ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52 sanığın yargılandığı davaya müşteki beyanlarıyla devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen duruşmada, müşteki olarak beyanı alınan astsubay Hüseyin Yağmur, darbecilerin 15 Temmuz’da karargah cephaneliğinden 3 bin mermiyi helikopterlere yüklediklerini söyledi.
Yağmur, olay tarihinde Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı Lojistik Destek Tabur Komutanlığı Emniyet Muhafız Bölüğünde Cephanelik Emniyet Müfreze Komutanı olarak görev yaptığını belirtti.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz’da evinde bulunduğu sırada olağandışı gelişmelerin yaşandığını görmesi üzerine karargaha gitmeye karar verdiğini dile getiren Yağmur, yoldayken sanık eski üsteğmen Öztürk Gür’ün Cephane Müfreze Komutanı olarak atandığı bilgisini aldığını anlattı.
Başta bu duruma anlam veremediğini ifade eden Yağmur, birkaç kişiyle telefon görüşmesi yaptıktan sonra cephanelikteki askerlerini arayarak Gür’ün sözde atamasını kabul etmediğini, cephaneliği kimseye bırakmamalarını istediğini söyledi.
Karargaha giriş yaptıktan sonra sorumluluk alanı cephanelik bölgesine gittiğini belirten Yağmur, buraya çok sayıda tankın mühimmat almak için geldiğini kaydederek, “Bu sırada İbrahim üsteğmen geldi, ‘A4 mühimmatı da alınacak’ dedi. Astsubaylar Ömer Güngör, Ersen başçavuş ve Ahmet başçavuşun nezaretinde 3 bin A4 mermisini yanındaki teğmenlerle İbrahim üsteğmenin helikoptere taşıdığını gördüm.” dedi.
Gür’ün kendisine tümen komutanlığına bir tuğgeneralin atandığını söylediğini aktaran Yağmur, bunun üzerine olay tarihinde tümen komutanı olan Tümgeneral Erdoğan Akyol’a ulaşmak için emir astsubayına mesaj attığını kaydetti.
“Gelen darbeci generaldi”
Bir süre sonra tümen komutanının karargaha geldiği haberi üzerine ondan emir almak için karargaha gittiğini aktaran Yağmur, “Baktım ki gelen tümen komutanı değildi, o saate kadar şüphelerim vardı zaten. Bu gelen darbeci generaldi. (Sanık eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker) Kırker’in yanında tam teçhizatlı bir grup teğmen vardı. Bunlar bana silah doğrulttu. ” ifadelerini kullandı.
Kırker ve yanındaki askerlerin tavrı nedeniyle darbe girişiminin olduğunu anladığını belirten Yağmur, bunun üzerine kendisi ve yanındaki askerlerin tam teçhizat kuşanarak nizamiye bölgesine gittiğini ifade etti.
Buraya geldiklerinde Kırker ve teğmenleri bulamadığını dile getiren Yağmur, “Bana silah doğrultanları vuracaktık ancak gittiğimizde kimse yoktu.” dedi.
Bu sırada silah seslerinin gelmesi üzerine Yarbay İsmail Suvay’ı aradığını, gelişmeler hakkında bilgi verdiğini ifade eden Yağmur, Suvay’ın tankların çıkışına izin vermeyeceklerini, kendisinin de mühimmat verilmemesi için önlem alınmasını istediğini anlattı.
Karargaha gelmeden önce cephanelikteki görevli asteğmenden mühimmat alan sanık eski binbaşı Özkan Gürkol’un yanına giderek söz konusu mühimmatları geri istediğini belirten Yağmur, Gürkol’a “Komutanım buradan tank değil bir mermi bile çıkmayacak.” dediğini aktardı.
Yağmur, “Gürkol bana ‘Sen kimsin?’ diye sorunca müfreze komutanı olduğumu söyledim. Bunun üzerine ‘Nereden geldin sen’ diye çıkışınca, ‘Ben hep buradaydım’ karşılığını verdim.” diye konuştu.
Müştekiyi tehdit eden sanık salondan çıkarıldı
Bu sırada müşteki Yağmur, sanık Gürkol’un kafa sallayarak kendisini tehdit ettiğini söyleyerek mahkeme heyetinin müdahalede bulunmasını talep etti.
Duruşma savcısının da Gürkol’un bu hareketini fark ettiğini belirtmesi üzerine mahkeme başkanı sanığı uyardı.
İtirazların sürmesi üzerine mahkeme heyeti, Gürkol’u duruşma salonundan çıkardı.
Mahkeme Başkanı Murat İlhan, sanıkların müştekilere yönelik tehdit ve baskı içerikli bir davranışta bulunamayacaklarını belirterek, “Burada hiç kimse başkasını etki altına alamaz. Duruşma düzenini bozan kim olursa olsun dışarı çıkarırız. Sanıklar savunma yaparken kimse onlara müdahale etmedi. Onların da müştekilere müdahalede bulunma hakkı yoktur.” dedi.
Beyanlarına devam eden Yağmur, nizamiyede bulunduğu sırada Yarbay Suvay’ı bir kez daha aradığını belirterek, “Tabur komutanı Suvay’a ‘Komutanım nizamiyedeki tankların kontrolü bende, uygun görürseniz bütün zırhlı araçları donduralım, personelini de araçlardan uzaklaştıralım’ dedim. O da tankların derhal mühimmatlardan arındırılması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine ben de tankların cephaneliğe götürülerek boşaltılacağını, karşı çıkanın ise vurulması için emir vereceğimi bildirdim.” diye konuştu.
Helikopterlere yüklenen mühimmatların etkisinin sorulması üzerine Yağmur, “Bir insana isabet etmesi halinde ikiye böler. Meskun mahalde kullanıldığı zaman bunun etkisi daha da artar, zira parça tesirlidir.” bilgisini verdi.
Yağmur, darbecilerden şikayetçi olduğunu dile getirerek, davanın takipçisi olacağını sözlerine ekledi.
Muhabir: Tanju Özkaya