ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı‘ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü‘nde görülen davanın duruşmasında sanıklar, avukatları ve müştekiler hazır bulundu.
Eski üsteğmen Musa Kılıçaslan, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istemediğini belirterek, 2012 yılında asker olduğu dönemde Van-Şırnak sınırında çıkan çatışmada yaralandığını ve vücudunun yüzde 70’ini kullanamadığını iddia etti.
Jandarma Genel Komutanlığında sivil memur işlem subayı olarak görev yaptığını ifade eden Kılıçaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“15 Temmuz akşamı eşim beni 22.00 civarı uyandırdı. Savaş uçakları alçaktan uçuyordu. Terör saldırısı olduğu söyleniyordu. Karargahı, harekat merkezini aradım, açan olmadı. Ciddi bir şeyler olduğunu anlamıştım. Ben de karargaha doğru yola çıktım. Yolda polis uygulaması vardı. Onlar da panik halindeydi. Nizamiyeye vardığımda beni içeri almak istemediler. Daha sonra kimliğimi gösterdim, teröristlerle mücadele için geldiğimi söyledim. Daha sonra içeri girdim, nizamiyedeyken silah sesleri geldi. Hemen kendimi içeri attım ve mevzi aldım. O arada ‘Terör saldırısı var, silahlanın.’ diye bağırdı biri. Hemen silah aldım. Vücuduma çok yoğun ağrı girdi. Odaya çıkıp ilaçlarımı almak istedim ancak merdivenlerde zorlandım.
O arada üsteğmen Metin Yağcı ile karşılaştım. Bana yardım etti, odama çıktım, ilaçlarımı aldım, uzandım. İlaçlar nedeniyle beynim uyuşmuş gibiydi. Bomba atılacağını söylediler, toplu halde aşağıya indik, çok kalabalıktı. Bir süre sonra zırhlı bir araç sesi duydum. Polis aracı olduğunu fark ettim. Ardından bir polis benim üzerime gelip hakaret etti ve gözaltına aldılar.”
Mahkeme heyetinin, 5 tanığın olay gününe ilişkin ifadesinde, MP-5 silah kullanarak polislere ateş ettiğine ilişkin beyanlarının hatırlatılması üzerine Kılıçaslan, “Ben hiç ateş etmedim. B-3 otoparkından dışarıya ateş edilmesi imkansız. Kesinlikle dışarıya ateş etmedim.” diye konuştu.
Mahkeme heyetinin, bir tanığın üniversite yıllarında “ev abiliği” yaptığına ilişkin beyanda bulunduğunu söylemesi üzerine sanık Kılıçaslan, “Böyle bir şey yok. Ben ailemle kaldım. O kişiyle husumetimiz olduğu için böyle bir beyanda bulundu.” şeklinde savunma yaptı.
Polise teslim olanlara ateş etmiş
Savunma yapan er H.K. de darbe girişiminden önce Mamak’taki 28. Mekanize Piyade Tugayında vatani görevini yaptığını, olay akşamı da komutanlarının DEAŞ saldırısı olacağını söyleyerek zırhlı müdahale aracıyla Jandarma Genel Komutanlığına götürüldüklerini belirtti.
Komutanlığa ilk gittiklerinde çatışma olduğunu anlatan sanık H.K, kendi araçlarındaki eski üsteğmen Mehmet Kürşat Yaman‘ın yola doğru ateş ettiğini söyledi.
H.K, darbe girişiminde bilerek ve isteyerek yer almadığını savunarak, sabah saatlerinde polise teslim olmak isteyen askerlere eski tabur komutanı kurmay yarbay Ertuğrul Terzi‘nin ateş açtığını öne sürdü.
Olay esnasında silahını hiç kullanmadığını iddia eden tutuksuz sanık H.K, hakkındaki suçlamaları reddederek beraat talebinde bulundu.