatte Arabacı’ya ulaştırıldığını düşündüğünü söyledi.
Saat 04.31’de karargahtan ayrıldığını savunan Akyol, kanunsuz hiçbir faaliyetinin olmadığını öne sürerek beraatini istedi.
“Banka kartını almak için geldim”
Sanıklardan eski istihbarat binbaşı Nurhan Uz da oğlunun doğum günü için alışveriş yapmak üzere evden çıktığını, maaş kartını odasında unuttuğunu fark edince kartı almak üzere karargaha geçtiğini öne sürdü.
DKK’ye geldiği saatlerde Genelkurmay Başkanlığı önünde silah sesleri duyulduğunu belirten Uz, olayların büyümesi üzerine karargahta kaldığını söyledi. Uz,”Darbe teşebbüsü kastım olsaydı doğal olarak biriyle temas halinde olmam gerekirdi. Kimseyle irtibatımın olmaması, teşebbüsün içinde olmadığımı gösteriyor.” dedi.
Hakkındaki suçlamayla ilişkilendirilecek herhangi bir eyleminin bulunmadığını savunan Uz, tahliyesini istedi.
Savunmaların ardından duruşmaya öğle arası verildi.