İSTANBUL – ENES CAN
Hrant Dink cinayeti ve kumpas olduğu anlaşılan 25 Aralık soruşturmalarını da yürüten, Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) iltisaklı olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen eski savcı firari Muammer Akkaş hakkında, Dink cinayeti soruşturması kapsamında, “resmi belgede sahtecilik” ve “silahlı terör örgütü yönetici olmak” suçlarından 58,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca, Hrant Dink cinayetine ilişkin yürütülen soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı.
Dink cinayeti soruşturmasına yaklaşık 3 yıl bakan ve FETÖ’ye iltisakı nedeniyle meslekten ihraç edilen eski savcı Muammer Akkaş hakkında Dink cinayetine ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.
Soruşturma sonucunda hazırlanan 8 sayfalık iddianamede, Arat Dink, Delal Dink, Hasrof Dink, Rahil Dink, Sera Dink “müşteki”, eski savcı Muammer Akkaş ise “şüpheli” sıfatıyla yer aldı.
İddianamede, şüpheli Akkaş’ın “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” ve iki kez “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 27 yıl 6 aydan 58 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca cinayete ilişkin açılan davalara ve sanıkların isimlerine yer verilen iddianamede, bazı kamu görevlilerinin cinayetin işleneceğinden önceden haberdar oldukları, görev, yetki ve konumları gereği cinayeti önleme yükümlülüğü bulunan kamu görevlilerinin görevlerinin gereğini yerine getirmedikleri kaydedildi. İddianamede, bu kapsamda, Dink cinayetinden sorumlu tutulmaları gerektiği iddiasıyla yürütülen soruşturma sonucunda, aralarında eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar, Yunus Yazar ile Engin Dinç, Ahmet İlhan Güler, Sabri Uzun, Celalettin Cerrah, Reşat Altay’ın da bulunduğu dönemin kamu görevlisi 26 sanık hakkında dava açıldığı anımsatıldı.
İddianamede, hakkında cinayetten dava açılan bazı sanıkların FETÖ’nün şifreli haberleşme programı “ByLock” kullanıcısı olduğu, ayrıca Ali Fuat Yılmazer’in iki kızı ile Reşat Altay’ın eşinin de söz konusu programı kullandığı kaydedildi.
İddianamede, şüpheli Muammer Akkaş’ın, kamuoyunda “25 Aralık kumpas” soruşturmaları olarak bilinen “FETÖ/PDY’nin Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirme amaçlı kumpas operasyonu”nu yönettiği, daha sonra görevlendirildiği Tekirdağ Cumhuriyet savcısı iken meslekten çıkarıldığı ve hakkındaki soruşturmalardan kurtulmak için yurt dışına kaçtığı vurgulandı.
“Örgüt yöneticilerindendir”
Şüpheli Akkaş’ın ”FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticilerindendir.” tespitinde bulunulan iddianamede, şüpheli Akkaş hakkında ifade vermek için müracaat eden tanıklar Hacı Ali Hamurcu ve Ümüt Denktaş’ın ifadelerine yer verildi. İddianamede, tanıklar Hamurcu ve Denktaş’ın, Akkaş’ın yönlendirmesi sonucu Ergenekon davasının sanıkları aleyhine ifade vermek zorunda kaldıkları aktarıldı. İddianamede, eski savcı Akkaş hakkındaki bu iddialar nedeniyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından soruşturma yürütüldüğü belirtildi.
Şüpheli Akkaş’ın eylemleri konusunda kovuşturma yapılmasının Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından gerekli görüldüğü ve HSK’nin 10 Ocak 2018 tarihli yazıyla kovuşturma izninin verildiği belirtilen iddianamede, şüpheli Akkaş’ın bir dönem soruşturmaya konu cinayet dosyasına baktığı hatırlatıldı.
İddianamede, “Akkaş’ın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ederek, şu an hakkında dava açılan ve yargılamaları devam eden örgütün yöneticileri ve üyeleri olduğu belirlenen bir kısım kamu görevlileri ile ilgili hiçbir işlem yapmadığı tespit edilmiştir.” denildi.
Akkaş’ın, tanıklar Ali Hamurcu, Murat Ateş ve Ümüt Denktaş’ın şüpheli Akkaş tarafından alınan ifade içeriklerinden Dink cinayetinin sonradan kumpas olduğu anlaşılan Ergenekon soruşturmalarına, bir kısım Ergenekon sanıkları üzerinden bağlamaya çalıştığı” vurgulanan iddianamede, şüpheli Akkaş’ın bu şekilde Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer gibi FETÖ mensubu istihbaratçı kamu görevlilerini korumaya ve aklamaya çalıştığı belirtildi.
Şüpheli Akkaş’ın, Dink cinayetini, Ergenekon soruşturma ve davalarının sanıklarından avukat Yusuf Erikel, Muzaffer Tekin, Fuat Turgut, Kemal Kerinçsiz, Yaşar Ağsu, Oktay Yıldırım, Sevgi Erenerol ve Doğu Perinçek üzerinden bağlamaya yönelik çabasının hazırlık aşamasında kaldığı anlatılan iddianamede, şüphelinin “terör örgütü yöneticisi olmak” ve iki kez “resmi belgede sahtecilik” suçunu işlediği bildirildi.
İddianamede, şüpheli Akkaş hakkındaki tanıkların beyanları, HSK Teftiş Kurulu’nun raporu, HSK 2. ve 3. dairenin kararına atıf yapıldı.
Başsavcılıkça onaylanan iddianame, birleştirilmesi talebiyle Dink cinayeti davasına bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Tanıkların ifadeleri
İddianamede, soruşturma makamına, şüpheli Muammer Akkaş hakkında ifade vermek için başvuran tanıkların ifadesine yer verildi.
Tanık Hacı Ali Hamurcu ifadesinde, Ergenekon soruşturmaları savcısı olduğunu öğrendiği Muammer Akkaş’a tutuklu bulunduğu cezaevinden bir cinayetle ilgili ifade vermek için dilekçe gönderdiğini, akabinde 14 Mart 2012’de Beşiktaş adliyesine getirildiğini söyledi.
Tanık Hamurcu ifadesinde şunları anlattı:
“(İfade sırasında) Muammer Akkaş beni odasına aldı, jandarma görevlilerini dışarıya çıkardı. Akkaş, bana bir HTS raporu göstererek, ‘Fuat Turgut, Yaşar Ağsu, Kemal Kerinçsiz, Yusuf Erikel ile bir ofiste buluştuğumuzu’ söyledi. Ben de böyle bir toplantı olmadığını söyledim. Bunun üzerine Akkaş, ‘O dönemde Yusuf Erikel ile irtibatlı olan tek kişi sensin, Ramazan Akyürek vatana da faydalı insandır, kurtarılması gerekiyor.’ dedi. Doğu Perinçek’in ajandasında ‘Erhan Tuncel konuşacak, Doğu Bey tedbir alın.’ diye bir not gördüğü şeklinde ifade vermemi istedi. Erikel’in odasında isimlerini Akkaş’ın saydığı kişileri gördüğüm, konuşmalarına şahit olduğum, bu kişilerin kendi aralarında ‘Doğu Bey tezgah hazırladı, ihale Ramazan Akyürek’e kalacak.’ şeklinde konuşmalar yaptığına dair ifade vermem istendi.”
İtirafçılıktan yararlandırılacağı ve hayatının kurtarılacağı vaadiyle Akkaş tarafından yazdırılan ifade suretini imzaladığını anlatan tanık Hamurcu ifadesinde, Dink cinayetiyle ilgili bilgisi bulunmadığını beyan etti.
Tanık Murat Ateş’in 18 Şubat 2018’de alınan ifadesinde, Dink cinayeti hakkında ifade vermek üzere Silivri cezaevine sevk edildiğini, buraya Akkaş’ın görevlendirdiği iki kolluk görevlisinin geldiğini ve bu şahıslarla görüştüğünü anlatarak, kolluk görevlilerinin Dink soruşturmasında ve Ergenekon konusunda yardımcı olmasını istediğini, “Ne kadar yardımcı olursa o kadar çabuk dışarıya çıkacaksın, 30 yıl cezan var.” diyerek tehdit edildiğini anlattı.
“Seni psikopat koğuşuna gönderirim” tehdidi
Daha sonra 1 Mart 2012’de doğrudan Akkaş tarafından ifadesinin alındığını, bir gizli tanık “gölge”, bir de açık kimliği ile ifade verdiğini dile getiren tanık Ateş, Akkaş ısrarla Dink cinayetini Ergenekon’a bağlamaya çalıştığını, gizli tanık ifadesini, Muammer Akkaş’ın “Seni psikopat koğuşuna gönderirim.” demesi üzerine imzalamak zorunda kaldığını kaydetti.
Tanık Ateş, Akkaş’ın kendisini tehdit ederek yönlendirmesi sonucunda önceden tanıdığı arkadaşı ve cezaevinde bulunan Ümüt Denktaş’a 7 Mart 2012’de faks göndererek, Erhan Tuncel’le birlikte Ümüt Denktaş’ın evine 2006 yılı Mayıs ayında geldiği yönünde ifade vermesini istediğini söyledi.
Tanık Ümüt Denktaş da 16 Haziran 2015’de savcılığa başvurarak Akkaş’a verdiği ifade içeriğinin doğru olmadığını, bu konuda ifade vermek için başvurduğunu anlatarak, Akkaş’ın 7 Kasım 2013’te kendisini savcılığa çağırdığını ve odasına getirildiğinde kendisine “Murat Ateş ile fakslaşıyormuşsun, neden burada olduğunu biliyor musun? Devlete yardımcı olursan devlet de sana yardımcı olur.” dediğini, yine kendisine “Murat ile fakslaştığın konuları gördüm. İfaden o şekilde mi olacak?” sorusu üzerine “evet” diyerek ifade verdiğini aktardı.
İfade metninde can güvenliği ile ilgili bir şey yapmaması üzerine tutanağı imzalamadığını, bunun üzerine tutanağa “Bu örgütün büyüklüğü itibarıyla koruma talep ediyorum.” şeklindeki ifadenin eklendiğini belirten tanık Denktaş, evli olması nedeniyle Murat Ateş ve Erhan Tuncel’in nargile salonunda yanına geldiklerini söylemesine rağmen Akkaş’ın yönlendirmesi ile evine geldikleri yönünde ifade vermek zorunda kaldığını anlattı.
Tanık Denktaş, Akkaş’a ifade verdiği sırada, ”Savcı Akkaş’a ‘Erhan Tuncel’in 2006’da İstanbul’da olduğunu kanıtlayamadınız, benim ifademle kanıtlamış olacaksınız. Bu da Erhan Tuncel’i zan altında bırakacak. Erhan da istediğiniz şeyleri söyleyecek değil mi savcı bey?’ dediğimde Akkaş da gülerek, ‘Biz ne yapacağımızı biliriz.’ dedi. İfademden yaklaşık 1 ay sonra Tuncel’in, Dink cinayeti nedeniyle gözaltına alındığı televizyondan öğrendim.” diye konuştu.
Tuncel’i Dink cinayeti nedeniyle çıkan haberlerde gördüğünü, Akkaş’a verdiği ifadesinin doğru olmadığını anlatan tanık Denktaş, Muammer Akkaş ve Murat Ateş’in yönlendirmesiyle ifade verdiğini öne sürdü.